benim hiçbir şey anlatmama izin vermediler. sormama, dinlememe, durup düşünmeme, seni sevmeme.. hiçbir şeye izin çıkmadı. içimde bir şeyler hep tuttu kollarımdan, dilimden, elimden, yüreğimden. o çizginin bir adım ötesine geçmedim, istemedim çünkü. o zamanlar sana henüz vurgun değildim. henüz sormuyordum güzel şeyler ne zaman gelecek diye. inkar ettiğim tüm güzelliklerin olduğunu ve bunları sadece bir kişide bulabileceğimi, henüz ben, kendim bilmiyordum.
sonra bir gün hava güzeldi, hava akşamdı, masadaydık. ama ben orada değildim, sonra seni o kocamış sakalınla gördüm. en güzel tebessümün ile geçiyordun caddeden. sana nasıl baktığımı ölçmeden, korkmadan bakıyordum. " bakar da ne der acaba " demiyordum, " kaçır gözlerini! bak şimdi dönecek " hiç ama hiç demiyordum. ve sen baktın. ben hala çekmedim gözlerimi. tebessümün dudaklarına yapışmış gibiydi. ayıramazdık ondan seni. yüzünde en ufak değişim olmadı, yavaşça telefonunu kapattın. hafiften başını salladın bana. aptal genç adam araya girip gözlerimizi bir iki saniyeliğine ayırdı. sonra sen kafanı çevirdin hafiften. sonra yaklaştın yanıma. " neden öyle yaptın " dedim, gülüşün bana bulaştı.
" seni daha iyi görebilmek için " dedin, gülüşün net ve kendinden emindi. sesinde en ufak bir titreme yoktu. ama ben tozduman olmuştum. tuzla buz. sonra yanağıma dokundun, yavaşça. kırılacak sandın beni. kırılırdım haklısın sevdiğim. görüşürüz dedin ve gittin, sonra ben su olup buharlaştım.
ertesi gün aynı yere oturup, geçtiğin, geldiğin, baktığın, güldüğün, dokunduğun anı düşündüm. sadece bunu düşündüm. yüzümde gölgeler vardı, garip hayaletler. senin hayaletin.
hayaletin dokununca bana, ürperdim. gerçek zannetim. meğersem gerçekmişsin!
öyle dalmışım ki sana, gerçeği unutmuşum sevdiğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TWİTRAFTROLOJİ
ChickLitEn masumu da " platonik aşk "dedikleri olsa gerek. Bie merhabayı yıllarca beklemek ; belki onun yaşadığı sokaklardan görürüm umuduyla geçmek defalarca... Bir bakışı yakalamak mesela . O bakışa anlamlar sığdırmak ... Milyonlarca anlamlar sığdırmak...