Kuş cıvıltılarıyla uyanmak herkesi mutlu etse de bu sabah Allison 'ı mutlu etmişe benzemiyordu. Allison bitkin bir şekilde yatağından kalktı , derin bir nefes alarak pencerenin önünde durdu. Pencereden dışarı bakarken gözleri Lucas'ın babasına zorla yaptırdığı rengarenk kuş yuvalarına takıldı.Yüzünü hüzünlü bir tebessüm kapladı daha önce kendini bu kadar çaresiz hissetmemişti.
Allison gözyaşlarını silerek odasında ki küçük banyosuna yöneldi. Hızlı bir şekilde hazırlandı , omuzlarından dökülen altın buklelerini gelişi güzel şekilde topladı ve ayna da ki yorgun yüzüne baktı. Hiçbir genç kız aynanın karşısında bu kadar mutsuz görünemezdi.Odasından çıkmadan önce son bir kez dikkatlice odasına baktı ve kapısını kapattı. Merdivenlerden inerken gözleri duvarda ki bir fotoğrafa takıldı. Bu fotoğrafın çekildiği anı annesinden defalarca dinlemişti. Her seferinde ilk kez dinlermiş gibi heyecanlanırdı ve babasının yüzüğü annesine uzattığı an da ki mutluluklarını hayal etmeye çalışırdı. Annesi anlatırken bile aynı büyük mutluluğu yaşardı. Yanaklarından süzülen gözyaşları ona ailesini bir daha hiç göremeyeceğini hatırlattı. Hıçkırıklara boğulmak üzereyken bir ses onu kendine getirdi.
" Tatlım kahvaltı hazır , uçağın kalkmasına iki saat kaldı acele etmeliyiz. "
Bu ses annesinin en yakın arkadaşı Peyton'ın sesiydi. Allison gözyaşlarını sildi , hafifçe boğazını temizledi ve cevap verdi.
" Geliyorum. "Mutfakta sessizlik hakimdi Peyton ağlamamak için Allison ile göz göze gelmekten çekiniyordu. Peyton peynirli omletleri masaya koyarken ürkek bir çocuğa benziyordu.Boğazını temizledi ve bahçe kapısına yöneldi.
" Dean , lena kahvaltı hazır."
" Geliyoruz hayatım."
Dean Peyton'ın eşiydi Lena ise Allison 'nın küçük kız kardeşiydi.
" Lena arkadaşlarıyla vedalaşmak istedi hayatım. "
Dean Peyton'a küçük bir öpücük verdikten sonra Lena' nın oturmasına yardım etti. Peyton'ın gözü küçük Lena ya takılmıştı, Lena dudaklarını bükmüş Allison'a bakıyordu. Allison dayanamadı.
" Bir yolu olmalı biz gitmek istemiyoruz onları tanımıyoruz bile!"
" hayatım biliyorsun sen gitmek zorunda değilsin ancak lena gitmek zorunda. "
" Annemi babamı Lucas'ı kaybettim Lena' dan da ayrılam onu da kaybedemem o benim geriye kalan tek ailem. "
Peyton yerinden kalkarak Allison'ın yanına gitti ve sarıldı.
" tatlım , sizden ayrılmak bizim için de çok zor. Ancak gitmek zorundasınız en azından denemelisiniz bu annenin son isteği. Hiç tanışmamış olsanız da onlar sizin akrabalarınız. Avukatı duydun hayatım bir sorun olmazsa davayı kazanmamız mümkün değil. En azından teyzelerine bir şans vermelisin."
Allison saçlarını okşayan Peyton'a baktı." Cenazeye bile gelmediler, şimdi bizi onlarla yaşamamız için zorluyorlar anlamıyorum"
" Tatlım eminim geçerli sebepleri vardır hem sizi bu kadar önemsemeseler niye bu kadar ısrarcı olsunlar. "
Peyton kızların tabaklarına dokunmadıklarını görünce çok üzüldü." kızlar bir şeyler yemelisiniz yorucu bir yolculuk olacak en azından hatırım için bir kaç lokma yemeye çalışın. "
Allison kabullendiği için olmasa bile başka çareleri kalmadığı için sustu ve bir şeyler yemeye çalıştı , omletten bir çatal alarak Lena ya uzattı. Lena istemediğini söylese de ısrar etti ve en azından omletin yarısını yedirmeyi başardı. Zar zor kahvaltılarını tamamladılar. Sessizliği çalan kapı zili bozdu. Dean kapıyı açmak için yerinden kalktığı zaman Lena ve Allison korku dolu gözlerle Peyton'a baktılar.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
LANETLİ GÜÇ
Fantasy... Allison büyük bir çığlık attı beyni sanki basınçtan patlayacak gibiydi ve kulakları çınlıyordu. Her şey bulanıklaşmıştı neredeyse hiçbir şey göremiyordu.Dengesini kaybetmiş gibi ellerini iki yana açarak yavaşça dizlerinin üzerine çöktü...