How To Be Your Boyfriend

5.BÖLÜM - Strawberries, Ribbon n a Big Red Bow (M)

Yazar; xingthighs

Çeviri; SeKaism

Ç/N: Smutunun da smutu gibi bir şey, baya detaylı. Rahatsız olacaklar okumasın, rica ediyorum.

Gözlerimden uyku akıyor saçmalamışsam çokta şeyetmeyin. :* sdsfsd

Baekhyun üzgündü; Halloween'den beri Chanyeol'ü görmemişti. Hasta olduğundan beri, esmer olanla ilgilenmek için tüm bir gün boyunca kalmıştı genç olan, Baekhyun'u son derece minnettar ederek. Fakat o günden sonra, Chanyeol bir iş gezisine gitmişti ve Baek onu o zamandan beri görmemişti.

Chanyeol her gece aramayı unutmamıştı ama, büyük olanın iyi yediğinden ve hatta bazen onu yatıştırarak uyuttuğundan bile emin oluyordu. Baekhyun, uzun olan etrafında olmadığında onu özlemediğini söylerse yalan olurdu ama; yalnız ve sıkılmış hissediyordu.

Bu sıkılmışlık hissi Luhan'ın saçını daha canlı bir mora boyamasıyla sonuçlanmıştı. "Chanyeol kesinlikle buna bayılacak!" Sarışın geyiğin bilge sözleriydi.

Öğleden sonra bir cumaydı ve Baekhyun evinin zeminde uzanıyordu; Doğrusu koltuğa gitmeye bile erinmişti ve şimdi de öylece zeminde uzanıyordu. Telefonu titredi ve şimdi mor saçlı olan oğlan cebinden çıkarmadan önce sızlandı. Chanyeol'dendi.

Hey Baek, n'apıyorsun?

Baekhyun hemen bir cevap yazarken nefesi tekledi.

Öyle işte, Yeolie. Televizyon izliyorum sadece :)

Oh cidden mi? O halde neden yerde uzanıyorsun, Baek?

Baekhyun yerinden zıpladı ve deli gibi etrafa bakındı. Nasıl bildi?! Hızlı bir tıklatma oğlanın kafasını pencereye çevirdi ve sırıtan sevgilisini gördü. "C-Chanyeol!" Baekhyun kalkmak için mücadele ederken soludu ve kapıya uçtu. Uzun olanın kucağına atladı ve onun güzel kokusunda nefes aldı. "Yeolie! Döndün! Seni özledim!"

Genç olan kıkırdadı ve Baekhyun'u görebilmek için çekerken kısa olanın kafasına bir öpücük kondurdu. "Ben de seni özledim, Baekkie. Bu arada, saçına yaptığın şeyi çok sevdim!" Chanyeol göz kırptı ve Baekhyun utançtan kızarmaya başladı. Chanyeol koltuğa oturdu ve şapkasını çıkarırken, sıcak bir beden kucağına yerleşti. "Baek?"

"Shh. Seni özledim bu yüzden kapat çeneni." Chanyeol kahkaha attı ve geri çekilip büyük olanı tatlı bir öpücüğün içinde dudaklarını bastırmadan önce sevgilisini kucakladı. Baekhyun kollarını Chanyeol'un boynuna sararken iç çekti ve tanıdık dudakların tekrar tadını çıkardı. Bir süre sonra ayrıldılar ve sadece birbirlerine baktılar, Baekhyun nihayet Chanyeol'un saçını fark edene kadar.

"Yeolie! S-Saçın!" Chanyeol'un şimdiki saçı kestane kahverengisiydi ve kısa kesilmişti, altın bukleleri yoktu artık orada. Baekhyun dudağını büzdü ve Chanyeol endişeyle yüzünü ellerinin arasına aldı. "Sorun ne, Baek? Sevmedin mi?"

"Hayır, hayır, öyle değil Chanyeol! Sadece senin güzel kıvırcık saçlarını özleyeceğim!" Büyük olan kıkırdadı ve yüzünü Chanyeol'un göğsüne gömdü. Uzun olan gülümseyerek mor tutumlarıyla oynadı, "Ben de senin sevimli kahverengi saçlarını özleyeceğim Baek, ama bu yakıcı moru seviyorum. Ateşli." Baekhyun yüzünü çekti ve eğlenerek sırıtan Chanyeol'a baktı. "Tamamen karışmış ve belirsiz bir şey gibi görünürken nasıl ateşli olabiliyor merak ettim."

Baekhyun da kıkırdadı ve birlikte oynamaya karar verdi, "ve sen nasıl daha da dağıtmayı düşünüyorsun, Yeolie?" Mükemmel parmaklarını sevgilisinin göğsünde ezdirirken alay eden bir seste sordu, dudaklarını yaladı ve genç olanın gözleri hareketi takip ederken içten içe güldü.