if it means a lot to you

3.6K 297 61
                                    

Iyi okumalar x

Okula girdiğimde heyecanlıydım, artık Michael benden o kadar da çok nefret etmiyordu. Yani, ediyordu evet ama kaba davranmıyordu. Bu sayede genelde 3'ümüz takılıyorduk. Michael grubumuz için isim bile düşünüyordu. Beni benimsemiş olmasına seviniyordum.

Daha fazla izleniyorduk, daha fazla yorum alıyorduk, Twitter hesaplarımızda daha çok takipçimiz olmuştu, ve fanlarımız  vardı!

Bugun bizim eve gidip yine bir video çekecektik.

Telefonumun titremesiyle elime aldım ve şifreyi girdim.

Cal-pal:

Hasta olmuşum ve sesim kısıldı, bugün şarkı söyleyemeyeceğim dostum, videoyu bensiz çekin

Derin bir nefes alıp, Calum'a geçmiş olsun yazıp telefonumu cebime koydum. Sınıfıma ilerlerken gergindim.

Öğle yemeği tenefüsünde müzik sınıfında otururken içeriye bir anda Michael girdi. Yutmak üzere olduğum ceviz boğazımda kaldı ve öksürmeye başladım.

Kıkırdayarak yanıma, yere, oturdu. "Selam." Diye mırıldandı sadece. Sertçe yutkunup tebessüm ettim.

"Calum hastaymış, bu durumda videoyu biz çekiyoruz?" Bana baktı.

Yeşil gözlerinde ilk defa sıcaklığı gördüm. Bazen Turkuaz, bazen mavi olan o güzel yeşil gözlerinde ilk defa bana sıcak baktığını gördüm.

Titremem geçti, tek yapabildiğim kafamı sallamaktı. "Adresi sana atayım mı? Yoksa birlikte mi gideriz?"

Alt dudağını yaladığında, beni cehennene sokacak kadar yanlış düşünceler geçti aklımdan. Ama bu yanlıştı. Bir erkeğe karşı bir şeyler hissetmem yanlıştı.

"Birlikte gideriz? Olmaz mı?" Bana baktı.

Yüzünü uzunca inceledim o zaman, Birkaç tane sivilcesi vardı yüzünde, yanakları her daim pembeydi, dudakları ıslak ve kıpkırmızıydı, o çok güzeldi. O herkesten çok güzeldi.

O bu kadar güzelken, onunla olmanın yanlış olması haksızlıktı.

"Olur." Diyerek ayağa kalktım ve müzik sınıfından çıktım. Kalbimde büyük bir acı, boğazımda bir yumru, ve beynimde bir çok düşünce vardı.

--------

Luke kamerayı açmamı işaret ettiğinde gergin ve heyecanlı görünüyordu. O kadar şirindiki, aklımdaki notaların hepsini unuttuğumu hissetmiştim.

Luke'a bakarak konuşmaya başladım, bana dönüp ve gülümsediğinde nefesim kesildi. Onu işaret ederek konuşmaya başladım:

"Hey ben Michael, bu da Luk-"

Harika kıkırdamasını bana sunduğunda kendimi toparladım ve gülümsedim.

"Ben Michael, Bu da Luke, Five Seconds of Summer'dan." Luke'un işaretiyle çalmaya başladım.

--------

Videoyu çekip You-tube'e attıktan sonra biraz film izledik, daha sonrasında Michael eve gitti.

Güzel bir gündü ve çok eğlenmiştim. Bilgisayarın başına geçip yorumlara bakmaya başladım. Onunkini bulduğumda sevinçten çığlık bile atmıştım.

"Nasıl bu kadar güzel olmayı başarıyorsun? Seni mutlu görmeyi seviyorum, seni seviyorum."

Bu hikayede yazdığım en uzun bölüm bu oldu sanırım.

Vote ve yorumlar için teşekkür ederim.

comments [muke]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin