Multimedya Savaş
-Derin-
Soğuk toprağın kokusunu içime çektim.Artık yanımda olmadığı gerçeği canımı yakıyordu.
Bu hayatta babam için sadece ben,benim için sadece babam vardı.Her zaman deli dolu olan ben o lanet günden sonra durgunlaşmıştım.Babama kaç kere bu işleri bırakmasını başına birşeyler geleceğini söylesemde o bırakmamıştı. Babama bunu kimin yaptığını bilmiyorum.Ama bildiğim birşey var.Annem ve babamı aynı kişi öldürmüştü ve bu kişiyi bilen babamın en sadık asistanı kısacası benden sonra herşeyi olan Savaş'tı.Bu düşünceyle yaşlı gözlerimle onun yüzüne baktım.Başını öne eğmişti.Siyah gözlüklerinden ağlayıp ağlamadığını göremiyordum.Çok sert bir duruşu vardı.Ayağa zar zor kalkıp babamın mezarına baktım.Başımı tekrar Savaş'a döndürüp:-Biliyorsun değil mi?dedim acı dolu kısık sesimle.
-Neyi biliyorum?
-Babamı da annemi de öldüren aşağılık kişiyi.
-Sen bunları düşünme ben ona cezasını vericem.Hadi artık eve gidelim.Vedalaşma zamanı dedi soğuk ama üzüntüsü her tonundan belli sesiyle.Ben babamın mezarına son kez bakıp:
-Sensiz hayat zor olsada senin için yaşamaya çalışacağım babam.Çünkü sen böyle isterdin.Bana her zaman bu hayatta düşmüşsen sakın pes etme savaş,ayağa kalk derdin bende öyle yapmaya çalışıcam.Seni seviyorum baba.Hoşçakal dedim gözyaşlarım kendini aşmış delilikte akarken.Ayağa kalktım.Savaş gözyaşlarımı sildi.Bende dayanamadım ona sıkıca sarıldım.Sarılmaya çok ihtiyacım vardı.Ama o bundan rahatsız olmuş gibiydi.Sarılma faslını kısa tutup arabaya doğru yöneldim.Savaş sürücü koltuğuna oturup sürmeye başladı.Kısa zamanda eve geldik.
Anahtar bana ben anahtara bakıyordum.Kapıyı açıp babam
olmadan içeri girmek beni üzüyordu.Savaş bana bakıp;-Hadi ama bugün açıcakmısın o kapıyı!
-Tamam bağırma.Açıyorum işte dedim ve kapıyı açtım.Sessizdi içerisi.Hizmetçiler daha gelmemişti.Savaş yanımdan hızla geçti ve koltuğa yayıldı.Ben kollarımı hesap sorarcasına belime koyup:
-Sen kim oluyorsun da bu evde benim en sevdiğim koltuğumda oturuyorsun?Çabuk git burdan.
-Hatırlatmak isterim baban seni bana emanet etti.Bu durumda sen ve herşeyin bana emanet.Yani bu evde yaşamak zorundayım.Zaten bende sana meraklı değilim küçük.
-Küçük?
-Evet.Buna alışsan iyi olur.Sana çok yakıştı dedi ve beni baştan aşağı süzüp gülümsedi.
-Benim bir adım var.Derin.Kullansan iyi olur!dedim ve merdivenlerden hızla çıkarak odama girdim.Savaş'a bu kadar sinir oluyorken onunla aynı evde nasıl yaşayabilirim ki?Ahh baba!Ben kendime bakabilirim.En azından Savaş yerine başka birine emanet etseymiş.Ne buluyor bu çocukta anlamadım.Saygısızın, öküzün,odunun teki!Kendimi yatağıma attım.Sessizdi.Boş boş bakıyordum.Yine aklıma babam ve annem geldi.Unutmak için gözlerimi sımsıkı yumarak uyumaya odaklandım.Kapının sertçe açılmasıyla odadaki sessizlik sona erdi.Yatakta doğrulup:
-İnsan bir kapıyı tıklatır değil mi?
-Ben böyleyim alış dedi umursamaz tavırla.
-Ya üstümü giyiniyor olsaydım.
-Ama giyinmiyorsun dedi gülerek.
-Ciddiye alırmısın beni.
-Uzatma artık istersen.
-Ben mi uzatıyorum!
-Evet.Şimdi iki dakikan var.Hemen aşağı gel yemek yicez!
Ayağa kalktım ve ona doğru kaşlarım çatık kızgın bir şekilde yürüdüm.Duvara yaslanmış gayet sakin beni izliyordu.Ona yaklaştım,boyum ondan kısa olduğu için parmak uçlarıma basıyordum: