Merhaba arkadaslar bolum bes ile karsinizdayim. Yalniz soyle bir sorun var ki bilgisayarimdaki bazi tuslarin bozuk olma sebebiyle telden yaziyorum. Her yazarin dedigi klasik soz gibi benim de hatalarim olabilir. Makul gorurseniz sevinirim
Cok konustum iyi okumalar...
-Geldim anne! Diye bagirdim asagida beni bekleyen annemle babama karsilik. Asagi inince beraber arabaya bindik. Her şey şu anlik yolunda gidiyordu. 6 yil sonr ilk defa ailemden bu kadar yakin ilgi goruyordum. Heyecanli olmam gayet normal bi seydi bence.
Nereye ve nicin gittigimizi bilmiyordum. Ama gidiyorduk. Ailemle. Birlikte. Biz. Gidiyorduk. Gecenki olayin ustunden sadecw bir hafta gecmisti. Eski , lafta "harika" olan hayatima geri donmustum. Ama su an gercekten "harika" idi. Bir hafta boyunca babamla konusmaya calismistim. Fakat bir firsatini bulup hala konusamamistim. Ve bu bir hafta belirsizlik, pismanlik -neden oldugunu bilmedigim-, mutluluk, ozlem ve... Sanirim Bosluk! Evst tam da bir boslugun icindeydim. Her sey yerli yerinde ve olmasi gerektigi gibiydi. Ama degildi. Gorunuste oyle olsa da degildi iste. Pismanligimin nedeni de belki Kusay'in attigi o mesaj yuzunden olabilirdi. Belki, ufacik... Dusunmekten vazgecmistim. Ve sanirim bu soruyu sormam gerekecekti
-"Nereye?"
Babam araba kullaniyordu. Onun yerine annem cevap verdi.
-"Bizim dağ evine." iyi de orada ne isimiz vardi ki. Havalar sogumustu ve yaz gecmisti. Bavul falan da getirmemistik.
-"orada ne isimiz var ki? Tatil desek bavul falan hic bir sey almadik. Yani bn almadim." dedim dusuncelerimi dile getirerek. Annem cok gecmeden bir ic cekerek cevap verdi.
-"Oraya tasinabiliriz. Yani evin su anki durumuna bakmaya gidiyoruz. Yada orayi satacagiz. Biliyorsun ne zmandir gitmiyoruz ve ne durumda olduunu da bilemeyiz. Bu yuzden bi analize ihtiyac vardir." dedi soguk bi sekilde. Tamam soguktu. Ama konusuyordu. Sıkilarak olsa da cevap veriyordu degil mi? Asil onemli olan biz tasiniyorduk. Neden ki? Niye?
-"Neden tasiniyoruz ki!" diye ani bir tepki verdim. Bir kere istanbul disiydi. Kocaeliye yakin bir yerdi. Ve benim okulum vardi. Tasinmak istemiyordum. Evet su kisa zaman icinde buna karar verebilmistim.
-"Sirket iflas durumunda. Onu eski gucune getirmek icin biraz kisitlama yapmaliyiz. Evin kirasi da oldukca yuksek. Oradan ayrilacagiz. Ya buraya tasinacagiz Yada buraya yakin bir yerlerde kucuk bir daire kiralayacagiz." dedi babam. demek durum o kadar kotuydu ha. İl disina tasinacak kadar. Simdi bazilariniz ha il icinde ha il disinda ne fark eder diyeceksiniz ama durum oyle degil. Buralar o tarafa bakaraktan daha sakin. Ve mesela siz orda bir sey aliyorsunuz 1000 tl diyelim fakat buralarda sehre yakin yerlerde fiyat biraz duser. Ornegi ordaki o 1000 tl burada 400 tl dir. Anlayacaginiz bizim acimizdan daha uygun yerler buralar. peki okulum? o ne olacaktı? yurtta mı kalacaktım? aslında aile açısından çok dert değildi ama son yaşadıklarımla bunu kaldıramazdım. tanımadığım bir yerde tanımadığım insanlarla. yapamazdım. hayatta olmaz!yaklaşık iki saat sonra dağ evine varabilmiştik. buraya her zaman mutlu gelirdim yani aile mevzusunu saymazsak. ama bu sefer öyle değildi. belki de bir kaç sene yaşayacağım yada bir daha yüzünü bile göremeyeceğim hatıralarımla dolu bu eve gelmiştik. arabadan indim ve taze ot kokusuyla doğanın mis kokusunu içime çektim. evin bahçesine doğru girdiğimizde babam kapıyı açıyordu. ben de o sırada arka bahçeye geçtim. salıncağım hala oradaydı. ve küçük tahterevallim. hiç bir zaman binemediğim tahterevalli. kendimi bildim bileli bu salıncağı da bilirim.küçüklüğüm gözümün önüne geldi. yine buraya gelmiştik. daha beş veyahut altı yaşlarındayım. hemen koşarak salıncağa binmiştim. sallanırken annem de beni izlemişti. gülüyordum. mutluydum ve hiç bir şeyin farkında değildim...
***
odamda yatağın üstüne oturmuş düşünüyordum. neyi mi? her şeyi. şu son iki haftayı. Kusay denen o çocuğun beni kaçırmasını. iflas durumunda olmamızı. güçlerimin olduğunu. ve bu gücü kullanarak bir ormanın yandığını... düşünmekten ve mantıklı bir sonuca varmaktan başka yapabileceğim hiç bir şey yoktu. bi anda annemlerin bana olan ufak da olsa ilgisi. hiç bir bağlantı yoktu. zaten ne bekliyordum ki? bir bağlantısı olması saçma olurdu. hala güçlerim olduğuna inanamazken bunlar bana fazlaydı. fazlasıyla fazla! düşüncelerimden sıyrılıp tıklanan kapının arkasındaki kişiye gir dedim. kişi değil kişilere. bizim tayfa gelmişti. hatırlatayım, Su, Emre, Can, Gizem, Berke ve Aleyna. odam bi anda dolarken hepsine hoşgeldiniz dedim. hepsi teker teker bir yere oturunca
-''naber kanka'' dedi can. ona karşılık somurttum. evet bu söze karşı somurttum. kötüyken iyiyim diyemeyecektim tabiki. sahtelik olurdu.
-'' Kanka, Afra. Bi şey mi oldu lan yoksa. Sen somurtmazdın böyle bi şey olmayınca.'' diye söyleyen beni en iyi tanıyan Aleyna'ydı.
-''Evet oldu. Biz taşınıyoruz. hemde il dışına!'' dedim isyan eder şeklinde çıkan ses tonumla. hepsinin ağzı ''o'' şeklini alırken Gizem:
-''Nasıl yaniğğ!'' diye çığlığı basmıştı. kısa süreli kulak kapatma işleminden sonra devam ettim.
-''yani şöyle ki , bizim şirket iflas durumunda. iflas etti edecek. bu yüzden taşınıyoruz. dün de dağ evine gittik hatta. büyük ihtimal orası da satılacakmış. anılarımı yani. satıyorlar.'' dedim kısa bir açıklama yaparak. hepsinin suratı asılmıştı çoktan. yapacak bir şeyim yoktu. en azından umduğum süre en fazla 4-5 yıldı. umarım daha uzun sürmezdi. sonra Berke de
-''Okulun Afra. Onu ne yapacaksın?'' dedi, biraz sorgulayıcı bir tonda.
-''Bilmiyorum. Sanırım yurt en mantıklı sonuç. Hem burada da kalmış olurum.'' dedim. en azından biraz mutlu olmalılardı. Bu kadar üzmek onları, hakkım değildi.hadi yurt konusu halloldu diyelim bir de bunun parası vardı. kötü olan kısım da burasıydı. hadi yurtta kaldım diyelim çalışsam da ödeyemezdim o parayı. yani oradaki bir üniversiteye aktarma yapacaktım. evet . bence bu fikir güzeldi. ama işte zordu. Zor!insanın kardeşlerinden ayrılması. en zoruydu...
Bu sırada emre konuştu
-''kanka yanlış anlamazsan bir şey demek istiyorum. yani kabul edersen. ama et yani. ş-şey biz biraz yardım etsek sana. yani mesela para konusunda. biliyorsun verebilecek durumdayız. ve normal olarak gitmeni de istemiyoruz. izin ver yardım edelim he?'' demesiyle aleyna hemen
-''emre! bu harika fikir. hem kanka bizde de kalırsın ne dersin. nolur kanka nolur. kabul et nolur.'' dedi. resmen yalvarıyorlardı. kalmam için. ellerinden geleni yapıyorlardı. bu fazlasıyla onurlandırıcı ve gurur vericiydi. ama yapamazdım. onlara yük olamazdım. her ne kadar durumları da olsa olmazdı. kendimi kötü hissederdim bi kere. ama onlar bunun farkında olsalar da ısrarlarında devam edeceklerdi. kardeşlerimi adım gibi tanıyordum. başta Aleyna ve Emre olmak üzere!
evet arkadaşlar uzun bir süreden sonra yb geldi. farkındayım uzun çok uzun b ir zaman oldu. açıklama da yapamadım. fakat şöyle bir durum var ki bu sene sınavlara gireceğim. bu yüzden uzun zaman alıyor. affedin...
umarım beğenmişsinizdir.
tüm okuyucularıma selamlar sizi seviyorum :*
vote ve yorumu da unutmayın ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Başlangıcın Hikayesi -ASKIDA-
Teen Fiction-Ne yani bir şey demeyecek misin Kusay? -Ne diyebilirim ki , gitmeyi seçtin. Beni eski hayatıma terk etmeyi. Kuzenini unutup hayatına devam edeceksin. Histerik bir şekilde kahkaha attı yamuk gülümsemesiyle başını iki yana salladı. -Kusa... -Sus afra...