Bölüm /5

271 20 7
                                    


Gurur yana doğru savrulan yüzünü kaldırıp karşısındaki kadına baktı. Biraz önce kendisine tokat atan kadın değil de küçük bir kız çocuğu vardı sanki. Genç kadının gözleri kızarmış, ağlamamak için kendini sıktığı, dudaklarını ısırıp durduğundan belliydi. Pişmandı belli ki. Ya da Gurur'a öyle geliyordu.

"B-Ben" diye söze başladı ama titrek çıkan sesi yüzünden derin bir nefes alıp tekrardan konuşmaya zorladı kendini "Ben hiçbir zaman yüzsüzlük yapmadım Ömer Bey. Yapmam da. Sizin, patronum olduğunuzun da farkındayım. Size patronluk da yapmaya çalışmıyorum. Sadece.." dediğinde boğazına oturan yumruya lanet etti Erva. Düştüğü durum değil de duyduğu hakaretler fazlasıyla canını yakmıştı ve kendine engel olamamıştı. O sözlerin hiçbirini hak etmemişti ki "Sadece Cihangir Bey'in verdiği görevi yerine getirmeye çalışıyorum" diyip bitirdi sözlerini. Gözlerini kırptığında ağlayacağını bildiğinden kendini fazlasıyla kasıyordu. Genç adam ise söylenen hiçbir sözü duymamış gibi başka bir yerden başlamıştı konuşmaya

"Sen. Bana. Tokat. Mı. Attın?" diye sordu Gurur tane tane. Bu yaşına kadar babası bile ona vurmamışken bu kadın ona vurmuştu!

"Evet." diyerek yaptığının arkasında durdu Erva. Yanlış bir şey yaptığının farkındaydı ama engel olamamıştı kendine.

Gurur, dişlerini sıkarak genç kadına doğru birkaç adım daha atıp dibine girdi. Kahverengi gözleri alev almışcasına parlıyordu. O anda kendilerini izleyen hiç kimse umurunda değildi. Tek odağı karşısındaki baş belasıydı.

"Bu tokatın intikamını alacağımı biliyorsun değil mi?" dedi fısıltıyla. Gözlerini kadının kızarmış gözlerine dikmiş, hakimiyetin kimde olduğunu anlatmaya çalışıyordu.

"Beni korkutmaya çalışmayın" diye mırıldandı Erva. Yine aynı şey oluyordu işte. Genç adam kendisiyle bu şekilde konuştuğunda Erva'ya bir şeyler oluyordu.

"Seni korkutmaya çalışmıyorum. Sadece seni uyarıyorum. Şuandan itibaren benden çok çekeceksin" dedi Gurur açıkca olacakları söylerken.

"Ne yaparsanız yapın. Bu işten vazgeçen ben olmayacağım" diyip başını kaldırdı genç kadın. Ama anında yaptığı hareketten pişman oldu. Dudakları arasında o kadar az bir mesafe vardı ki genç adamın ferah nefesi kendisinin sık nefesleriyle karışıyordu. Bu durumda aklını toparlaması zor olsa da inadından vazgeçmiyordu.

"Yanılıyorsun küçük kız. Ama merak etme, istifa dilekçeni imzalamaktan büyük bir zevk alacağımın garantisini verebilirim"

"Siz akıllanana kadar hiçbir yere gitmiyorum."

"Ben de sen pes edene kadar vazgeçmiyorum. Şimdi.." diyip bir adım geri attı Gurur. Yoksa kendisini tutamayıp kadının kırmızı dudaklarına yapışacaktı! "Spor çantamı getir ve benimle gel. Geç kalıyoruz" dedi iğneleyici bir gülümsemeyle

Erva aralarındaki yakınlık son bulduğunda rahat bir nefes aldı. Ama genç adamın söyledikleriyle tekrardan çatıldı kaşları "Ben hiçbir yere gelmiyorum ve siz de bir yere gitmiyorsunuz. Hem de burası bu haldeyken!"

"Bana emir vermekten vazgeç. Bir daha da söylediklerime itiraz etme. Yoksa biraz önce bana yaptığın saygısızlığı sevgili patronumuz Cihangir Sancaktar'a söylemek durumunda kalırım. Bildiğim kadarıyla o böyle bir saygısızlığa asla taviz göstermez. Hele ki biricik oğluna karşı yapılana" dedi ve ellerini iki yana açıp alayla konuşmasına devam etti "Şu işe bakın ki Cihangir Bey'in biricik oğlu da benim!" dedi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 25, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İTAATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin