Bölüm -4- TEŞEKKÜRLER

146 6 0
                                    

Kapı aralandı ve Sıraç içeri girdi . bana 14.00 da kan ve diğer testlerin açıklanacağını dolayısıyla o zamana kadar hastahanede kalacağımızı , sonuçlar çıktıktan sonra doktordan bilgi alıp gidebileceğiz dedi . hafif üzgün ( tam yardım edemediğinin hüznüyle ) . Ona ' tamam o zaman mecbur bekleyeceğiz, sana da var ya iş açıyorum , üstelik gitmiyorsun yanımda kalıp yardım ediyorsun , yaptıklarının farkında değilsin ve beni hastaneden çabuk çıkaramadığın için kendini kötü hissediyorsun. Yapma bunu lütfen ! ayrıca savunma da yapmıyorsun bu konu tartışmaya açık değildir! ' son sözümü bastırarak söylediğimden olacak ki , Sıraç 'ı derin bir sessizlik kapladı. ve koltuğa oturdu yutkunarak . Böyle sessiz geçen 15 dakika bana çok uzun bir süre gibi geldi. Sonunda Sıraç '' dışarı çıkarayım istersen seni iyi gelebilir .''

- '' İyi olur aslında , evet evet çok iyi olur hava almalıyım , kapalı ortam bunaltıyor . '' Sıraç doğruldu ve beni belimden kavrayarak kalkmama yardım etti. İlk önce lavaboya götürdü., elimi yüzümü yıkadım , saçımı at kuyruğu yapıp küçük saç tellerimin çıktığı yerlere tel tokalarımı yerleştirdim . Lavabodan çıkınca hazırım dedim . Tekrar belimden kavradı ve kollarıyla belimi sardı , aşağıya indik. -Tuhaf hissediyordum kollarıyla sarmış olması bu kadar yakın olmamız ve bu kadar kısa bir sürede bana gerçekten olaylar değişik geldi. - kollarının verdiği sıcaklıkla başımı omzuna yasladım. Başını eğip omzuna baktığını hissedince bende ona doğru başım onun omzunun üstünde olduğu şekilde baktım. Gülümsedi ve hafif pembeleşti suratı ben de gülümseyerek karılık verdim.

Sıcacık bakıyordu , gözlerine daldım . Oradan çıkmak istemedim. Bankta oturuyorduk hastanenin yanındaki parkta . Kalbinin hızlı atışı omuzlarını bile harekete geçiriyordu , omzuna yaslandığımda anladım, bakışlarım bulunduğumuz ortama doğru değişti . Ağaçlar fazlasıyla yeşildi ve göz boyuyordu. Bi an içinde bulunduğum ortamdan hiç ayrılmak istemedim kendimi fazlasıyla güvende ve iyi hissediyordum en önemlisi de bunu Sıraç sağlıyordu . Dalmıştım ve bi an kulaklarımda Sıraç ' ın sesi çok net bir şekilde çınlıyordu '' acıkmışsındır kan verdin o kadar hadi şu aradaki cafe ye gidelim ne dersin ! '' Ben onun bana daha fazla yardım etmesini ve mahçup olmak istemiyordum ama ona karşı da koyamıyordum. -'' Aç değilim ama en azından bi meyve suyu alabilirim kan alma açısından.'' ve tamam peki gidelim öyleyse dedi . Ve Cafe ye doğru ilerledik , kollarından sıyrılamıyordum. Cafe deki dönmeli kapıyı zor bela ikimiz aynı anda geçtiğimizde birbirimize bakıp uzun süre güldük. Bir yer bulduk oturduk. ve daha yeni ki gülünç duruma tekrar gülmeye başladık. Sıraç '' neyli meyve suyu içersin ? '' dedikten sonra vişneli iyi olur dedim ve o da gitti almak için , garsona söylemesi gerekmiyor muydu ? Niye boş boş kendisi gitmişti . ve siparişlerle ilgilenen bayana birşeyler söyledikten sonra yanıma geldi . '' neden sen gittin ki '' diye sormadım , daha doğrusu sormayı istemedim. Oturduktan sonra derin bir nefes aldı ve bana '' iyi misin '' dedi sıcak ilgilenir ses tonuyla . Ben de evet evet sayende daha iyiyim '' dedim. Birazdan garson yanımızda belirdi . Küçük muzlu ve çikolatalı bir pasta ve yanında da bir meyve suyu ve bir de türk kahvesi koyup gitti. Birden atıldım , '' yaaa ama olmaz ki ben senden pasta istedim mi ama !'' dedim mahçup olmuş ses tonuyla . Ona karşı hep bir mahçupluk içerisindeydim. Sıraç hemen ; '' kabul etmiyorum tatlı yiyip kan şekerini düşürmemen gerekiyor, hem çikolataya dayanacağını sanmıyorum. '' - '' beni en zayıf noktamdan vurdun , çikolatalı pasta hemde muzlu çikolatalı pasta, Sahi sen nereden biliyorsun ki muzlu çikolatalı pastaya dayanamadığımı ? '' Sıraç belirsiz bir şekilde hemen cevap verdi . '' şeyy , hiç bir kız karşı koyamaz ki çikolataya ayrıca muzlu olması da tesadüf olmuş , iyi oldu öğrendiğim. '' -'' hmm iyimiş . Almışsın yiyeceğiz mecbur '' dedim ve yine güldük. Başladık yemeğe o kahvesini yudumladı ve bir kaç dilim pasta yedikten sonra : '' aa telefonumu yukarıda unutmuşum , kusura bakma gidip gelsem sorun olur mu ? '' ben hemen atıldım ; '' yok canım ne sorunu , tabi ki gidebilirsin kaybolmam merak etme '' dedim ve gülümsedi. Kalktı , giderken döndü ve bana baktı bende ; '' bekliyorum '' dedikten sonra gitti. Niye öyle garip baktı acaba ? tek gariplik bakışı olsa keşke her şeyi garip bu çocuğun ama Sıraç 'a karşı gerçekten bir şeyler hissetmeye başlamıştım bile , hem de iyi şeyler , kimse beni bu şekilde beni kendine bağlamamıştı , onun özelliği neydi öyleyse ?

Gizemli oluşu mu ? , beni sürekli takip ediyormuş gibi her başım sıkıştığında , başıma kötü bir şey geldiğinde hemen onun koşması mı ? ve en çok tuhaf olan benim sevdiğim şeyleri biliyor olması , nereden biliyordu ki ? kuşlar söylemiş olamazdı ya . Ama olmaz böyle kendini toplaman lazım Ukte ! Bağlanmaman lazım....

Kime bağlandıyam hayatımı bok edip gitti , bu mu etmeyecek. Bunda garip şeyler olsa da sonumun farklı olması ne malum ? Bu korku içimden gitmeyecekti bunu biliyordum , çünkü kimseye güvenmiyordum. Öyle öyle düşüncelere dalmıştım sonunda bu içimde kötü his bırakan düşüncelere bir son verdim . Ve farkettim ki Sıraç 20 dakikadır gelmemişti. Bir şey mi olmuştu acaba diye düşündüm . 10 dakika daha bekleyeyim en iyisi gelmez ise ben giderim. 5 dakikası dolmuştu bile sinirlenmeye başlamıştım ama buna hiç hakkım yoktu , belki bir işi çıkmıştır ya da birisiyle konuşuyordur, iyi de bu kadar uzun süre kim le konuşabilirdi ki diye meraklanıyordum. O arada farkına varmadan tüm pastayı bitirmişim ve son meyve suyu yudumumu aldıktan sonra bi of çektim. Nihayet Sıraç belirdi. hafif koşarcasına yanıma geldi ve '' Özür dilerim seni çok beklettim ama biriyle önemli birşey konuşmam gerekiyordu. '' Önemli ama neyse artık yukarı çıkalım mı ? ''dedim , - '' olur tamam '' dedi çıktık . -bu çocuk niye sırıtmaya başlamıştı ki kendi kendine , surat ifadem çok mu komikti ?- Odaya girdik ve muhteşem bir şekilde hazırlanmıştı oda. Oda da yuvarlak orta boy bir halı ve büyük bir masa , masanın üzerinde ise bir soda şişesi ve duvara büyük bir kağıda yazılıp asılmış ''DOĞRULUK MU CESARETLİK Mİ ? '' diye yazılmıştı. odanın perdeleri kapatılmıştı ve hafif karanlıktı. bunu nasıl yapmıştı ? hastane odasına böyle bir şey yapmak yasak ! Gizli bir şekilde yapmıştır heralde diye düşündüm ama yinede aklım almıyordu.



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 30, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SESSİZLİĞE DOĞRUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin