11.BÖLÜM

487 63 59
                                    


"Gray?"
Gray ve Juvia hızla arkalarına döndüklerinde ona seslenen kişi gülümseyerek konuşmaya devam etti.
"İnanamıyorum, bu cidden sensin!"
Dedi sevinçle ve hızla Gray'in boynuna sarıldı. Gray şaşırmış bir şekilde onu ayırmaya çalışırken kendisi ayrıldı ve sırıtarak yanında Duran Juvia'ya baktı.
"Demek sen de geldin.
"Mavi ucube... "
Juvia'nın kaşları sinirle çatıldı. Tam konuşacakken eskiden olduğu gibi Gray ondan önce davranıp sinirle konuşmaya başlamıştı bile.
"Sen kime ucube diyosun!"
Kızın bileğini sert bir şekilde tutmuştu.Gözleri kızın gözleriyle bulaşınca şaşkınlıkla ona baktı.
" Sen de kimsin?"
Kız şaşkına ona bakakalmıştı.
"Gray? Şaka mı yapıyorsun? Hem bırak şu bileğimi! "
Desi ve bileğini hızla çekti. Gray ise hala ona şaşkınca bakıyordu. Kız bileğini tutup tek kaşını kaldırarak ona baktı
"İyimisin sen? Her neyse.."
Dedikten sonra gülümseyip konuşmaya devam etti.
"Seni çok özledim."
Desi ve tekrar kollarını Gray'in boynuna doladı. Bu sefer sinirden eli titreten Juvia kızın kolundan sıkıca tutup geri çekti.
"Nefes almasına izin versen keşke."
Desi gülümseyerek. Ama gülümsemesinde samimiyet değil yapmacıklık vardı. Kız ona sinirle bakınca Gray konuşmaya başladı.
"Cidden, sizi tanıyormuyum? "
"Hala tanımadın mı?"
Diye sordu gülerek.
"Ben Ultear, çok mu değişmişim?"
Dedi yüzündeki gülümsemesiyle.
"Ul-tear..? "
Gray hala ona mallamış bir şekilde bakmaya devam edince Ultear'ın yüzündeki gülümseme yavaşça silindi.
"Gray? Şaka mı yapıyorsun? "
Gray kafasını yavaşça iki yana sallayınca Juvia Gray'in kolundan tutup onu çekiştirmeye başladı.
"Herneyse, tanıştığımıza memnun olduk Ultear. Hoşçakal!"
Diyerek Gray'i ordan uzaklaştırmaya çalıştı ama Gray bir santim bile yerinden oynamamıştı.
Hala Ultear'a bakıyordu.
"Ultear..
"Seni tanıyor gibiyim."
Dedi düşünceli bir sesle. Ultear nefesini dışarı üfleyip ona baktı
"Artık komik değil. Hala çocuk kalmışsın, yıllar sonra karşılaştık ve sen hala espiri yapıyorsun."
Desi gülerek. Gray ona bir süre sessizce baktıktan sonra konuşmaya başladı.
"Juvia.. Benim çizdiğim kıza benzemiyor mu?"
Desi Juvia'ya bakışlarını çevirerek. O an Juvia'nın aklına Gray'in o gün okulda çizdiği resim gelmişti. Kolyesini veren kızı hatırladığı kadar çizmeye çalışmıştı ve Ultear'ı çizmişti.
Juvia hızla kafasını iki yana salladı.
"Hayır, benzemiyor! "
Sesi heyecanlı çıkınca gözlerini kaçırdı.
"Biri burda neler olduğunu açıklasın lütfen."
Ultear sabırsız bir şekilde o ikisine baktı.
"Gray neden beni tanımamazlıktan geliyorsun? "
Diye sordu ağlamaklı bir sesle. Gray telaşla ellerini iki yana salladı.
"Dur, yanlış anlama."
Juvia sinirle nefesini dışarı üfledi gözlerini kısarak Ultear'a baktı.
"Gray bir kaza geçirdi ve hiç bir şey hatırlamıyor Ultear. Fazla uzatma istersen."
Dedi sesini sertleştirerek. Ultear gözleri şaşkınlıkla büyürken konuşmaya başladı.
"N..Nasıl yani? kaza mı? "
Telaşla Gray'e baktı ve kolunu tutup ona sarıldı.
"Beni hatırlamıyor musun şimdi?"
Desi ağlamaklı bir sesle.
"Herkesi unutmuşken niye seni hatırlasın? Kendini özel felan mı sandın?"
Dedi Juvia alayla gülerek. Ultear ona gözlerini kısarak baktıktan sonra Gray'e daha çok sarıldı ve sesini çocuk gibi yaparak konuşmaya başladı.
"Peki sana verdiğim kolyeyi takıyormusun?"
Gray onun sarılmasına rahatsız olmuştu. Ama söylediği cümleyi kavrayınca gözleri şaşkınlıkla büyüdü.
"Kolye mi?"
"Ne yani onu da mı takmıyorsun?"
Dedi Ultear ondan ayrılarak. Alt dudağını büzerek ona baktığında gömleğinin yakasının altından gözüken kolyeyi gördü ve heyecanla gözleri büyüdü. Yüzüne oluşan gülümsemeyle Gray'e yaklaşıp gömleğinin altından Kolyesini çıkardı.
"İşte, takıyorsun!"
Bir süre sessizlik olunca Gray hızla gözlerini Juvia'ya çevirdi.
Juvia ise yutkunup düzensizleşen nefesini kontrol etmeye çalıştı. Kalbi heyecandan çok hızlı atıyordu.
"Juvia, bunu sen vermemiş miydin?"
Desi Gray tereddütlü bir sesle. Juvia derin bir nefes alıp ona baktı.
"Şey,-"
"Dur bir saniye."
Diye gülerek lafını kesti Ultear. Küçümseyen gözlerle Juvia'ya baktı.
"Sana bu kolyeyi kendisinin verdiğini mi söyledi? Malmısın kızım, niye böyle diyosun?"
Dedi gülerek. Juvia sinirle yumruklarını sıktı ve Ultear'a doğru yürümeye başladı.
"Neden şu düşük çeneni kapatıyorsun artık?"
Desi dişlerinin arasından. Gray Juvia'nın kolundan tutup yürümeye başladı. Juvia da arkasından sürükleniyordu.
"Tanıştığıma memnun oldum, Ultear. "
Dedi soğuk bir sesle.
"Ama aradığın kişi ben değilim. O kolyeyi bana veren Juvia'ydı."
Dedi ve yürümeye devam etti. Hiç konuşmadan sadece yürüyorlardı. Biraz uzaklaştıklarında Gray ani bir şekilde durdu ve Juvia'yı da durdurup ona tek kaşını kaldırarak bakmaya başladı.
"Umarım güzel bir açıklaman vardır?"
Dedi soğuk bir sesle.
"O kız kimdi ve şu salak kolyeyi veren o mu cidden?"
Hızla konuşmuştu. Bakışları sert olduğu için Juvia bir adım geri çekildi. Sessiz kalınca Gray konuşmaya devam etti.
"Ya düzgünce bi' şey soruyorum. Cevap versene! Bu kadar mı zor 'sana yalan söyledim' demek?"
Sesi bu sefer sakin çıkınca Juvia nefesini tutup gözlerini kaçırdı. Kendini gerçekten çok kötü hissediyordu. İşlerin bu hale geleceğini nerden bilebilirdi ki? Gray ve Ultear'ın tekrardan karşılaşabileceğini hiç düşünmemişti.
Gözlerini dolduğunu hissedince ellerine bakıp kısık bir sesle konuşmaya başladı.
"Sana yalan söyledim."
Başını kaldırıp ona baktı.
"Ama senle konuşabilmek için yaptım bunu! Eğer ben olmadığımı söyleseydim sana yardım etmemi istemezdin ve şuanki gibi arkadaş olamazdık."
Dedi nefes almadan heyecanlı bir sesle konuşarak.
"Doğru değil mi? Konuşmazdın benle bir daha!"
Desi nefes nefese.
"Ben sadece... Seninle yeniden yakın olmak için yaptım bunu."
Gözlerinin yeniden dolduğunu hissetti. Gray ise bir şey demeden ona bakıyordu. Juvia Gray'in yüzünde oluşan gülümsemeyi görünce şaşkınlıkla ona baktı.
"Gray?.."
Dedi tereddütlü bir sesle.

Birden kendini Gray'in kollarını arasında hissedince nefesi kesildi ve kalbi deli gibi hızlı atmaya başladı. Ne olduğunu anlamamıştı. Neden Gray ona sarılıyordu ki şimdi? Kızgın değilmiydi? Hem neden gülümsemişti?
Beyninin içinde dolaşan sorulara yanıt olarak Gray gülerek konuşmaya başladı.
"Senin şu bir saniye içinde bin tane şey düşünmeye bayılıyorum."
Dedi ve ondan ayrıldı. Juvia ise şaşkınlıkla ona bakıyordu.
"Ne yani? Kızmadın mı?"
"Niye kızayım? "
"Bilmem.."
"Kızmadım da, o kızın kim olduğunu Söylesene. Cidden bilmek istiyorum."
Dedi ve yürümeye başladı. Juvia da yanına gelip okula doğru yürüdüler.
"Şey, Ultear bizim mahalleden bir kız. Annesiyle birlikte sürekli iş gezisine gider dönüşte bize hediye alırdı. Bu kolye de onun hediyesi."
Desi olayları biraz değiştirerek. Daha doğrusu çok detaya girmeyerek.
"Sana da mı kolyeyi o aldı?"
Diye sordu Gray ileriye bakarak.
"Hayır, onu bana sen aldın."
"Ben mi? "
Bakışlarını Juvia'ya çevirdiğinde Juvia kafasını salladı.
"Evet, siz taşınmadan bir gün önce. Kolyeme bakınca seni hatırlamamı istemiştin."
Dediğinde Gray tekrar yola baktı.
"Hatırladın mı peki?"
Juvia 'evet' anlamında kafasını salladığında Gray konuşmaya devam etti.
"Seni bana hatırlatacak böyle bir şey varmıydı?"
Juvia nefesini dışarı verip ona baktı.
"Hayır, yok. Çünkü bana şey demiştin.."
"Ne?"
Dedi Gray merakla.
"Seni hatırlatacak bir eşyaya ihtiyacım yok, çünkü seni hiç unutmayacağım."
Dedi Juvia tebessüm ederek. Gray bir süre Sessiz kaldı. Kendini nedense suçlu hissetmişti. Ama bozuntuya vermemeye çalışarak güldü.
"Ya senin hatırladığında aynı kişi olmayabiliriz. Ben asla böyle laflar söylemem."
Dedi sesini alaya vurarak.
"Evet biliyorum. Senin hatlarda karışıklık olmuş olmalı."
Desi Juvia Gray'in gülmesine katılarak.
"O değilde Ultear'ı öyle bırakınca biraz kötü hissettim."
Desi Juvia tereddütle arkasına bakarak. Gray ise omzunu silkti.
"Boşver."
Juvia onun bu sözüne istemsiz olarak kıkırdarken gözleri birden gökyüzünden süzülen beyaz tanelere takıldı. Yüzünde oluşan istemsiz bir gülümsemeyle Gray'e bakıp konuşmaya başladı.
"Bak Gray, kar yağıyor! "

YABANCI -Gruvia-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin