KADIN SAVAŞÇI

Bölüm-2 Eski hesaplar

EDEN- wake up ( Bölüm şarkılarını şuan da pek iyi ayarlayamıyorum fakat çok güzel şarkılar. Dinlemeden geçmeyin :* )

》》》》》》》》》》》》》》

Gözlerini kapat ve hazırlan, kanatlanıp uçmak üzereyiz.

.........................................

"Baban bize seni kurtarmamızı söylediğinde, çok geç kaldığımızı düşünmüştüm."

Baban.

Olduğu yerde kalakaldım. Babam beni kurtarması için adamlarını mı yollamıştı.

"Sizi babam mı yolladı? O nerede?" Heyecanla adamın gözlerinin içine bakıyordum. Bu adam da mı beni kaldırıyordu? Bu ihtimal çok yüksekti.

"Şimdi bunları konuşamayız. Gerald bizi bekliyor. Seni güvenli bir yere götürmem gerek." Adamın hareket ve tavırları bu konuda fazla istekli olmadığını belli ediyordu. Adam kolumdan tutup çekiştirdi. Bu adamın kim olduğunu merak etmiştim. Hızlı hızlı yürüyüp onları bekleyen, siyah Bugatti Veyron'a bindirdi, arka koltukta kayarak adama da yer açtım.

Bu sırada içimde ki korku da harekete geçmişti. Ya onu yine kaçırıyorlarsa? Gerald demişti? O kimdi? Bu arada araba hareket etmişti. Kafamı adama çevirdim ve incelemeye başladım. Bunu yaparken fazla dikkat çekmemeye çalışıyordum.

En fazla yirmili yaşlarında olmalıydı. Saçlarının uçları gittikçe açılıyordu. Onun dışında saçları Kahverenginin en açık tonuydu. Hafif sakalları çıkmaya başlamıştı. Yeşil gözleri o kadar derin bakıyordu ki, sende o çukur da kaybolmak isterken buluyordun kendini. Yaptığım şeyin Saçmalığını fark edince kafasını önüne eğerek parmaklarımla oynamaya başladım.

"Babam nerede?" Dayanamayıp sorduğum soru sessizliği bozmuştu. Kimseden ses çıkmayınca sinirlenmeye başlamışdım "Bakın, şuan hayatımın en güzel gününü yaşamıyorum ve tanımadığım üç adamın arasında bilmediğim bir yere gidiyorum! Ikinci kez. Bana şimdi bir açıklama yapın ya da arabayı hemen durdurun. "

Yeşil gözlü olan bana dönmeden, "sana gidene kadar soru sormak yok demiştim."dedi. Bu soğuk tavırlar ve gizemler beni delirtiyordu.

"Sana babam nerede dedim! " ani bir duygu patlaması ile söylediğim sözler için kendimi daha sonra cezalandırakaktım, fakat soğuk bir el beni boynumdan yakalayıp arkaya yaslayınca neye uğradığını şaşırdım.

Kendi mavi gözlerim Yeşillere kilitlenmiş bir şekilde, eli ittirmeye çalıştım. Adamın ince pembe dudakları açılıp, beni iyice yerine mıhladı.

"Bana bak...sen, baban veya herhangi biri umurumda bile değil anladın mı? Bu işe çocuklara bakıcılık yapmak için girmedim. Yapmaya da niyetim yok. O yüzden gidene kadar soru sorma ve konuşma. "

Elini boynumdan çekip eski pozisyonunu aldığında,olduğum yerde dikleşip sert bakışlarımı adamın üzerinde gezdirdim. Lanet herif! Babama bir ulaşabilsem...bunlar bir sona erse.

Yaklaşık yarım saat süren yolculuğun ardından araba, şehirden uzak

 bir binanın önünde durdu. arabadan binaya baktım. Harebe gibi bir yerdi.

"Neresi burası?" Dedim arabadan inerken.

Etrafımda dönerek çevreye bakındım. Şoför koltuğunda ki sarışın adam -ondan bir iki
yaş büyük gibiydi- sıcak bir gülümseme ile yanına gelip. Masum bir şekilde elini belime koyup yürümeye zorladı.