Romanya harika bir ülke tabi orada yaşamak için ingilizcenin iyi olması şarttı. Bu yönden şanslıydım çünkü annem ingiltereli bir ingiliz kadınıydı. Babamla bir tatil beldesi olan çeşmede tanışmışlar bana böyle diyorlardı. Ayıptır söylemesi babam pek yakışıklı bir tip değildi ama annem prensesler gibiydi hep babam da ne bulmuş diye merak ederdim.
Romanya'nın başkenti Bükreş'te Üniversity of Bucharest diye bir üniversitede okuyacağım. Romanya ya kısa sürede alışmıştım yeni arkadaşlar da edinmiştim; Mark, Bella, Stefan ve tabi Emir de vardı onunla da çok iyi arkadaş olmuştuk. Emir sürekli benimleydi bundan şikayetçi değildim ama hareketleri, tavırları çok farklı geliyordu sanki flört ediyorduk. Açıkçası bu hoşuma gidiyordu ama onun boşuna ümitlenmesini istemiyordum.
Romanya cidden çok güzel bir ülkeydi o kadar çok gezilecek yerleri vardı ki anlatamam. Hemen hemen her yerine gitmeye çalıştım tabi bu yeter mi yurtdışına çıkmışım sonuçta bunu sadece Romanya ile sınırlandırmak çok saçma olurdu. Küçük bir bavul hazırlayıp Mark, Bella,Stefan,Emir ve ben düştük yollara. Uçakla gitmek pahalı olduğu için karayolunu seçtik, ilk yolculuk ispanyaydı. Otostop yaparak yolculuklarımızı masrafsız bir şekilde tamamlıyorduk.
Madrid'te konaklamaya karar vermiştik. Küçük bir otelde oda kiralamıştık tek kalmak istediğim için ayrı bir odada kalmıştım. Mark ve Bella sevgili oldukları için beraber kaldılar Emir de Stef ile aynı odada kaldı. Gece eğlendikten sonra herkes odalarına çekildi. Tam kafamı yastığa koydum yatacaktım Yan taraftaki odadan gelen ses beni sarstı. Biri bir şeyle duvara vuruyordu dayanamayıp odanın kapısını tıklattım. Bir kaç vuruştan sonra kapı açıldı,Aman Allahım daha önce böyle bir şey görmemiştim bir erkek bu kadar mı yakışıklı, karizma, çocuksu olabilirdi. Çocuk bana:-Bir Şey mi oldu? Dedi.
Boş boş adamın yüzüne bakmaya devam ediyordum. Sonra bir şey demediğimi görünce kapıyı kapatmaya kalkıştı hemen elimle tuttum ve:
-K.b Yan taraftaki odada kalıyorum tam yatacaktım buradan gelen sesler duydum... Lafımı bitirmeden söze girdi:
-off çok özür dilerim hiç farkında değildim,şimdi yatabilirsiniz.
Daha sonra baka baka odama döndüm. Onu düşünmekten yatamadım bile, kafamda onun odasına gitmek için o kadar çok şey geçti ki böyle sabahladım. Sabah kalktığımda kulağımı duvara dayadım ama hiç ses yoktu belki aşağı inmiştir diye düşündüm. Aşağı indiğimde Evet onu gördüm tek başına oturmuş kahvaltı yapıyordu. Yanına oturamadığımdan karşısındaki masaya oturdum bu arada oda beni farketmişti. Ben kahvaltımı yaparken telefonu çaldı sanırım annesi ile konuşuyordu. Uzun bir konuşmadan sonra kapattı telefonunu artık nasıl belli etmişsem beni masasına davet etti. O an ne kadar utandığımı anlatamam gülümseyip yanına oturdum. Bana ne yapmaya çalıştığımı sordu bende gezmeye geldiğimi söyleyip konuyu farklı yerlere çektim. İstersem beni gezdirebileceğini söyledi salak gibi hemen kabul ettim, üstümü değiştirmek için yukarı çıktım onunla dışarda buluştuk be Madrid ı gezmeye başladık beni çok güzel yerlere götürdü. Birlikte çok ama çok eğlenmiştik ona istemeden de kendimden bahsetmiştim: babamdan, annemden herkesten... O pek fazla konuşmuyordu ama annesi ve babasının küçükken ayrıldığını annesinin Türkiye ye gittiğini söylemişti. Babası da başka bir kadınla evlenmiş oda onlarla 15 yaşına kadar yaşamış sonradan tek başına yaşamaya başlamış. Annesinin ismini söyleyince çok şaşırdım çünkü benim annemin adı da Emily idi. İ