22 Şubat 2011
Okul çıkışı yine herkes dağıldığında müzik
sınıfına girdim ve dolapların olduğu yere saklandım. Bir kaç dakika sonra önde Luke, arkasından kız arkadaşı Aleisha içeriye girdi."Anlamıyorsun Luke…" diye mırıldandı. Luke iç çekti, yorgun ve üzgün görünüyordu.
"Neyi anlamıyorum Aleisha? Çocuk sana mesaj atıyormuş! Siz eski sevgilisiniz, sana mesaj atmamalı! Atsa bile cevap vermemelisin!" Sesi yüksek çıkmıştı.
"bir arkadaşız, Luke."
Luke şokla Aleisha'ya baktı ve bakışları keskinleşti. Damarları sinirden belli oluyordu ve mavi gözlerinin rengi koyulaşmıştı. Manzaram mükemmeldi.
"Ondan hala hoşlanıyorsun." Sesi o kadar kötü çıkmıştı ki, o an saklandığım yerden çıkıp, koşarak ona sarılmak istedim. Ama yapamazdım…
Aleisha başını yere eğdi ve Luke gözlerini sıkıca kapattı. "O zaman, sen hoşlandığın çocukla ol, Aleisha. Sevmediğin bir insanla olamazsın."
Aleisha bir kaç cümle söyleyip odadan çıktı. Kapı kapanır kapanmaz, Luke hıçkırarak ağlamaya başladı.
Onun ağlamasını duymak, benim kalbimi kırdı, O her hıçkırdığında, bende kırıldım.
***
Akşam yatağımda uzanmış onu düşünüyordum. Kalbi çok kırılmıştı, bir yanım 'o artık senin' diyordu, diğer yanımsa, ' o aleisha'yla mutluydu.'
O Aleisha'yla mutluydu. Gözlerinin içinin gülmesini sağlayan Aleisha'ydı. Ama Aleisha onu hak etmiyordu. Onu hak eden bendim. Onu sarıp sarmalayacak ve tüm kötülüklerden koruyacak, üzülmesine bile izin vermeyecek olan bendim…
Düşüncelerimi bozan bilgisayarımdan gelen bildirim sesi oldu. Laptop'ımı elime aldım. Yeni bir video yüklemişti… şaşkınlıkla videoyu açtım ve onu izlemeye başladım.
Yorgundu, gözleri hafif kızarıktı, video karanlık olduğundan belli olmuyordu.
Çökmüştü… Aleisha'yı ne kadar çok sevdiğini şimdi daha iyi anlamıştım. Bu gerçek, umutlarımı tek tek söndürdü.
Parmaklarımı klavyede gezdirip tekrar bir yorum yazdım. Onun iyi hissetmesi gerekiyordu.
-----
Eve geldiğimden beri tek yaptığım ağlamaktı. Ancak kendimi toparladığımda, elime gitarımı aldım ve rastgele bir şeyler çalmaya başladım. Bu beni rahatlatırdı.
Bir kaç dakika sonra, kamerayı açtım ve gergince elimi tellerde gezdirip, söylemeye başladım. Her an gitarımı bir köşeye fırlatıp ağlamaya başlayabilirdim.
Videoyu bilgisayara atıp youtube'a koyduktan bir kaç dakika sonra Calum odama girdi.
O benim en yakın arkadaşımdı, elbette Aleisha'dan ayrıldığımdan haberi olacaktı.
Sadece sarıldık ve susup öylece zemine baktık, sessizliği bozan bildirim sesi oldu.
Bir an, o bildirim sesinin, Mike-ro-wawe'in yaptığı yorum için geldiği fikrine kapıldım ve bilgisayarıma uzanan Calum'u itip, heyecanla bilgisayarı elime aldım.
Yanılmamıştım. Mike-ro-wawe yorum yapmıştı!
"Çok yorgun ve üzgün görünüyorsun, bu beni üzüyor. Kız arkadaşından ayrılmanı umursama, o kız sana layık değildi. Sana layık olan daha iyi insanların olduğuna eminim. Moralini bozma."
Şokla olduğum yerde durdum, hatta hareket bile edemedim. Mike-ro-wawe, benim kız arkadaşımdan ayrıldığımı nereden biliyordu?
Calum da benim gibi şaşkındı ve kaşları çatık ekrana bakıyordu. "Mike-ro-wawe mi?"
Kafamı salladım, Calum'un bakışları yumuşadı. Ona baktım.
"Kim olduğunu biliyor musun?" Kafasını sağa sola salladı ama, yüzünde kendinden emin bir gülümseme vardı.
Şey, umarım beğenmişsinizdir.
ve i miss you bölümünü yanlışlıkla paylaştım, üzgünüm, asıl bölüm bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
comments [muke]
Fanfiction[Tamamlandı] michael gitarını unuttuğu için müzik sınıfına geri girdi. ve sonra, onu gördü.