-3-

64 2 4
                                    

Aka

Şehrin ortasında tembel tembel yürüyordum. Benim için sıradan bir gündü. Şu mavi saçlı kız yine beni takip ediyordu. Biliyorum çok yakışıklıyım ama kız beni yaklaşık bir aydır aralıksız takip ediyordu. İlk başlarda çok bozuntuya vermemiştim ama artık sınırları zorluyordu. Kimsenin olmadığı bir ara sokağa fark ettirmeden girdim. Mavi saçlı kız şaşırmıştı beni arıyordu. Biraz ders vermek eğlenceli olur diye düşündüm. Ara sokağa bir anda çekip ona ufak çaplı bir kalp krizi yaşatabilirdim mesela. Kızın bileğine doğru uzandım ve bileğini tutmamla yere yapışmam bir oldu. Bir dakika ne? Ben niye yere yapıştım?

"Çooookkk özür dilerimmmm!!" -takip eden kız

...

Beni yere yapıştırmıştı. Beni... Yere... Kızdan iyice tırsmaya başlamıştım.

"Önemli değil..." -Aka

Yavaşça doğruldum ama hala başım acıyordu. Öküz gücü var bildiğin...

"Öküz gücü mü?!?" -takip eden kız

Lanet olsun sesli söylemişim. Kız cırlayıp duruyordu. Terbiyesiz, ahlaksız filan falan...

"Sakin ol! Öyle demek istemedim ama bir anda yere yapıştırılınca..." -Aka

"Bileğimden tutman senin hatan!" -takip eden kız

Ciddi mi bu kız?

"Çok özür dilerim(!) Bileğini tutan herkesi yere yapıştırmak çok normal zaten(!) Beni bir aydır takip etmen de benim hatam değil mi?" -Aka

Kız kızarmaya başladı. Kahkaha atmamak için kendimi zor tutuyordum. Kimin umurunda dedim ve yerde deli gibi gülmeye başladım. Kız gittikçe daha çok kızarıyordu.

"Ben seni takip etmiyordum bir kere!" -takip eden kız

"Tabi canım hiç öyle bir şey yapar mısın?!?" -Aka

Öküz gücündeki mavi saçlı sapığım öfkelenmeye başlamıştı. Normalde daha fazla üstüne giderdim ama başım ağrıdığı için şimdilik bu kadar yeterliydi.

"Her neyse ben kaçtım yapmam gereken işler var. (kim oldukları hakkında en ufak bir fikrim bile olmayan dokuz ucubeyi bulmak gibi diye düşünüyordum bir yandan)" -Aka

"Bu arada beni takip etmekten de vazgeç. Senin için fazla yakışıklıyım." -Aka

Sözümü söyledim ve yürümeye devam ettim ama inatçı şeytan beni bırakır mı? Tabi ki hayır...

"Bir dakika ne? Seni takip etme nedenim bu değil!" -takip eden kız

"Yani takip ettiğini itiraf ediyorsun?" -Aka

Kızarmasını görmek için yüzüne baktığımda yüzü ciddi bir ifade almıştı. Şahsen şaşırmıştım kızarıp yaşlı teyzelere yaşlı dediğinde verdikleri tepki gibi bir şey bekliyordum.

"Sen Aka'sın değil mi?" -takip eden kız

Adımı nereden biliyordu bu kız? Öfkeyi her yanımda hissediyordum. Adımı söylediği anda onun için her şey bitmişti çünkü adımı bilmesi demek onun Krallıktan olduğunu gösterirdi. Krallık'tan olması onu düşmanım yapardı. Boğazına yapıştım.

"Kimsin sen?" -Aka

Boğazını sıktığım için acı çekiyordu ama umurumda değildi.

"Benim... adım... Ao... Juiro #4 (Juiro on renk demektir. Ju=10 Iro=renk)" -takip eden kız veya Ao

Elimi boğazından çektim. Öksürmeye başladı. Sanırım biraz fazla ileri gitmiştim. Ama gerçek adımı söylemesi onun hatasıydı, aslında tam olarak değildi çünkü Juiro'dan olması Krallıktan olmadığını gösterirdi. Yalan söyleme ihtimali de yoktu. Juiro'yu bilen sadece on iki kişi vardı. Demek uzun süredir beni takip etmesi bu yüzdendi. Yaptıklarımdan dolayı biraz pişman olmuştum ama işe iyi tarafından bakarsak aradığım dokuz ucubeden birini az önce bulmuştum. Daha doğrusu o beni bulmuştu...

Kafa karıştırmasın diye tekrardan yazıyorum. 10 tane renk yani Juiro şunlardan oluşmaktadır. **-k- karakterin kız olduğunu, -e- ise karakterin erkek olduğunu gösterir.** Kuro-e-(siyah), Shiro-k-(beyaz), Aka-e-(kırmızı), Ao-k-(Mavi), Pinku-k-(pembe), Murasaki-e-(mor), Midori-e-(yeşil), Chairo-k-(kahverengi), Kiiro-e-(sarı), Orenji-k-(turuncu) Şu ana kadar sadece Shiro, Kuro, Aka ve Ao ile tanıştınız. Bir sonraki bölüm yine Aka ve Ao arasında olacak. Şunu da söyleyeyim benim favorim Aka'dır. Kitaptaki egoist kral olur kendileri ^-^ Medyada Aka ve Ao'yu görmektesiniz.


Juiro -10 Renk-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin