Sadece Uyu

41 3 0
                                    

Bahçelievler -Urla tarafında bir restorana gelmiştik. Güzel Bi yerdi. Hatta baya güzel. Resmen denizin üstündeydi. Dışarı çıktık. Bir uçta bir masa ve diğer uçta bir masa olmak üzere sadece 2 masa vardı. Sandalyeler mavi ve beyaza boyanmıştı. Tam olarak hayalimdeki gibiydi. Bir masaya emre ile beni diğer masaya da poyraz ve seleni oturttular. Sıkılarak, oflayarak oturdum. Sanırım yemekleri önceden söylemiş olmalıydı ki büyük bir tabak geldi. Ama dikkat edin "BİR" . 1.

"Aynı tabaktan mı yiycez? "

"Evet. "

"Sana afiyet olsun. " diyerek tabağı ona doğru ittim.

Bu arada içkiler geliyordu. Garsonun suratına baktım.

"Tuna? "

***

Emre nın suratı kıpkırmızıydı ve boynundaki damarı atmıştı.

"Ya sen nasıl burada olabilirsin ?! Bi de burada mı çalışıyorsun? Bi de bizim masamıza mı geldin? Allah senin belanı ve-"

"Ulan Bi yerde namusumuzla çalışmak bile suç oldu. "

Bu arada iyice sinirlenmiştim. Aletine tekme atacakken Emre suratına okkalı bir yumruk attı ve yere yığıldı. O arada gitmeye hazırlanıyordum. Oradan birazcık uzaklaşmışken emre de peşimden geliyordu. Tuna hafif ayaklanmıştı. Poyraz tuna nın arkasındaydı. Birden bire Tuna yere yığıldı. Arkasında poyraz ı gördüm. Elinde.... Hayal görüyor olmalıydım.

Kanlı bir bıçak

Selen ağlamak üzereydi. Olduğum yerde kalmıştım. Birden kafamı toparlayıp tuna nın yanına koştum.

"Tuna! "

Tuna gözlerini bile zor açık tutuyordu. Nefesi bile almak ne kelime, koah hastaları gibiydi. (koah hastalarının nefesi şöyle olur: nefes alın, üzerine bir daha nefes alın, birazını bırakın ama hepsini değil. Sonra üzerine tekrar nefes alarak başından tekrar edin)
Ambulansı ararken poyraz a suçlu bakışlar atıyordum. Poyraz ın resmen yaptığından gurur duyar gibi bir hali vardı.

Çok geçmeden ambulans gelmişti. Yanında bir kişi gitmesi gerekiyordu. Poyraz zaten onu bıçaklamıştı. Ona güvenmiyordum ve bir daha asla güvenmeyecektim. Ben gitsem yüzünü bile görmek istemiyordum. Ve onun yanında gitmek istersem bile selen ve emre göndermezdi. Emre yı göndersem onu bıçaklanmaktan beter eder, öldürdü.

"Ben giderim" dedi selen en sonunda.

Biz de arabaya bindik. Poyraz ın gelmesini bile istemiyordum. O arkaya emre ile ikimiz de öne oturup ambulansın peşinden gittik .

***

Doktor odanın kapısından çıktı.

"Neyse ki hayati bir tehlikesi yok. Hastamız ı 2 gün içerisinde taburcu edebiliriz. "

İçimden bir oh çektim.

Yaklaşık 3 saat sonra tuna uyanmıştı. Şikayetçi olamayacağını belirtmişti. Selen hala daha çok kötüydü. Poyraz la konuşurken ağlıyordu. Aralarında gerçekten büyük bir kavga vardı ve selen ı hiç o kadar sinirli görmemiştim. Sanırım ayrıldılar.

***
Emre beni eve bıraktı .
"Dikkatli ol"

"Olurum hadi şimdi git. "

Kapıyı suratına kapadım ve Buddy nın üzerime atlamasına izin verdim. Gergindim. Bunu hissetmiş olmalıydı.

Odama Buddy ile beraber çıktım ve pijamalarımı giydim. Saat neredeyse 12 ydi. Baya yorgundum. Saçımı ördüm ve yine aşşağı indim. Kapıyı en az 801018184 kere kilitledim ve üzerine demir kapıyı çektim. Tekrardan odama girdim. Odamın kapısını kilitledim ve komidinin çekmecesine çakı koydum. Gözlüklerimi çıkardım ve Buddy e sarılarak uyumaya çalıştım.

Sadece Uyumam Gerek. Uyursam Geçer. Sadece Uyu.

aSOSYALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin