O sabah yedisi de bildiri dağıtmak için binlerce fotokobi çektikten sonra, "selametle emo prenses" diyerek düğün salonunda verilen hilafet konferansına katılmaya giderlerken "kapıyı kimseye açma, eğer üvey annen burada olduğunu öğrenirse seni tekrar öldürmeye kalkar sonra." dediler. Bense onları dinlemedim ve günlerdir emo imajım olmadan yaşıyordum, o yüzden emo imajımı tazelemek için tekrar güzellik merkezinin yolunu tuttum. Yolda biraz para dilendim falan.
Cilt bakım uzmanı, bilgisayar programıyla yeni bir test yaparak benim hangi cilt bakım ürünlerine ihtiyacım olduğumu tespit etti. Tüm ürünleri veresiye alıp akşam olunca eve döndüm.
Ertesi gün, üvey annem de güzellik merkezine gitmiş ve bilgisayarlı cilt bakım testi yaptırmış. Cilt uzmanı bilgisayarla yaptığı teste, cildinin iyi durumda olduğunu, yanlız ph değerinin biraz düştüğünü söylemiş. Bunu duyunca havalara girip özgüveni yerine gelen üvey annem: "Cilt uzmanı, cilt uzmanı söyle bana, benden güzeli geliyor mu bu spaya" diye sormuş.Cilt uzmanı biraz düşünüp "valla hanfendi ne yalan söyleyim dün sizin üvey kızınız emo prenses geldi, o sizden daha güzel, çünkü o, tüm cilt bakım ürünlerimizi alıyor" demiş. Bunu duyan üvey annem, ölmediğimi anlayınca çılgına dönmüş.Hemen o eski kiralık katili bulup ona bağırıp "ver ulan 10 bin avromu" demiş. Kiralık katil 10 bin euro'yu yediğini, isterse kendisine iki gün içinde benim yerimi bulacağını söylemiş. Uvey annem bu teklifi kabul etmiş.Kiralık katil, navigasyon gibi dolaşan apaçi gençlerden benim yedi tahrifcinin evinde kaldığımı öğrenmiş ve hemen gelip üvey anneme emo prenses'in yerini söylemiş.
Bunu duyar duymaz üvey annem hemen kolları sıvammus. yaşlı bir seyyar emo kıyafet satıcısı kılığına bürünmüş, elinde içi band t-shirt, skinny jeans, siyah dikenli köpek tasma, converse, dolu bir tablayla yedi tahrifcilerin evine doğru yola çıkmış. Yedi tahrifcilerin evine varınca, "converse'lerim var, skinny jeans'lerim var" diye seslenerek kapıyı çaldı. Kimin geldiğine bakmak için pencereye çıktım. Converse'leri görünce içim gitti. "aAy bunda ne kötülük olabilir ki!" diye düşünerek kapıyı açtım.
"Bunu mu beğendin güzelim?" dedi, satıcı kılığına girmiş üvey annem. Siyah köpek tasmasını boynuma takarken. sonra tasmayı sıktıkça sıktı, ta ki ölü gibi boylu boyunca yere uzanana kadar... Cuma'dan bildiri dağıtmaktan dönen yedi tahrifciler beni yerde baygın bulmuş.Boynumdan siyah köpek tasmasını çıkartmış. Ben de zar zor nefes almaya başlayıp hayata tekrar döndüm. Böylece üvey annemin elinden ikinci kez kurtulmuş oldum.
Ertesi sabah üvey annem hala yaşadığım haberini almış. Hemen kılık değiştirip ve bir kez daha yedi tahrifcilerin evinin yolunu tutmuş. "Piercing'lerim var, harika piercingler! " diye seslendi. Yedi tahrifcilerin evinin kapısında yaşlı emonun tablasında ışıldayan gümüş piercingleri görünce başıma gelenleri unutuverdim ve gene tuzağa düşüp kapıyı açtım.
"Göbeğin ne güzel, bırak da göbeğine piercing takayım. " dedi satıcı kılığındaki üvey annem ama piercing zehirliydi ve göbek deliğime değer değmez ölü gibi yere uzandım. O gece yemekli konferanstan eve dönen yedi tahrifciler göbeği açık yerde yatan beni görünce göbek deliğimden "tövbe Allah'ım tövbe" diyerek zehirli piercing'i çıkartmışlar.Yeniden hayata döndüm. Böylece üvey annenin elinden üçüncü kez kurtuldum.