İlk bölüm olduğundan kısa oldu biraz. Diğer bölümler daha uzun olacak. İyi kötü yorumlarınızı bekliyorum...
Sesler duyuyorum ama anlamıyorum, karanlık önümü göremiyorum koşmaya başlıyorum yolun sonunda ışık görüyorum daha hızlı koşmaya başlıyorum birden biri itmiş gibi yere düşüyorum. Kalkmaya çalışıyorum ama bacaklarımı hareket ettiremiyorum.
Yine o sesleri duyuyorum. Gülme sesleri alayı kahkahalar ama ne olduğunu bilmiyorum. Yerde sürünerek ilerlemeye çalışıyorum ama sürekli bir şey beni geri çekiyor. O an bir el uzanıyor tam tutunacakken yok oluyor.
Etrafıma bakıyorum hala karanlık. Üşümeye başlıyorum.Üzerimde ince bir hırka ve yırtık bir pantolondan başka hiç bir şey yok.
Tekrar ayağı kalkmaya çalışıyorum ama yine aynı şey oluyor kalkamıyorum...
Bir arabadayım çok hızlı sürüyorum yüzü net olmayan iki kişi beliriyor birden. Biri yanımda diğeri arkada. Çok hızlı sürüyorum. Yavaşlamamı söyleyen sesler var deniyorum olmuyor. Frene basıyorum ama sanki arabayı ben değilde başka biri sürüyormuş gibi. Hiç bir şey yapamıyorum. Bir anda önüme büyük bir tır çıkıyor. Frene basmayı deniyorum yine ama olmuyor .
Yanımdaki iki kişi bana bağırmaya başlıyor ama ne dediklerini duyamıyorum. Araba birden sağa doğru dönüyor ve oldukça büyük duvara çarpıyoruz.
Sonra bir ses duyuyorum kim olduğunu anlayamıyorum, ama ne dediğini çok net anlıyorum.
''Her şey senin yüzünden oldu.''
Her şey benim yüzümden oldu...
******
Yüzüme vuran ışık ve duyduğum değişik sesler beni bulunduğum dipsiz karanlıktan çekip çıkardı. Ellerimi kaldırıp yoğun ışığın gelmesini engellemek için gözlerimin önünde siper ettim. Gözlerimi zorlukla aralayıp bir süre tavanı inceledim. Duyduğum kulak tırmalayıcı seslerinkaynağına döndüğümde filmlerde gördüğüm değişik birkaç alet vardı. Ayrıca ağzımda nefes almamı kolaylaştırmak için olduğunu tahmin ettiğim bir maske vardı. Hastanede olduğumu anlamak zor değildi.
Etfafımı incelemeye başladım. sadece beyaz rengi ile süslenen bir odadaydım. Kapının açılması ile bakışlarımı o tarafa çevirdim. Elinde bir kaç dosya olan hemşire girdi. Bakışları benimle buluştuğunda hemen gülümseyerek yanıma geldi. Aynı anda not tutarak konuşmaya başladı.
''Ece hanım uyanmışsınız. Günlerdir uyuyorsunuz babanız perişan oldu. Bir an bile hastaneden ayrılmadı. Ben hemen doktor hanıma ve babana haber vereyim'' cümlesini bitirir bitirmez dosyayı baş ucumdaki masaya bırakarak dışarıya çıktı.
Boğazımda kuruluk hissettiğimde etrafıma bakındım. Su hemen yanımdaki masanın köşesindeydi ve uzansam bile yetişemeyeceğim bir mesafe vardı. Hemşirenin tekrar gelmesini bekleme kararı aldıktan sonra neden burada olduğumu düşünmeye başladım. Fakat zihnimdeki tek şey koca bir boşluktu.
Boğazımdaki kuruluk hissi arttığında maskeyi çıkartıp masadaki sürahiye uzanmaya çalıştım. Ama masanın en ucuna koydukları için ulaşamıyordum. Bacaklarımı hareket ettirmeye çalıştığımda hareket ettiremediğimi fark ettim.Daha fazla zorlamayıp yatakta ileriye doğru kendimi uzattım. Ama hala elim yetişmiyordu. Biraz daha uzandığımda sürahi büyük bir gürültü ile yere düşüp parçalandı. Aynı anda kapı hızlı bir şekilde açıldı. İçeriye gözleri ağlamaktan kızaran babam ve önlüğünden anladığım bir doktor girdi.