Mutlu günler^^multimedya CİNDERELLA CNBLUE^^ <3 GEÇEN GÜN CNBLUE GELDİĞİ İÇİN ÇOK MUTLUYUM. YAŞASIN ABU FESTİVAL. GEÇEN HAFTA BÖLÜM YAYINLAYAMADIM ÜZGÜNÜM DERSLER... MULTİ DOKTORUM...
-Ölüm riski büyük!!
-Hızlı olun!!!
-Kalbi duruyor!!!
-Neler oluyor?
-Doktor Jong, evde baygın bulunmuş. Ne olduğunu hala çözemedik. Ancak kalbi durmak üzere.
-HEMEN AMELİYATA ALIN!!!
*******************************
Kötü bir bekleyişti. Ne olduğunu anlamadığım bir ölüm sanırım. Tek hatırladığım üstüme doğru çömelmiş olduğuydu. Ona telaşla baktığımda gözlerinin yavaşça kapanıp kucağıma düşmesiydi. Tamamen acı ve keder... Yaklaşık 15 saat bekliyorum. Gözlerim açık, uyumamak için göz kapaklarımla savaş veriyorum. Tükettiğim kadar Kafein tüketiyorum. Dışarıdan sarhoş gibi görünsemde hiçbirşey umrumda değil. Gözlerim, göz kapaklarım yavaşça kapanmaya başlıyor. Saat sabahın 8'i... Dün hastaneye 7 de geldim. Onun için 15 saat bekliyorum. Evdeki herkes bize ne olduğunu merak ediyor gibi. Telefonum durmadan çalıyor. Elimde bir litre kahve ve yanımda bir sürü kahve çöpü... Engel olamadım kafam geriye düştü. Yan taraftan büyük bir kapı açılma sesi duydum. Gözlerimi hafif araladım.
"Ahh... Seniha'nın arkadaşısınız sanırım." Seniha sözünü duyar duymaz tüm gücümle ve merakla kafamı kaldırdım hızlıca.
"Evet. Ben onun..." dedim ve kafamı yavaşça eğdim. Arkadaşı...
"Arkadaşıyım. İyi mi o?"
Karşım da yakışıklı bir doktor duruyordu. Bana biraz umutsuz bakıyordu. Telaşlandım. Yoksa bu sefer cidden gitmiş miydi? Tahtalı köye...
"Ihmmm. Ameliyata aldık evet biraz umutsuz bir vakaydı. Elimizden geleni yaptık." Bunu duyunca öksürmeye başladım. Yutkundum.
"Ve..."
Bana baktı ve umut verir gibi gülümsedi. Benimle dalga mı geçiyordu?
"Ve kurtardık diyebilirim, yani birazcık kritik durumu. Hastanede kalmalı. Onun dışında sizde biraz dinlenmelisiniz. Ihmmm birde alışılmadık bir durum ki vücudu cidden çok güçlü, dirençli. Eğer böyle olmasaydı. Yaşması mümkün değildi. Vücudu..."
"Vücut demeyi bıtakır mısınız?" Tamam belki biraz fesatım. Kabul ediyorum. (Ben sapık olunca. Exo-l'im yani)
"Siz eve gidin artık. Dinlenin eğer sizi yorgun görürse morali bozulur ve bu amelşyat pek iyi olmaz. Belliki gelmeden önce muhteşem bir olay yaşamış vücudu, pardon iskeleti ondan daha dirençli. Eğer morali bozulursa iskelet direncinide kaybedebilir." Dedi ve selam verip gitti. O gittikten sonra telefonum yine çalmaya başladı. Arayan İkbal'di. Seniha'nın telefonu çalıyordu. Elimi uzatıp açtım. Telefonumu açtığım anda çığlıklar yükseldi 'açtı' gibisinden. Sonra İkbal bağırmaya başladı.
"SEN NERDESİN!!!YOKSA SUHO İLE KAÇTINIZ MI!!"
"İkbal sakin ol. Ben eve geliyorum. Evde anlatırım herşeyi. " dedim ve telefonu kapatıp ayağa kalktım. Son kez bir Seniha'ya bakmaya karar verdim. Yavaşça bulunduğu odanın önüne dopru ilerledim. Camdan içeri baktım. Seniha yatakta oturup bana bakıyordu. NE!!? Gözlerimi büyütmeye çalıştım ancak fazla yorgun olduğum için gözlerim hızla kapandı ve yere düştüm. Son olarak tek gördüğüm şey Seniha'nın bana korkuyla bakmış ve sonra yatapa hızla düşmüş olmasıydı. Ve ardından duyduğum sesti
"Kod mavi. 128 nolu oda. Kod mavi."
"Kız ölüyor!!!"
*******************************
Burda bıraksam mı?çok üşeniyom lan""Suho..."
Gözlerimi yavaşça kaldırdım. Yattığım yerden kalktım. Karşımda Seniha vardı. Çok fazla telaşlıydı.
"İyisin. Öyke değil mi? En son bayılmıştın. Çok kötü görünüyordun. Beni çok korkuttun. Bende bayılacaktım nerdeyse... Kendimi çok kötü hissediyorum...""
Yanımdan hıçkırıklar duyuyordum. Üzerime birkaç tuzlu su damlası gelince gözlerimi açtım. Şimdi çok fazla dinlenmiştim. Kendime geldim daha doğrusu. Etrafımda bizim çocuklar vardı. Ve de İkbal yine ağlıyordu. Bu kadarıda fazla hep biz ağlıyoruz. Hepsi Seniha... Bir dakika. Ben onun önünde bayıldım. Ve doktor demişti ki.
GEÇMİŞE DÖNÜŞ
Dinlenin eğer sizi yorgun görürse morali bozulur ve bu ameliyat pek iyi olmaz.
ŞİMDİ
Ahhh salak ben. Hızlıca kalkıp bizimkilere ne olduğunu anlattım. Hepimiz telaşlanıp amelşyat yapılan odanın izlleme alanına zorla girdik. Girdiğimizde hemşireler ve doktor çok endişeli gibiydi. Bizi görünce hızlıca hemşirelere telefonu işaret etti. Ve bizim odayı aradı. (Doctor stranger izleyenler anlamıştır)
"Sizi Seniha yorgun birşekilde gördü mü?"
"Evet. Gördü. Onun önünde bayıldım."
"Ne!! Üzgünüm ama onu kaybediyoruz." Bunu duyunca gözlerimi pörtlettim ve telefon elimden düştü. Doktor telefonu kapattı. Hepimiz dona kalmıştık. (Dona hmmm) (tövbest) (exo-l olunca) Doktor nefes alıp verdi. Bize baktı ve kafasını eyip göz ucuyla Seniha'ya bakarak birşey söyledi ve çıktı. Biz hızla aşşağıya indik ve doktorla konuştuk. Bize yapılacak birşey olmayacağını,üzgün olduğunu söyledi. Biz karşı çıktık. Doktor isterseniz onu son kez görebilirsiniz diyerek hemşirelere bir odaya ces-hayır Seniha'yı koymalarını söyledi. Biz hızla o odaya gittik... İkbal hafif uzakta duruyordu. Herkes gibi ama ben hemen onun bana yaptığı gibi bedeninin üzerine çömeldim ve umutla o bana nasıl yaptıysa öyle yapmaya çalıştım. Benim ağrılarımı dindirip beni yaşatması gibi bende ona öyle yapmaya çalıştım. Yapamayınca yüzünün yanına yaklaştım. Ve onun bana yaptığı iğrenç esprilerden yapmaya başladım.
"Gitmek kokaysa kalmak fantadır. Ha?"
Dedim ve gülümsedim. Dışarıdan deli gibi görünüyordum.
"Sağ duyulu olmak için ne yapmalıyım. Sol kulağını tıka."
Tekrar gülümsedim.
"Aşkın Gözü körmüş, duvara çarpmış ölmüş."
Yine gülümsedim. Sonra ona daha çok yakınlaşıp dedim ki
"Benim aklımda fazla yok sen söylesene huh?"
Gözlerimi kapattım. Ağlamayacaktım. Ağlamamalıydım. Ssdece umutlu olmalıyım. Hadi birazcık daha. Gözlerimi açtığımda diğerlerinin çıkmış olduğunu gördüm. Tekrardan Seniha'ya baktım.
"Seni kaybetmiş olamam, değil mi? Benim yüzümden, gitmedin değil mi?"
Yüzüne son bir kez baktım. O kadar güzeldi ki. Nefes alıp verdim. Onu cidden çok seviyordum. Dudaklarımı yaladım,kafamı yavaşça eğdim. Nefes alıp verdim. Ona baktım ve dudaklarına hızla yaklaştım. Ve onu öptüm. Düşündüğüm gibiydi. Yumuşacık,sıcak,insana huzur veren... İçimdeki tüm acıyı alıp götürdü sanki. İlk öpücüğüm... İlk aşkım... O kadar huzur doldum ki... Herşeyi unuttum. Onun ölümünü bile. O yaşıyor gibiydi sanki. Dudaklarımı yavaşça ondan çektim. Şimdiyse aklıma sadece onun uyuduğu geldi. Uyanacaktı. Yeniden karşıma geçecekti, ban gülecekti. Onun iğrenç esprilerine bile katlanabilirdim. Tek istediğim onun uyanmasıydı. Belkide her hikaye mutlu bitmiyordu. Bunu düşünerek yavaşça kafamı eğdim. Kafamı camın olduğu yere doğru çevirdim. Bizimkiler beni izliyordu. Gülümseyerek. Onlara gülümsedim. Ses çıkarmadan ağzımı oynatarak
"O uyuyor. Uyanacak. O yaşıyor. Sadece şuan derin uykuda..." dedim. Ona bakarak. O YAŞIYOR...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAXIN
Fantasy~ Olağan dışı özelliklere sahip ve elinde olmadan korkutucu bir yaratık olan kadının bir adama aşık olması onu bilinmeyenden kurtarabilecek mi? ~ OKU VE GÖR ADAMIM! 6 bölümlük mini hikaye ~ çerezlik