Ertesi gün mahkemeye gitmek için erkenden uyandım, hemen duş alıp, hafif bir makyaj yapıp ve saçlarımı önemsizce topladım. Mahkemeye vardığımda çok sıkıcı, saçma sapan konularla karşı karşıyaydım. Anayasa olmasa neye nasıl karar verirdim bilmiyorum. Öğle arasında yemek yemeye kafeye gittim, çok aç değildim bu yüzden bi tost bi portakal suyu bana yetti. Birden telefon çaldı ve arayan Yeliz'di. Genelde bu saatlerde hep meşgul olur, beni aramaz ya neyse. Açtım telefonu:
-Efendim?
-Güneş, hadi alışverişe çıkalım depresyona giricem galiba.
-Saçmalama Yeliz işin tam ortasında nasıl işten kaçarız??
-Banane, bu çocuklar beni deli edecek, kıyameti koparacaklar.
-Aaaa.. Ama her öyle bunaldığında işten kaytarırsan müdürün seni kovar. Senin lisede ve üniversitede canın çıkmadı mı ders çalışcam diye? Şimdi pişman olmak yok. Hadi benim öğle arası iznim bitmek üzere bay bayyy..
-Tamam Güneş, pofff
-Poff yok Yeliz poff yokk!!
-Tamam hadi bayy
-Bay canım bay...
₪₪₪₪₪₪₪₪₪
Mahkeme çıkışı Yeliz'le buluşmak iyi gelebilirdi ama imzalanacak bir yığın dosya var. Bu yüzden eve gitmek zorundayım.
Eveeetttt yanlız yaşamaya alışkın Güneş'in evine hoş geldiniz... Neler saçmalıyorum ben! Neyse hemen üzerime rahat bir şeyler giyip salonun ortasına yığdığım dosyaları açıp inceleyip imzalamaya başladım. O kadar çok dosya vardı ki onları yapana kadar akşam olmuştu. Karnım çok açtı ve evde yiyecek hiç bir şey yoktu neyse ki evimin karşısındaki marketin kapanmasına daha iki saat vardı. Hemen gidip pratik bir şeyler aldım konserveler, poşet çaylar falan... Eve geldiğimde yemek pişene kadar dosyaları incelemeye koyuldum.
₪₪₪₪₪₪₪₪₪
Ertesi gün kalkıp pratik bir şeyler yemeye başladım ve hızlıca duş alıp giyindim. Evinden çıkıp arabama binecektim ki gece ki yağmurdan sırıl sıklam olmuş bir kedi gördüm böyle zamanlarda hiç bir şey bana engel olamazdı. Kediyle birlikte eve gittik, onu bir güzel yıkadım, kuruladım ve ona güzel bir yer yaptıktan sonra vedalaşıp arabama geri gittim. Mahkemeye vardığımda yine her şey aynıydı. Ama o gün iş arkadaşım Hale beni bekarlığa veda partisine çağırıyordu, şu kızda kaç kez bekarlığa veda partisi yaptı ama o gün o gece sevgilisiyle kavga etti ve bu yüzden hiç evlenemedi. Belki de doğru kişiyi seçemiyordur. Neyse davetiyeyi okuduğum ultra kalın romanın içinde sıkıştırdım. Mahkeme çok çabuk geçti. Eve geldiğimde gri olduğu için adını Griss koyduğum kedi ben ona kucak açar açmaz üzerime atladı ve uzun bir süre sarıldık. İş kıyafetim gri tüylerle kaplıydı. Ama ben önemsemedim çünkü elimde tüy toplama aleti vardı ve nasıl olsa iki gün sonra hafta sonu ve tatildi. Hiç iş yoktu bu yüzden kucagımda Griss'le birlikte uykumuz gelene kadar kitap okuduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkizim
Non-FictionGüneş, annesi babası olmayan, hayata bir polisin evinde tutunmuş, hayatı düşe kalka öğrenmiş bir hakim. Ama yıllar sonra ikizini buluyor ve hayatı bambaşkalaşıyor. Bakalım ne olacak??
