EFSANE

29 3 2
                                    

Bugün kalktığımda dün olanlar konusunda içimde bir heyecan ve bir korku vardı. Heyecanım tuhaf ama birazda bencilce sanırım. Ama tuhaf heyecan. O dün bana sarıldı. Üzgün llduğu için ve belkide kendinden korktuğu için bana sarıldı. O acı çekerken benim mutlu olmam bencilce mi? Yada kötü mü? Kötü olduğundan farkındayım ama sanırım ondan hoşlanıyorum. Bir bakıma ondan korkuyorum. Çünkü tüm Dünya'yı yok edebilecek bir güçte. Ne olabileceklerini düşündüğümde ne yapabileceğini düşündüğümde içim bir korkuya bürünüyor. Hemde başademileyecek bir korku. Herkes feryat ediyor, heryer yanıyor ve karanlıklardan o çıkıp insanların ruhunu acımasızca yiyor. Sanırım bu konuda en çok acı çekecek olan benim. Sevdiğim birinin insanları gözümün önünde acımasızca öldüren dahası sevdiklerime zarar veren öldüren biri olması cidden acıtıyor. Belkide braz ondan korkuyorum. Ama seviyorumda hemde asla vazgeçemeyecek kadar. Düşündükçe gözlerim doluyor. Bir iki yaş süzülüyor. Neden neden o olmak zorundaydı. Milyonlarca kişinin arasında neden o.
~~~~~~~~○~~~~~~~~~~○~~~~~~~~~~
Kahvaltımı yapmak için aşşağıya indim. Koltuklarda iki tane kız yatıyordu. D.o birinin önüne oturmuş onu izliyordu. Beni görünce ayağa kalkmaya çalıştı. Ben sırıtarak ona elimle oturmasını söyledim. Ve sağdaki kıza baktım. Onlar tabiki İkbal ve Seniha'ydı. Hala uyuyorlardı. D.o İkbal'in baş ucunda oturuyordu. Ben Seniha'ya bakıyordum. Ona bakarak sırıttım. Sonra merdivenlerden sesler gelmeye başladı. İkimizde merdivene baktık. D.o yerinden kalkıp ayakta durdu. Bizimkiler geliyordu. Sırıtarak onlara baktım. Sesiz olmalarını işaret ettik. Ardından kahvaltı yaptık. Ben değil D.o sadece o. Ardından esneyerek kızlar kalktılar. Doğrulup koltuğa oturdular. Seniha elini kaldırdı, İkbal sırıtarak
"Günaydın" dedi.
Ve ikbal D.o'ya yemek yapmakta yardım etti. Seniha ortalığı toparladı. Bir süre sonra kahvaltıya oturduk. Herkes çok sesizdi. Hiç limse konuşmuyordu. Baekhyun bile. Herkes çok tuhaftı. Seniha sonradan
"Merak etmeyin kahvaltıdan sonra anlatacağım. Sabredin biraz." Dedi ve ağzına bir lokma aldı.
Şimdi anlaşılmıştı olay. Herkes olayı merak ediyordu. Kahvaltı bittikten sonra Seniha ve İkbal bir koltuğa oturdu.
"Çatlamayın anlatıyorum." Dedi Seniha sırıttarak. Yutkundu ve anlatmaya başladı.
"Bu Dünya'ya benim gibi birisi gelmiş. Ama benden daha güçsüz. Bu küçük bir kızmış. Benim gibi saçları varmış mavi gözlüymüş. Çok tatlı kızmış. Ama herkes dışlıyormuş. Sevmiyormuş, kendi ailesi bile onu sevmiyormuş. Hergün onu döverlermiş. Bu kız büyüdükçe içinde insanlara karşı büyük bir kin tutmuş. Bir gün kıza vuracaklarken kız sinirlenmiş ve saçları, gözü kıpkırmızı olmuş. Aynı bana olan gibi. Ve onların ruhunu yemiş. Kız benim gibi kendine gelememiş ama hep böyle kalmış. Yüzü değişmiş falan. Çok çirkin olmuş. Bu herkesin ruhunu yiyormuş. Kısacası katliam yapmış. Sonra bir bilim adamı çıkıp bunun karşısına geçmiş ve demişki
"Sen boşuna kendini yüceltiyorsun. Yüz yıllar sonra bir kız Dünya'ya gelicek ve sen ölüceksin. Oysa o ölümsüz olucak. Ve sende olmayan binlerce özellik onda olacak. Asla ona hükmedeyeceksin. Sen ölümlüsün. Oysa o ölümsüz. Sen sadece ruhu yiyebiliyorsun. Ve sadece insanlar senin ayağına gelmelş sen anca öyle yiyebilirsin ama o düşünce gücüyle herşeyi hareket ettirebilecek. Adı DAXIN olacak."
Bu sözler üzerine o küplere binmiş. Herkese duyurmasın diye de onu öldürmüş ama onun arkadaşları tüm herkese bunu duyurmuş ve ondan kormaz olmuş tüm insanlar istedikleri gibi dolaşıyorlarmış. Cesurca ona bulaşıp, cesurca ve alaycı bir tavırla ondan uzaklaşıyorlarmış. Sonradan bu bir iksir içmiş ve ruh haline gelmiş. Kendine, onun sdınu söylemeyin tehlikeli. Adı DB ark lood yani 'D''yi 'ark''ın önüne 'B''yi de 'lood''un önüne getirin. Anladınız siz. Adını asla ama asla ağzınıza almayın. Çok tehlikeli. Hemde siz ölümler için çok fazla tehlikeli. Onun hakkında konuşacağınız zaman 'ruh' diye bahsedin. Ben de işte o yüzyıllar sonra çıkan DAXIN'im. Ve o benim, nasıl yaptı bilmiyorum ama içime girdi. Şuan benim içimde ve ufacık birşeyde çıkıp insanların ruhunu yiyor.Yardıma ihtiyacım var ve siz bunu öğrendiğinize göre bana yardım etmek zorundasınız." Dedi ve sırıttı.
Bu durumda herkes sustu. Çünkü hiç kimse ona nasıl yardım edebileceğimizi bilmiyordu. Belkide benim gibi ondan korkuyorlardı. Chen araya girdi.
"Nasıl yapacağız? Yani bizim gibi birilerinin sana nasıl yardım etme imkanı olabilirki."
Seniha biraz yıkılmıl gibiydi. Üzülmüştü ve yavaşça kafasını eğdi. İkbal araya girdi.
"Aslına bakarsınız. Bende ölümlüyüm ama hayatım pahasına Seniha'ya yardım edeceğim. İnanın bana asla bu karşılıksız kalmayacaktır. Sizde gördünüz Seniha istediğiniz herşeyi yapabilir. Aytıca bir ölümlü olarak yapabileceğiniz o kadar çok şey varki. Mesela Seniha deşifre oldu o ruh yüzünden. Ma siz olmadınız. Heryeri girebilirsiniz. Ve bize bir sürü bilgi verebilirsiniz."
Bunun üzerine D.o
"FİGHTİNG!!" dedi. Elini yumruk yaparak. Bizde onayladık. Gidip ona hayatımız pahasınca yardım edecektik. Biraz konuşup bugün evde kalmamız gerektiğini kararlıştırdık. Bu efsane hakkında tüm kitapları kurcaladık. Kütüphanedeki kitapları alıp eve gerirdik ve araştırdık. Ama hiç bir şey bulamadık. Biraz moralimiz bozulmuştu açıkçası çünkü hepimiz kendimizi baya kaptırmıştık. Araştırmaya devam ettik hiç vazgeçmedik. Tartıştık ve mantkk yürüttük ama hiç bir cevap bulamadık. Seniha sonra bize merak etmemizi yarın bulacağımızı söyledi. Bizde moralimizi düzelttik ve uykuya daldık.
-

DAXINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin