İNTİHAR

125 9 2
                                    

Multimedya Derin

Hastaneye götürdüğümde doktor çok geç maalesef kalbi çoktan durmuş dedi.Hastaneden çıktım.Arabaya bindim ve eve gittim.Arabayı çok hızlı kullanıyordum,hemen eve geldim.Bunu ona nasıl söyleyeceğim bilmiyorum.Yıkılacak.
Annesinden sonra babasını kaybetmesi ona çok ağır gelicek.
İstemeyerek de olsa zile bastım.Evet tahmin ettiğim gibi kapıyı Derin açtı.Yüzüme şaşkın bir yüz ifadesiyle bakıp:

-Babam nerde?dedi

Ben:
-Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama...sözümü bitirmeden Derin'in gözleri doldu:

-Hayır!Sakın ona birşey oldu deme bana dedi

-Üzgünüm doktorlar elinden geleni yapmışlar ama zaten kalbi durmuş dememle birlikte yere yığıldı.Bayılmıştı.
Hemen onu kucağıma alıp yatağına bıraktım.Hizmetçiler sadece izliyorlardı.Ben:

-Orda öyle dikiliceğinize gidin birşeyler getirin uyandırın şunu o bana emanet.Derin'e birşey olursa gebertirim sizi.Hala ne bekliyorsunuz!diye hizmetçileri azarladıktan sonra dışarı çıktım.Derin derin nefes alıp verdim.Babam olmayabilirdi ama o beni oğlu olarak,bende onu bir baba olarak görüyordum.Bana ailem öldükten sonra o sahip çıkmıştı.Beni o yetiştirdi ve en büyük ortağı yaptı.Öldüğünde bile makamını bana teslim etti.Ben de onun emanetine sahip çıkmak zorundayım.Onun bu hayattaki en büyük değer verdiği kişi Derin.Eşini de en büyük düşmanı öldürdü kendisini de.Ama ben de Şavaşsam bunun intikamını onlardan alıcam.İçimin bir anda intikam hırsıyla dolduğunu hissettim.Bir sigara çıkardım ve dumanını içime çektim.
En çok Derin'e acıyordum.Onu anlayabiliyordum.O da benim gibi annesini ve babasını kaybetmişti.Bu hayatta benim gibi kimsesi yoktu.Bunları düşünürken bir çığlıkla arkamı döndüm.Bütün hizmetçiler:
-Derin hanım yapmayın lütfen!diye bağırıyorlardı.Kafamı kaldırdım ve Derin'i gördüm.Lanet olsun!Evin çatısına çıkmış,gözlerini kapamış,sessiz ve yavaş bir şekilde yürüyordu.Aşağı düşmesine az kalmıştı.Hemen sigaramı atıp evin kapısından girdim.Merdivenlerden hızla çıktım.O kadar telaşlanmıştım ki kendimi bir anda çatıda buldum.
Derin'in yanına sessizce ilerleyerek belinden kendime doğru çektim.İlk önce korktu ve çığlık attı.Titriyordu.Sonra bana vurarak:

-Bırak beni!Dokunma bana.Niye geldin?Herşeyi berbat ettin.
Annemle babamın yanına gidicem ben bırak beniii!dedi

Bende ona daha sıkı sarılıp sinirli bir şekilde:

-Bırakmıcam!Ölemezsin bana emanetsin küçük hanım.Söz verdim babana dedim ve onu kucağıma aldım.Bana vurmaya devam ediyordu.Aklı sıra canımı acıttığını sanıyordu.Sinirli bir şekilde bağırarak:

-Yaaa!Bırak beni dedim sana duymuyormusun beniii!

Bende hiçbir cevap vermeden aşağı indim.Onu bıraktığımda yüzüme okkalı bir tokat attı.Dayanamadım ve bileğinden tutarak:

-Özür dileyeceksin!

-Dilemicem.Bırak dedim sana bırakmadın.Annemi babamı özledim.Onlara gidicektim.Ama sen herşeyi berbat ettin.Salak!

-Şimdi iki özür borçlusun.İki kere özür diliceksin.

-Di-le-mi-cem dedi heceleyerek ve kendinden emin bir şekilde.

-Tamam bu seferlik bir kere özür dile yeter.

-Dilemicem dedi.

-Bak son kez söylüyorum özür dile!Dilemezsen bana salak diyen dilini keserim dedim hafiften gülümseyerek.

Ayaklarını yere vurdu ve kaşlarını çatarak:

-Gıcık!Tamam özür dilerim yeterki rahat bırak beni! dedi.Koşarak merdivenlerden çıktı ve odasının kapısını sertçe kapattı.Bir süre odasından ses çıkmayınca merak ettim.
Merdivenlerden yavaş adımlarla çıkarak odasının kapısını sessizce açtım.Yatağına kıvranarak yatmış ve babası ile annesinin resmine bakarak ağlıyordu.Benim geldiğimi fark etmemişti sanırım.Bende sessizce çıktım odadan.Derin çok kötü şeyler yaşıyordu.Annesini de babasını da kaybetmişti.Benim dışımda kimsesi yoktu artık.Ona sahip çıkmalıyım.Çıkmak zorundayım.Bana emanet.
Ölmesine izin veremem.Onu bu duruma getiren şerefsiz cezasız kalmayacak.Annesini de babasını da öldüren şerefsiz pisliği ben öldürücem.Ona öyle acılar yaşatıcam ki ölmek isteyecek.
Ölmek için bana yalvaracak.Her geçen gün daha fazla acı yaşayacak.Acıları gün geçtikçe artıcak.Köpek gibi yalvaracak bana.Çünkü o buna layık.

-------------------------------------------------

-Derin-

Ben sensiz nasıl yaşıyacağım hiç düşün mü baba?Neden beni bırakıp gittin.Neden!Kalbim acıyor baba.Sen olmayınca bir yanım eksik.Hayatımdaki tek kişi sendin.Beni ona emanet etmişsin.En güvendiğin oğlun gibi gördüğün ortağına.Peki hiç düşündün mü o senin yerini tutabilir mi?Hayır.Annem beni bıraktığında"Ben seni hiç bırakmayacağım meleğim."
demiştin ya bana.Hep o lafın geliyor gittiğinden beri aklıma. Unutamıyorum.Unutmak istesemde olmuyor.Ağlıyorum.
Gözyaşlarım tükenene kadar ağlayacağım.Eskiden annemi özleyip ağladığımda bana  sarılırdın.Şimdi kime sarılacağım?Kim bana "Meleğim"
diyecek?

Zar zor ayağa kalktım.
Pencereden baktım.Yağmur yağıyordu.Hava soğuktu.Pencerenin camı hafiften buğulaşmıştı.Tam net görünmüyordu dışarısı.Elimle biraz sildim.Bir adam duruyordu.Bana gülümsüyor gibiydi.İyice inceledim.Hayır!
Bu,bu... Bu nasıl olur?dedim titrek sesimle.Odamdan çıktım merdivenleri hızla indim.Kapıyı açtım.Çıplak ayakla ıslak taşlara basıyordum.Kıyafetlerim inceydi.Üşüyordum.Soğuk içime işlemişti.İliklerime kadar hissedebiliyordum.Yavaş adımlarla ona yaklaşıyordum.Bu olabilirmiydi?Ama,ama...bana öldü demişti.Adama yaklaştıkça içimdeki heyecen artıyordu.Olabilir miydi?Babam ölmemiş olabilir miydi?
Şuan önümde sapasağlam duruyordu.Bana gülümsüyordu.
Evet emindim.Bu babamdı.
Koşup ona sarıldım.Sıkı sıkı.Bırakmıcaktım onu.Gözlerimi kapadım.Ama o bana sarılmıyordu.Gözlerimi açtım.Yüzüne baktım.Bana şaşkın şaşkın bakan bir çift gözle karşılaştım.Geri çekildim.Bana dönüp:

-Sen ne yaptığını zannediyorsun küçük?Sana bana sarılman konusunda izin verdim mi?Haddini bil.

-Babam nerde?

Titremeye başlamıştım.Yağmur yeni dinmişti.Gözlerim karardı.Ondan sonrası karanlık.

-Savaş-

Yağmur durduktan sonra dışarı çıktım.Evi sevmiyorum.Derin bir nefes alıp soğuk havanın ciğerlerime kadar işlediğini hissettim.Evin üst katına ilişti gözlerim.Derin'in odasına.Buğulu camdan beni seyrediyordu.Birden heyecanlandı gibi oldu.Sonra bir anda gözden kayboldu.Dış kapı açıldı.Derin'di.Bu kız delirmiş olmalı.Çıplak ayakla ve üstünde incecik kıyafetlerle çıkmış dışarı.
Hasta olucak.Neyse ne yaparsa yapsın.Umrumda değil.Yeterki ölmesin.Bana doğru yürümeye başladı.Yaklaşınca gülümsedi ve ne olduğunu anlayamadan bana sarıldı.Bu kafayı sıyırmış.Bir süre dokunmadım ona.Merak ettim,ne yapmaya çalışıyor acaba?Birden benden geri çekildi.Kendimi tutamadım:

-Sen ne yaptığını zannediyorsun küçük?Sana bana sarılman konusunda izin verdim mi?Haddini bil dedim.Onun ise tek sorduğu soru:

-Babam nerde?oldu.Sonra yere yığıldı.Üff birde başıma bu çıktı!diye söylenerek aldım kucağıma yatağına yatırdım.Başında uyanmasını bekledim.Zangır zangır titriyordu.Bu havada böyle dışarı çıkarsa olacağı buydu.Bir yanım bırak bunu burada geberip gitsin hak etti , bir yanımda onun sorumlusu sensin ona bakmak zorundasın diyor.Evet maalesef bu küçüğe bakmak zorundayım.
Napsam ki şimdi ben.Hmm sanırım bir çorba iyi olur.Kahretsin hizmetçiler gittiler.Çorba yapmak da bana kaldı.Mutfağa gittim.Dolapları karıştırırken hazır çorba buldum.Neyse bundan kurtuldum.Çorbayı ocağa koydum.Siktir!Çok fena elim yanmıştı.Hemen suya tuttum.Bir yandan da küfür sayıyordum.
Bir bez ıslattım ve Derinin yanına gittim.Eskiden hasta olduğum zaman ateşim düşsün diye  annem bana hep böyle yapardı.Bir süre sonra Derin uyandı.Ben:

-En sonunda uyanabildin küçük.

-Heryerim ağrıyor.Ayrıca bana küçük demenden nefret ediyorum.Bana öyle seslenme.

-Sus da al şu çorbayı zıkkımlan.

-Özür dilerim.

-Niçin?

-Sana sarıldığım için.Seni babam sandım oysaki hepsi bir hayalden ibaretmiş.

-Tamam özrün kabul.Hadi iç şu çorbayı.İçmezsen azına tıkıştırırım hepsini!

-Tamam bağırma bana içicem.Ama bana küçük diye seslenme ben çocuk değilim.

-Ama benden küçüksün.İstediğim gibi seslenirim.Heee bir de bakıyorum da bana cevap vermeler felan çabuk iyileştin dedikten sonra telefonum çaldı.Açtım ve Derin'e dönüp:

-Çok önemli bir işim var.Yarım saate gelirim.Geldiğimde bu çorba bitmiş olucak dedim ve odadan çıktım.

Umarım beğenirsiniz.Benden size bir kucak dolusu öpücükler :) Bir daha ki bölümde görüşmek üzere



KÜÇÜKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin