Bazı yaralar sardıkça kanar.
Kiminin çöle döner yöreği, kimi içinde bir yanardağ saklar.
Terk edip gitti sanmıştım. O da böyle biliyordu. Ayrıldık o kadar. Onun için buydu yaşanan...
Eve dönüyordum ama hangi yoldan gittiğimi bilmiyordum. ''Ayaklar kendiliğinden götürür'' gibi sürüyordum arabayı. Gözüm yolda değildi, aklım başka yerdeydi. Tekrar tekrar geriye sarıyor ve aynı yerde duruyordu. Sol elim kan içindeydi. Direksiyona bulaşmış, döşemeye ve pantolonuma damlıyordu. Peçete ıslaktı kandan, bileğime yapışmıştı.
Kırmızı ışıkta durdum. Peçeteyi değiştirdim. Yeşil ışığı beklerken, benim de bir kırmızı ışığım var, dedim kendi kendime. Hayatın sarı ışığında hüznümle bekliyor, yeşil yanınca tekrar yola çıkıyor, kırmızı ışığın geride kaldığını, hayatın bana bütün yolları açtığını sanıyordum ama tekrar bir kırmızı ışık çıkıyordu karşıma. İşte yine böyle olmuştu. Sehun'dan kalan aşk yarası, yeni bir aşka yelken açarken tekrar kanamıştı.
Hani bir oyun vardır çocukluğumuzda, tilki tilki saatin kaç? Ebe duvara yaslanırdı, biz de böyle sorardık ona; ''Tilki tilki saatin kaç?'' bir derse bir adım, iki derse iki adım yaklaşırdık, bazen atlayarak, uçaraki ebeye dokunabilmek için... ''Kazandibi'' derse başa dönerdik. Ebe dokundurmak istemiyorsa, yaklaşana böyle söylerdi. Bende dokunacak oldum Sehun'dan sonra. Dokunur dokunmaz kazandibi oldum, başa döndüm. Sehun'un beni terk ettiği güne...
Beni hayatanla bağlayanla ölüme gönüllü gönderenin aynı kişi olması kaderin garip bir cilvesiydi.
İnsan bazen bir şey için her şeyini verecek kadar cömert, her şey için hiçbir şey vermeyecek kadar cimri olabiliyormuş.
Bana hiçbir şeyini vermiş ve çekip gitmiş. Küçücük kalbimden bu kocaman ''Hiçbir şey'' ne kadar da ağır gelmiş hayatıma. İçime bakınca kendimi incittim.
Dünya talihsizler için yuvarlak bir cehennemmiş. Şimdi daha iyi anlıyorum!
Bir şeyler iyi gitmemeye yemin etmiş gibi.
Ama hiç yoktun biliyor musun ? Sana ne kadar ihtiyacım varsa o kadar yoktun.
Eskiden kılına zarar gelse üzülceğim insanların şimdi umrumda olmaması biraz tuhaf.
Hissettiğim duyguları anlayamaz oldum.
Hep böyle misindir? Birgün aşık, diğer gün kalpsiz gibi. Hep böyle dengesiz misindir sen?
Ama seni unutacağım Oh Sehun.
Bu bölüm biraz kısa oldu ama olsundu! Diğer bölümü uzun yazacağım pai :3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALL OF ME [KAİSOO]
FanfictionHani bir oyun vardır çocukluğumuzda, tilki tilki saatin kaç? Ebe duvara yaslanırdı, biz de böyle sorardık ona; ''Tilki tilki saatin kaç?'' bir derse bir adım, iki derse iki adım yaklaşırdık, bazen atlayarak, uçaraki ebeye dokunabilmek için... ''Kaza...