Uvey annem, ertesi gün kiralık katilin istihbaratı sayesinde hala yaşadığımı öğrenmiş. Ofkesi burnunda, bu kez en tesirli zehiri alıp dövme mürekkebinin yarısına döküp zehirli dövme mürekkebi hazırlamış. Sonra da yaşlı bir dövmeci kılığına girip yedi tahrifcilerin evine doğru yola koyulmuş. "Dövme yaparım, harika modellerim var" diye seslendi yedi tahrifcilerin evinin kapısında... Yaşlı dövmecinin katoloğundaki birbirinden güzel kuru kafa dövme modellerini görünce başıma gelenleri unutuverip tekrar kapıyı açtım.
"Boynun ne güzel, bırak da boynuna illuminati sembollü satanist bir dövme yapayım. " dedi dövmeci kılığındaki üvey annem. Dövmedeki mürekkebin zehirinden, iğne boynuma değer değmez ölü gibi yere uzandım. Beni yerde ölü gibi yattığımı görünce üvey annem, "nihayet senden kurtuldum, artık spa merkezinin en güzeli benim hahaha." deyip oradan doğruca güzellik merkezine gitmiş.
Cilt uzmanına tekrar bilgisayarlı cilt bakım testi yaptırmış. Cilt uzmanı bilgisayarla yaptığı teste cildin iyi durumda olduğunu, yanlız ph değerinin biraz düştüğünü söylemiş. Bunu duyunca havalara girip özgüveni yerine gelen üvey annem: "Cilt uzmanı, cilt uzmanı söyle bana, benden güzeli geliyor mu bu spaya?" diye sormuş.
Cilt uzmanı, "valla bilgisayara bilgilerinizi girdim, sisteme göre emo prenses bir kaç haftadır gelmiyor. tavsiye edeceğim bir kaç ürün setini almanız halinde merkezimizin en güzel bayanı siz olacaksınız." demiş. Uvey annem sevinç içinde tüm cilt bakım ürünlerini satınalmış.
O gece düğün salonunda düzenlenen konferanstan eve dönen Yedi Tahrifciler, boynu hafiften kızarık yerde yatan benim boynuma "tövbe allah'ım tövbe" diyerek dokunup kalbinin atıp atmadığını kontrol etmişler. her zamankinin aksine o gece yedi tahrifcilerin hiçbiri o sefer beni uyandıramamis. Içlerinden biri nefes almadığımı görünce burnumdan suni tenefüs bile yapmış ama nafile fayda etmemiş. Cinayet üzerlerine kalır korkusuyla polise de haber vermemişler. aradan üç saat geçmiş, bütün umutlarını kaybetmişler. Fakat nedense ben hiç de ölü gibi durmuyormusum. O yüzden yedi tahrifciler öylece beklemişler Ta ki...