Sabahın ilk ışıkları ve esintisi yüzüme hafif buruşturmamı sağlamıstı. Yavaş yavaş gözümü açarak etrafı daha iyi görmeye başladım. Yine gözlerimi her zamanki gibi bankın üzerinde her yerim üşümüş bir şekilde açtım.
Kendime biraz daha geldiğimde bankta doğruldum ve oturdum. Etrafta bir sürü kişi vardı ve herkez bana garip bir şekilde bakıyordu. Sanki Türkiye'ye one direction gelmiş gibiydi. Herkezin gözü üzerimdeyken kendimi aşağılanmış gibi hissetim. Aslında öyleydim ailesi tarafından sokağa atılan birinden ne beklenebilirdi ki. İnsanlar geçerken bende hareketlendim. Yanımdan gecen insanalar bana bakıp gülüyorlardı. Kendimi kötü hissetmiyordum. Çünkü alışmıştım. Yaklaşık bir aydır böyleydı yani 18 yaşımdan beri ve ben o gün evden kovulmustum. Üvey annem ve babam eve para getirmedğim için beni istememişlerdi.
Yolda biraz daha ilerledikten sonra bir çöp konteynırının yanında bir kuş yavrusu vardı. Hemen kuşun yanına gidip elime aldım. Galiba yuvasından düşmüştü. Canım benim ayağı ve kanadı yaralı ve kanıyordu. Yuvasından ses gelmiyordu demekki yalnız dı aynı benim gibi. Belki annesi ve babası onu bırakıp gitmişti belkide yuvadan düşüp öldüğünü sanıp bakmamışlardı. Bu kuşun yaşamasını istiyirdum fakat ben bakamazdım. Ben açtım ama onu aç bırakamazdım. Aklıma bir evin kapısına bırakıp gitmek geldi ve hemen yanımda olan iki katlı güzel bir eve benziyordu.Evin bahçesinde bir köpek kulubesi vardi. Hayvan sever olabilirlerdi. Yavaşca kapının yanına doğru gitmeye başladım tabi kuş ta elimdeydi.
Kapının önüne geldiğimde kuşu paspasın önüne koydum. Kuş bir anda çırpınmaya başladı. Sanki beni bırakma diyordu. Kuşu her ne kadar bırakmak istemesemde bıraktım. Derin bir nefes aldım ve kapının zilini çaldım. Hızlı adımlarla kapıdan uzaklaşmaya başladım.
Evin yanına doğru giderken bir anda kemdimi yerde buldum. Sert bir şeyle çarpışmıştım. En son hatırladığım gözlerimin kapanmasıydı.Gözlerimi yavaşça açmaya başladım ama o kadar çok uykum vardıki gözlerimi açamıyordum. Tekrar kapanmasına izin verdim. Ama tekrar açılması için zorladım.
"Kendine geliyor Ege Bey " bir anda bir ses duyduğumda irkildim. Biri yanıma geldi ve "iyi misiniz" diye sordu. "İyimisin" aynı kelimeyi başka birinden duydum. Bu sefer erkek sesiydi. " Evet " dedim.
Buraya neden geldigimi bilmiyordum. En son hatırladığım şey bir şeye çarptığımdı ve gerisi karanlıktı"Bana ne oldu" sesim çok titrek ve güçsüz çıkmıştı. Az önce bana iyi misin diye soran çocuk yanımdaki sandalyeye oturdu "ben evin yanından geçiyordum o arada sende evin yanından geçiyormuşsun önüne bakmadığın için çarpıştık. Sonra sen düştün ve bayıldın. Aslında çok hızlı çarpışmamıştık ama sen bayıldın." dedi. Kelimeler kafamda canlanmaya başlamıştı. Çarptığım sert cisim denekki bu çocuktu. "Peki burası neresi ayrıca ben buraya nasıl geldim?"
"Seni buraya ben getirdim ve burasıda benim evim."
Bu ev galiba benim az önce kapısına kuş bıraktığım evdi. Etrafa bakındığımda kuşu göremedim. Yoksa kuşu içeriye almamışlarmıydı? En son da6anamadımve sordum " siz dışardaki kuşu içeriye almadınızmı?" Bir an dudağı kıvrıldı ve ardıdan gülümsedi. "Demek o kuşu koyan sendin. Kuşu koyup kaçarken bana çarptın?" tek kaşını kaldırarak sormuştu. Kafamla evet manasında onayladığımda tekrar gülmeye başladı neye gülüyordu ki? bunda gülünecek bişe yoktu.
"Ben kuşarı çok severim.o yüzden hemen içeri aldım ve hizmetçiye verdim.şu an veterinerdeler." dedi ve bende kuşu eve aldıkları için hemde veterinere götürüp iyi olmasını sağladıkları için sevinmiştim.
"Seni eve bırakim bu halde gidemez sin." dedi. Ne diyecektimki? Benim evim yoktu. Halimden belli olmuyomuydu? "Benim evim yok ki". Ne dediğimi idrak edememiş olucak ki tek kaşını kaldırarak "Ne?" dedi. "Duydun benim evim yok. Ben sokakta yaşıyorum." dedim. Bir anda yüzündeki ifadesi değişti ne yapıcağımı bilemedim.
"Ben gitsem iyi olucak" dedim ve ayağa kalktım. Biraz ilerledim ve tam gidicektim ve yine karanlıktı.Göz kapaklarım sanki yüzüme yapışmıştı. Açamıyordum ,açılmıyordu.
Kendimi çok güçsüz,halsiz ve bitkin hissediyordum. Kendime geldiğimde hastanede olduğumu anladım. Her taraf bembeyazdı. Üzerimde hastane önlüğü vardı. Odada bir tane pencere vardı. Pencerde stor perde vardı ve güneş ışınları perdenin aralarindan odaya giriyordu. Çok güzel bir görüntüsü vardı.Bir anda kapı açıldı ve içeriye beyaz önlüklü bir kadın girdi. Bu kadın doktordu. Arkasından kapı tekrar açıldı ve çarptığım çoçuktu.
"Uyandın mı" dedi. Evet manasında kafamı salladım.
Doktor "Kız arkadaşınız açlıktan bayılmış ve kan şekeri düşmüş " dedi. Kaç gündür birşey yiyordum. Açtım. Ve bu kadın beni adını bile bilmediğim çocuğun kız arkadaşı sanmıştı. Ama onun sesi çıkmıyordu. Nese zaten öyle birşey yoktu.Doktor" akşama taburcu olabilirsiniz "dedi ve odadan çıktı.
Çoçuk sandalyeyi aldı ve yatağın başına doğru getirdi ve oturdu.
" Ben Ege peki senin adın ne?" dedi.
"Ben İkra yani adım İkra " dedim.
Evet manasında kafasını salladı.
"İkra biraz bende kalacaksın iyileşinceye kadar. Sonra yine devam edersin seni bu halde bırakırsam içim rahat etmez iyi olduğunu göriyim tamam mı? " dedi. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Sokakta kalsam hasta olacaktim ve hala en ufak bir şeyde bayılacaktım. Kabul etsem tanımıyorum bu coçuğu sadece adını biliyorum.
Ama o da beni tanımıyordu ama evine aldı. Ne yapacağımı bilmiyordum...Merhaba ilk kitabım ve acemiyim o yüzden pek olmamış olabilir ama ilerleyen bölümlerde güzel şeyler var aklımda insallah beğenirsiniz. Vote verirseniz çok sevinirim