Gece 2

45 7 0
                                        

Uzun bir yol düşlüyorum. Büyük bir orman içinde çırılçıplak ağaçların esir aldığı. Duyamiyorum yaprak hışırtılarını ve göremiyorum bakışlarını. Çekemiyorum kokusunu içime bir insan teninin. Ellerimi her uzattigımda tutamiyorum ellerini. Üzerimde ise demirden bir köprü ; ayırmış yagmurları çıplak büyuyen ağaclardan. Bir tarafta aydınlığın gri , diğer taraftada karanlığın siyah rengi ; ne bir ayak izi basabildiğim ne de bir yağmur sesi duyabildiğim. Ama ben yürüyorum arkamda aydınlığın sisli rengi. Yürüdükçe sana yaklaşıyorum , yürüdükçe sesine...
Bana mutluluğu soruyorsun ; ama ben duruyorum. Karanlığı izliyorum ardından ve düşlüyorum karanlıklar içindeki seni. Zıtlıklardan örülü bir hayat yaşadığım. Bir yanımda cennet, diger yanımda cehennem ; ama ben yürüyorum ellerimde mutluluktan bir demet. Attığım her adım biraz daha karanlık ve çok yalnız. Ardından soruyorum kendime.
Neydi mutluluk ?
Gözlerin miydi bana hiç bakmayan, ellerinmiydi avuçlarımda terlemeyen ; yoksa saçlarinmıydı omuzlarımdan hiç sarkmayan.
Neydi mutluluk ?
Sana anlatmakmıydı onu ; yoksa sensiz aramak mıydı ? Karanlığa yürümekti belkide , aydınlığı sevmemekti.
Bilmiyorum sevgili ,zıtlıklardan örülü bir sen yaşayamadığım. Koşamıyorum sana doğru, bir adımım ileri, diğer adımım ise hep geri. Ama yürüyorum sevgili ellerimde senin için bir demet!! Kavrıyorum onu sıkıca ve görüyorum yeniden sorgulayan bakışlarını.
Neydi mutluluk ?
Tüm sigaralari sana yakmakmiydi ; yoksa içine çekmekmiydi nefesini ? Seni yazmaktı belkide boş sayfalara , kim bilir sana yazmaktı belkide butun bos sayfaları. Bilmiyorum sevgili sadece yürüyorum. Ellerimde ise mutluluktan bir demet. Yurudukce sana yaklasiyorum , yurudukce gozlerine .... Avuçlarına bırakıyorum demeti işte mutluluk diyorum...

Yalnız AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin