" Yazmak...Nedenini-niçinini sorgulamadan yazmak...Yazmaya kana kana susayarak yazmak.Belki de şu dünyada bulamadığını hâyâl âleminde aramak için yazmak.Çölde su olmayacağını bile bile aramak yahut Leylâ'sına kavuşamayacağını bilen Mecnun olmak.Bir çâresizlik, bir kaçış, bir arayıştır yazmak vesselâm...
Yazmak...Fakat nasıl yazmak ? Okumadan, bilmeden, işin tekniği olmadan nasıl yazmak ? Böylesi yazmak olsa olsa tüm dünyaya kendi cehaletini duyurmak olmaz mıydı ancak ?-Hâşâ- 'Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmak' yahut denizlerden habersiz gemiler yürütmek değildir amacım.Okumaya, anlamaya, nasihâte muhtacım.Acizler kralıyım; ne tahtım var ne tacım.Çığlık kadar sessiz, sükût gibi münzevî, işte benim mizâcım !
Velhasıl yazmak,fezâda milyarlarca ışık yılı uzaklıkta olan o şems kadar uzak, ve yine gündüz tepedeyken sıcaklığını şahdamarımıza kadar hissettiğimiz yine o şems kadar yakındır.Biz mi ?
Biz şemsten ziyâde kamere, ışıktan öte karanlıklara alışığız.Bizim neyimizedir yazmak..? "Ekim 23,1987 Ömer Necip Yavuz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEÇHUL
Non-FictionMerhaba Ey İnsanoğlu ! Merhaba, Farsça'da "benden size zarar gelmez"demektir.Öyleyse bir kez daha Merhaba.Ben kimim,niye buradayım,ne yazıyorum, niye yazıyorum hepsi kocaman bir "meçhul"dür.O zaman kafası bizim gibi meçhul sorularla dolanlara,bilin...