Halamın uzun ısrarları sonucu haftasonu halamın yanına gitmeye -tek başıma gitmeye- karar verdim. Bu karar her ne kadar istemsiz bir karar olsa da gitmeliydim. Halamı uzun zamandır görmemiştim. Hem onunla dedikodu yapmak çok zevkliydi. Tüm akrabaların dedikoduları halamdan sorulurdu. Halamın arasını yaptığı çiftler vardı üstelik. Kim bilir belki bana da bi aday bulmuştur.
Cumartesi günü halamın evinin bulunduğu ücra kasabaya giden tek otobüse bindim. Yanıma çok fazla eşya almamıştım. Zaten çiftlikte özenli giyinecek halim yoktu ya! Spor sırt çantamın içine doldurduğum bir iki eşofman ile yola çıkmıştım. Otobüse bineceğim durağa gelince 1 gün önceden aldığım bileti milyonuncu kez kontrol ettim. Otobüs gelmek üzereydi. Yaklaşık beş dakikalık bir bekleyişim vuslata erdi ve otobüs geldi. Otobüsün içinde bir yaşlı çift dışında kimse yoktu. Bu iyi bir şeydi. Biletimin kesildiği numara 8 numaraydı. 8 numaralı cam kenarındaki yerime oturdum. Özellikle cam kenarını seçmiştim. Kafamı cama yaslayıp dinlediğim şarkılar zamanın -yaklaşık 1 saat 40 dakikanın- nasıl geçtiğini hatırlatmayacaktı. Otobüse bindikten yarım saat kadar sonra bulutlar üzerindeki yükü boşaltmak istediğini belli ederek gürlemeye başladı. Hemen ardından yağmaya başlayan yağmur dinlediğim müzikle tam bir tezatlık oluşturuyordu. Havayı değiştiremeyeceğime göre bende müziği degistirdim. Bruno Mars'ın "İt Will Rain" şarkısı kulaklarımı doldurunca derin bir nefes aldım. Yaşamadığım ve muhtemelen de yaşayamayacağım hayalimdeki aşk için kendimi şarkının sözlerine, yağmurun rahatlatıcı etkisine bıraktım. Otobüs kasabaya doğru yaklaşırken bu yağmurda çiftliğe nasıl gideceğim aklıma geldi. Cep telefonumdan halamı arayıp eniştemi beni alması için göndermesini isteyecektim. Numarayı çevirdim. İki kere çalan telefonun ardından halamın neşeli sesi duyuldu. "Umarım otobüsü kaçırdım demek için aramadın beni?"
Gülümseyip kafamı salladım. "Hayır şu an otobüseyim. Birazdan ineceğim otobüsten ama çok yağmur yağıyor. Eniştem beni almaya gelebilir mi?" Halam kısa bir kahkaha kopardı telefonun diğer ucundan. "Sen beni ne sanıyorsun? Seni alması için birini yolladım merak etme sen." Halamın sıcak gülümsemesini telefondan bile hissedebiliyordum. Buz gibi ortamları sıcak bir gülümsemeyle aydınlatırdı halam. Bu onun en sevdiğim özelliğiydi.
Nihayet otobüs kasabaya vardığında camdan dışarı bakındım. Gözlerimle eniştemi ya da en azından arabayı aradım. İleride soluk mavi 1955 model Chevrolet'i gördüm. Otobüsün kapıları açılınca çantamı alıp hemen Chevrolet'e doğru hızlı adımlarla ilerledim. Arabaya arkadan yaklaştığım için içindekini göremedim. Ama arabanın kasabadaki tek Mavi Chevrolet olduğunu biliyordum. Bilmesem bile pick upın arkasındaki 'Darcy' yazısını uzayda bile görsem tanırdım. Arabanın kapısını açıp hemen içeri girdim. Nefes nefese at kuyruğu yaptığın saçlarımı düzeltim. Şoför koltuğunda eniştemi görmeyi beklerken başka birini gördüm. Şok olmuş bir vaziyette konuşmaya başladım. "Affedersiniz? Sanırım arabaları karışırdım." Diyerek inmek için kapıyı açmaya yöneldim. Tam o sırada şoför koltuğundaki benim yaşlarımda olduğunu tahmin ettiğim feci derecede egzotik yakışıklı sarışın beni durdurdu. " Sanırım sen Lilly olmalısın?"
Şaşkın şaşkın feci derecede egzotik yakışıklının kolumun üstündeki eline baktım. "Üzgünüm." diyerek ellerini teslim olmuş bir şekilde kaldırdı. Tanrım çok güzel gülüyor. Yoksa ben? Hayır olamaz!!!
![](https://img.wattpad.com/cover/31022882-288-k728059.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görücü Usulü Aşk
Teen FictionDaha önce kimsenin başına gelmemiş olduğuna yemin edebilirim. Eminim ki sizin de başınıza gelmemiştir. Sadece bir tek söz ile tüm aşk hayatım değişti. Sonuç olarak buradayım. İşte benim hikayem.