Üşüyordum.Hava soğuk ve kapalıydı.Dalgalar rıhtımın duvarlarına hız kesmeden vurmaya devam ediyordu.Elimde bir gül vardı O'na Hande'me verdiğim gül.İsminin aksine bu kez beni ağlatmıştı.Derinden yaralamıştı.Bana kalan sadece bir güldü.Gülü tek tek yapraklarına ayırdım ve denizin derinliklerine fırlattım.Bir yandan düşünüp bir yandan halime gülerken ensemde buz gibi bir metalhissettim.Arkama döndüğüm an başıma aldığım darbeden sonra ensemdekinin bir tabanca olduğunu anladım.Ardından iki kol beni kaldırdı.Arkadan gelen ses ''Arabaya atın hemen!'' diyordu.Elimi ayağımıbağladılar,ağzıma bir kumaş parçası sıkıştırmışlardı.Ardından kendimi arabada buldum.Diğer üç kurbanın yanında.Hepsi canlarının bağışlanmasını isterken ben sadece önüme bakıyordum.Ölümbile umrumda değildi.Adamlardan biri bana ''Korkmuyor musun?'' dedi.''Korkulacak hiçbir şey yok.'' dedim.''Senin dilin çok uzunmuş önce dilinden başlayalım.''dedi.Cevap vermedim.Sustum vebekledim.Bir süre sonra öndeki adam burası iyi dedi.Arabadan indirdiklerinde bir ormanda olduğumuzu anladım.Yağmurdan sonraki toprak kokusu burnumu doldurmuştu.Bu bana son anlarımda biraz huzurvermişti.En azından son anım olduğunu düşünüyordum.Adamlardan biri bizi yanyana sıraya dizdi.Herkesin ağzına bağlı olan kumaşı çözdü.''İsterseniz bağırın burda kimse sizi duymaz.Gölgenin içindeyiz.'' dedi.Yanımdakiyalvarıyordu beni öldürmeyin diye.Giyimilerinden anladığım kadarıyla hepsi evsizdi.Sıra bana geldiğinde ''Hızlı bir ölüm olsun.'' dedim.Güldü.Silahı en soldakine doğrulttuğunda adam sadece ''Hayır!''diyebildi.Kurşunun havada çıkardığı tiz sesi duyabiliyordum.Adam yere yığıldığında kafasından vurulduğunu gördüm.Sıra ikincisine geldiğinde sadece kurşun sesi ve kan vardı.Sıra yanımdakine gelmiştive benim aklımda sadece Hande vardı o bakışı,gülüşü...Gözlerim doldu.Yanımdakileri öldüren adam ''Korkup korkmadığını anladık delikanlı.'' dedi,umursamadım.Yanımdaki de vurulduktan sonra gözlerimikapattım ve gülüşünü aklıma getirmeye çalıştım.İçimi biraz olsa da ısıtmıştı.Ardından kurşun sesi... Yanımdan geçip ağaça çarpan kurşun beni şaşırtmıştı.Adam ellerimi çözdü.''Cesaretin takdire değerdelikanlı adın nedir?'' dedi.'' birkaç saniye düşündükten sonra ''Ecevit'' dedim.Ölmemiş olmanın verdiği şaşkınlık ismimi bile unutturmuştu.Arabaya bindirdiler.Orta koltuktaydım.Yanımda iki takım elbiseliadam vardı.Önde ise şoför tarafında Cevat dedikleri adam vardı.Yanında ise Aziz.Anladığım kadarıyla Aziz başlarındaydı.Giyiminden ve tavırlarından yüksek bir konumda olduğunu anlayabiliyordum.Beyaz uzunsaçları şapkasının altına gizlenmişti.Topsakalı vardı.Mavi gözlüydü.Gözleri çok derin bakıyordu.Yüzünden anladığım kadarıyla bakımlı bir adamdı.Bir o kadar da titiz.Bunu siyah deri eldivenlerinden anlayabiliyordum.Diğer adamları da inceledikten sonra.''Nereye gidiyoruz?'' diye sordum.Aziz sert bir ses tonuyla ''Soru sorma hakkının olduğunu bilmiyordum.'' dedi.Bundan sonra bana sorulmadıkça konuşmamaya karar verdim.Yaklaşık yarımsaat sonra bir otelin önüne geldik.Otelin kapalı bir otoparkı vardı.Aziz,Cevat'a ''Otoparka gir.'' dedi.Araban indirdiler ve sakin adımlarla yürümeye başladık.Aziz ''Bak delikanlı,artık bu günden sonra yapacaklarınsenin kaderini çizecek.En ufak bir hatanda kafana sıkarlar,bunu bil.'' dedi.Hayatın benim için bir anlamı kalmamıştı zaten.Asansörün önünde durduk.Asansör gelirken.Aziz bana dönerek ''Kendine dikkat et.'' dedi.Asansöre bindik ve Cevat 10. kata giden düğmeye bastı.