ahh şu okul

18 1 0
                                    

Buğra'nın yanımızdan geçerken sergilediği tavır çok tuhaftı.Aman neyse artık onu düşünecek değildim.

Faruk ile birlikte sınıfa girdik.Burası büyük bir sınıftı.Faruk şurada oturalım mı diye işaret etti,tamam olur diyerek yanyana oturduk.

Sınıfa birkaç güzel kız dışında gelen yoktu.O sıralar faruğa dikkatlice baktım.
Ve:
Faruk bu kızlarla konuşma olur mu ? Dedim.

Bana dönüp:
Tamam hayatım konuşmam hem neden ki? Dedi.

Bende cevap olarak şöyle dedim:

Yanında benim gibi güzel bir kız varken bu kızlarla konuşup sana aptal demelerini istemem. Dedim havalı ve kendini beğenmiş bir şekilde.

O da bana şöyle dedi:
Hahha tamam hayatım bunun bende farkındayım ayrıca ben o kızlarla zaten konuşmam emin ol.dedi.

Bizim anlaşma şeklimiz diğer çiftlere nazaran çok daha farklıydı ee buda bizim farkımız olsun dimi?

Sınıf yavaş yavaş dolmaya başlıyordu.O an sınıfa öyle yakışıklı bir çocuk girdi ki.Kumral, kahverengi dalgalı saçları olan yeşil gözlü muhtemelen boyu 1.78 olan bir çocuktu bu. Diğer bütün kızların gözü ondaydı e tabi benimde.

Faruk benim bakışlarımdan şüphelenip bana" hooopp yavaş ol bakalım burada ben varım unutma" dedi.

Bende ona "biliyorum canım ama o bizim sınıf arkadaşımız bi inceleyelim dimi ama" dedim.

Bana gülerek hadi o zaman eşitlenelim diyip kızların yanına gitti ve" selam kızlar nasılsınız ben faruk" dedi.

O an şaşkınlık içerisindeydim ama onu kıskanmamıştım "peki o zaman sen bilirsin"diyip yakışıklının yanına gidip oturdum.O an bana baktığına eminim.

Bana merhaba ben hakan diyerek gülümsedi.
Ona benim adım da eylül tanıştığıma memnun oldum der demez faruk geldi .Bende faruk bu kızda benim kız arkadaşım olur dedi ve o an hakan da gülerek cevap verdi.

Sakin ol dostum bende kötü düşünmedim zaten ,dedi.

Kolumdan tutup hadi gidelim artık diyip kaldırdı yerimden.
Bu tavırları hoşuma da gitmedi değil kıskanç sanırım.

Oturduktan sonra bana bunlara hiç gerek yok tamam mı? Ben seni seviyorum. Dedi.

Bende; tamam sen de akıllı ol dedim.

O sıra hoca içeriye girdi.Göbekli ,kel ,gözlüklü bir hocaydı bu.Disiplinli olduğu her halinden belliydi.Özelliklede çatık kaşlarından.

Sınıfa ayağa kalkın bu ne rahatlık üniversitedesiniz diye size bu şekilde olmanıza izin veremem diye bağırdı.
O sıra bütün sınıf ayağa kalktı.

Hoca , belli ki benden önce size bunları öğreten biri olmadı diyip oturtturdu.
Off bu ne biçim hoca dedim faruğa o sıra beni duymuş olmalı ki ,bana sen kalk ayağa gel çabuk buraya dedi.Tüm sınıf bana bakıyordu o sıra.

Biraz ürperti ile hocanın yanına gittim.
Hoca bana bakıp orada söylediğin için özür bekliyorum dedi sert bir tavırla.

Sessiz bir şekilde özür dilerim hocam dedim.

Bana bağırarak sen ne kadarda terbiyesizsin böyle defol yerine dedi.

O an içimden küfür ettim ona kel şişko pislik inşallah eve giderken kaza yaparsın ameliyatla beynini alırlar gibi saçma şeyler.

Yerime oturur oturmaz faruk bana üzülme dedi.

Sınıfta bana alaycı bakışlarla bakıyordu.
Dersimize başlayalım , tabi sizde kitapta yok ben anlatırken iyi dinleyin soru sorucam ona göre dedi.
O an aklımı başıma toplayıp dinlemeye karar verdim.Anlatılanları sanki liseden hatırlıyordum.Sınıf fısıldamaya başladığında hoca  gözlüğünü çıkartarak siz şu duvar kenarında ki grup adlarınızı söyleyin diyerek eline not defteri ve kalem aldı.

Onlarda tek tek söylediler.İnkar edemezlerdi bu hoca karşısında.
Sizlerin ilk sözlü notu 50 olucak eğer devam ederseniz 0 olarak giricem anladınız mı diyerek sınıfa baktı.Çıt çıkmıyordu o anlarda.

Bir süre sonra konuyu anlatmayı bitirdi tabikide dinlemiştim.
Sınıf listesini eline alarak Eylül Başar dedi.
Bu kadarda şanssızlık olamazdı ama.

Kim o kalsın ayağa hemen dedi.
Benim diyerek kalktım ayağa.
Bana sinirle bakıyordu.

Söyle bakalım 2. Balkan savaşının sonucu nedir?

O an kendimden emin bir şekilde osmanlı devleti balkanlardaki hakimiyetini kesin olarak kaybetmiştir ve balkanlardaki türk nüfusu sayısı azalmıştır.Diyince kafasını evet anlamında sallayıp otur başka söylemek isteyen dedi.

Kimseden ses yoktu.
Hoca kitaplarını alıp sınıftan çıktı.

Olanlara anlam verememiştim.Herkes bu ne ya? Ne biçim bi hoca? Bize 50 verdi piç dedi.

Faruk bana dönüp bu hoca bizimle çok uğraşır dedi.Bende dersi dinle bişey olmaz dedim.

Zil çaldı ve sınıftan çıktık kantine doğru ilerledik.Kantin hoş dekorasyonu olan bir yerdi okulun aksine.

Bir masaya geçip oturduk,faruk birşeyler istermisin diye sordu.Midem kazınmıştı.
Canım bana sucuklu tost ve meyve suyu alır mısın dedim.

Kalkıp almaya gitti.
O sıra kantine buğa girdi yanında sarışın bir kızla.Göz göze gelmiştik.

Faruk karşıma oturup baktığım yöne doğru baktı. Aşkım sen buğrayı tanıyor musun?
Diye sordu.

Evet tanıyorum buse'nin kuzeni diyerek yüzümü astım.
Ellerini yanağıma koyup ne oldu bir sorun mu? var diye sordu.
Önemsiz diyerek ellerini yanağımın üzerinden indirip masada tuttum.

Buğra masamıza doğru geldi sarışın kız ile.
Ooo eylül hemen sevgili yapmışız dedi.
Bende sinirle sende pek boş durmuşa benzemiyorsun dedim.

Bana sırıtarak o benim kardeşim dedi.
Yüzümde kocaman bir gülümseme ile kankana şöyle söyle o zaman de ki avucunu yala.
Bana çatık kaşlarla baktı.O sıra faruk girdi araya buğra bu neyin tartısması böyle? Dedi.

Yerimden kalkarak kantinden çıktım.Faruk hemen arkamdan bağırmaya başlamıştı.

Bu ne cürretti böyle o kim oluyorda benim hayatımı sorguluyor ?
Acaba beni kıskanmaya mı başladı?...

KIZLARIN GÜNLÜĞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin