1. Bölüm

158 10 7
                                    

Öncelikle ADINI "AŞK" KOYDUM ailesine hoş geldiniz miniklerim :)
Umarım hikayemi beğenirsiniz. vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin...:)))

Fatih'i dinledikten sonra yavaşça ağlayarak yerimden kalktım
Koşarak cafeden çıkıp durağa gittim.

"Ayrılmak istiyorum."

"Ne-neden? Kötü bir şey mi oldu?" dedim kekeleyerek.

" Sadece...Sıkıldım."

" Se-sen ne diyorsun be! Sana aşıktım ulan ben! Ama, ama bu dediğinden sonra kırıntısı kalmadı.Sadece" dedim kalbimi göstererek." İlk aşkımın beni sıkıldığı için terk ettiğini temsil edecek bir yara olacak." dedim.

O anı tekrar yaşayınca ürperdiğimi hissettim. Sıkılmış... Erkeksin ya illa bir öküzlük yapacaksın. Taksinin geldiğini görünce elimi.sallayarak durmasını sağladım. Durunca kapısını açtım ve içeriye geçtim.

" Nereye abla?"

" Gül sokağa." dedim.

Araba hareket ettikçe ağlamam hızlanıyordu. Kırmızı ışıkta durduğumuzda şöför torpidoyu açıp içinden peçete aldı ve bana uzattı.

" Teşekkürler." dedim fısıltılı bir şekilde. Önce gözlerimi sildim sonra da tuzlu ve ıslak yanaklarımı.

İndiğimde bir şok yaşadım. Fatih evin önüne gelmişti. Ben yeni sevgilisinin
-yani varsa- yanında olacağını düşünmüştüm.

Tam hızlıca onu sollayıp eve girecekken kolumdan yakaladı ve beni kendine çekti.

" Bıraksana!" dedim çırpınarak.

" Sadece bir şey söyleyip gideceğim."

" Söyle o zaman."

" Bende... Seni seviyordum. Ama... Ya bilmiyor musun beni?! Maymun iştahlının tekiyim! Senden üzgün bir şekilde ayrılmak istemem. Arkadaş kalalım." dedi elini uzatarak. İlk olarak ' geri zekalı hayatımın içine ettin birde gelmişsin arkadaş kalalım diyorsun!' diye bağırmak istesem de en sonunda pes ederek bende elimi uzattım.

" Arkadaşız."

" Arkadaşız.

*****

Eve girdiğim gibi etrafı kolaçan etmeye başladım. Annem bu halimi görürse kesin çakardı bir şeyler. Annemin ortalıkta olmadığına emin olup direkt banyoya gittim. Elimi lavaboya yasladım ve yansımama baktım. Gözler şiş, yanaklar ıslak, rimel akmış. Önce makyaj temizleme suyuyla rimelimi temizledim. Sonra yüzüme sert bir şekilde bir kaç kez su vurdum. Pek işe yaramasada daha iyi hissettiriyordu. Elimi yüzümü kurutup aşağı indimm. Merdiyivenlerin ortasındayken anahtar sesi duyunca yavaş yavaş merdivenleri inmeye başladım. Giriş görüş alanıma girince annemin marketten döndüğünü gördüm. Umarım çikolata almışsındır anne. Kızın depresyonda!

Koşarak yanına indim ve " Anne markete mi gitttin?" dedim.

"Yok kızım konserden geliyorum."

" Ne kadar esprili bir annem var."

" Kuzum?Ağladın mı sen?"

" Hı o mu? Yok ya sinemaya gittim film duygusaldı ondandır?"

" Emin misin?" dedi ' bunlarla beni kandırabileeceğini mi sandın?' bakışı atarak.

" Tamam... Geç şöyle anlatayım."

Dediğim gibi sandalyeye oturup beni dinlemeye başladı.

" Fatih'le ayrıldık." dedim.

" Neden?"

" Sıkılmış... Benden."

" Ah benim güzel kızım. Boşver. Kendi kaybetti. Bu kadar ağlamaya değmez."

"Haklısın anne." dedim ve yukarı çıkmaya başladım. Sonra bir şey sormayı unuttuğumu fark edip geri döndüm.

" Çikolata aldın mı?"

" Hem de en sevdiğinden."

Koşarak poşeti aldım ve odama geçip kapıyı kilitledim. Bilgisayarı açıp depresyondaki bir kız ne yaparsa onu yaptım. Romantik bir film açıp çikolatam ile birlikte izlemeye başladım.

*****

Bir kaç dakika sonra Savaş aramasaydı depresyonun dibine vurmuştum.

" Efendim?" dedim burnumu çekerek.

" Ağladın mı kız sen? Hangi lavuk sana bir şey yaptı?"

" Yüz yüze konuşsak?"

" Olur. Alayım mı seni?"

" Tamam evdeyim bekliyorum." deyip kapattım. Hala aynı kıyafetlerle olduğum için üstümü değiştirme zahmetine girmeden sadece saçlarımı düzelttim.

Beş-on dakika sonra Savaş'ın arabasının kornasının sesi geldi. Anneme seslenip dışarı çıktım. İşte orada. Rayban gözlükler, kot ceketinin ilk üç düğmesi açık ( ki buda taptığım vücudunun asaletini ortaya çıkarıyordu.) ve kaportaya yaslanmış. Her zamanki Savaş.

" Merhaba ufaklık."

" Merhaba baklava çocuk." dedi ve sarıldı. O an bütün dert tasa geçti. Hani olurya biri yanınızda olunca bütün sıkıntılar geçer. İşte Savaş oydu. Pek kız arkadaşım yoo. Tek Savaş.

" Atla." dedi arabaya binerek. Bende dediğini yapıp arabaya bindim.

" Nereye?" diye sordu.

" Kayalıklara." dedim. Oraya önemli.bir.şey olduğunda huzur dolmak için giderdim hep. Arabayı sürmeye başladı.

*****

Yolculuk çok uzun sürmedi. Hemen gelmiştik. Ben gidip denizin en iyi göründüğü yere oturdum. O da yanıma.

" Buraya geldiğimize göre önemli bir şey olmuş."

"Evet. Fatih beni terk etti."

" Neden?" dedi sakince. Aslında ben Fatih'in yedi sülalesine söver diye düşünüyordum.

" Benden... Sıkılmış."

" Hmmm.Demek sıkılmış" durumlar çok ters. Savaş'ın sinirlenmesi gerekiyor!

" Bak Gece. O kaybetmiş. Demek ki sevgisi seninki kadar güçlü.değil. Boşver. Sana erkek mi yok kızım? Bir daha seni ağlarken görürsem yüzüne yumruk atarım... Şaka şaka. Kıyabilir miyim ben sana hiç?"

Başarmıştı. Yine ve yine beni gülümsetmeyi başarmıştı. Bunları konuştuktan sonra gün batımına kadar boş boş konuştuk. O Fatih'e sövdü... Ben ise onun yanımda olmasına şükrettim.

Ihım Ihım... Yeni bir.hikaye ile karşınızdayım. Bu arada bu bölüme +5 vote gelmeden yeni bölüm yok. Muckssss.

Adını " Aşk" KoydumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin