Benim adım Marcus tytans kökenim yunandaki epir devletine dayanıyor.Babam epir devletinin ic savaşından sıkılıp romaya gelmiş.Romada iyi kılıç kullandığı için roma Lejyoneri olup hayatina devam etmiş ve annemi görüp evlenmisler.Hikayem boyle basliyor.Basit ve sıkıcı bir hikaye fakat sonra evliliği ben renklendirmişim babam gozlerim gökyüzü mavisi diye adımı marcus koymus anlami göklerin savunucusu fakat gel gelelim ortalamanin biraz ustunde boyum vardi ve 65 kiloyum cılızlıktan cok başım ağrıdı.Babam her savaşa gittiğinde ya 2 yıl yada 4 yıl arasi eve gelebilirdi 10 gün ya durur yada durmazdı.
Eve geldiginde ise hep bana kılıç la talim yaptırır her talimin sonundada bana kesinlikle şu lafı söylerdi
"Marcus ben burda yokken bu kılıcı annen icin kullanasın kullanasınki savas alaninda ben , burdada sen annen icin savurasin" derdi.
Bende sen merak etme annem emin ellerde diyip ufak yuregime su serperdim.
Daha cok kucuktum cılızdım ufak bir yüreğim vardı onuda babama hava atmak için kullanırdımGeçimimizi babam yokken evde ben karşılardım
Sabahlari koyun otlatmaya çıkardım ve kılıcımı asla unutmazdım.Dagda koyunlar otlarken bende talim yapmaya devam ederdim annem ise evde babamin ölüm haberi gelicek diye cok korkardi.Annem guzel annem derler ya bu ay parçasıydı her zaman yanimdaydi benim hayat yoldaşımdı.Her gun onun uyandirmadan sessizce çıkardım evden kılıcı aldığımı görse döverdi.Annem hiçbir zaman kılıç kullanmamı istemezdi ilerde karımada ayni duyguyu yasatmamam için amannn kimin umrunda sanki evlenmicemki ben derdim hep
Günler hep ayniydi sabah otlatmaya cik aksam dön sıcacık yemek ye
Zaman akti gitti...
Babamın gelmesine tam 2 ay vardı.Bende her zamanki gibi ise çıkmıştım talimimi yapmis koyunlari otlatırmış dım.Günes yerini aya teslim etmisti yine bugun eve donme zamaniydi her zamanki gibi ...
Ben yine oyalana oyalana sagda solda muhabbet ede ede kapıya kadar gelmistim.
Kapının önüne geldigimde resmen ruhum daralmıstı içim sıkılmış tı.Zaten kapının da hafif açık olduğunu görünce resmen gözlerim korkudan yerinden fırlayacak gibi olmuştu.
Iceriye baktimki her yer dapadaginikti.
Kapıyı bir hışımla açıp ANNE !!! ANNE NERDESIN !!! Diyerek evin odalarına dalıp çıkıyordum.Hic bisey dusunemiyorum bi saga bi sola bakiyordum ama nerde neden diye kendime soruyordum.Bir odada durup nefes aldıktan sonra oturup düşünmeye basladim.Nerdesin anne nerdesin diye tekrar ediyordum...
Sonra gözüm duvara takılmıştı kanlı eliyle biri duvara dokunmus izi çıkmıştı.Ve bu... bu... annemin eliydi evet annemindi o minnacik elleri tanimazmıydım o annemindi
Ve... veee... o izin oldugu yer benim kılıcımın asılı oldugu yerdi yani annem bu hain saldırıdan kendini savunmak için kılıca uzanmış tı aman benim o kesilesicesiye ellerim o nankör ellerim bu sabah o kılıcı talim yapmak icin almıştı
Bu... bu .. benim ... hatamdı benim....
Tam aglamaya yüz tutmuş gözlerim kendini salıcakken kapinin yavaş yavaş açıldığını görmüştü
Ayaga sessizce kalkip kılıcımı kinindan cok sessiz bir biçim de çıkarmıştım
Kapi hala aciliyordu ve arkasında biri vardı onu görüyor ama kim oldugunu çözemiyordum.
TAM KILICIMI ÇEKMİS VE ANNEMIN HINCIYLA TANRI BILE OLSA KAFASINI KOPARCAKMISCASINA KAPIYA DOGRU KILICIMI KALDIRMISTIM Kİ ...
Karşımdakinin annem oldugunu görmüştüm
Ve bana dogru zorla bakip ...
Titrek bir sesle ...
Sen mutlu ol marcus ... sen yeterki mutlu ol diyerek kanli bir biçimde yere yıgılmıstı...
EMPATİ BİRAZ.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Romanın Gölgesinde
Historical FictionHayat normaldi onlar için ama ... tanrılar onlara keder intikam köle lik ... tatdırana kadar ...