Amerika (New York)

19 2 0
                                    

Uçakta yol boyunca uyumuştum ve indiğimde gideceğim aileyi bilmediğimden sadece öyle dikildim hangi akılla ailenin resmini almamıştım? Korku dolu gözlerle etrafa bakıyordum, annem arıyordu telefonu açtım.
"Anne aileyi tanımıyorum ve görmedim onları nasıl bulucam ben?"
Annem
"Kızım ben onlara senin fotoğrafını yolladım merak etme onlar seni bulucak kadının ismi Vanessa saķın unutma zaten senle Türkçe konuşacak merak ettiğim için aradım güzel kızım seni seviyorum by by." Dedi ve yüzüme kapattı.
Hala etrafa boş ve korku dolu gözlerle bakıyordum ve yanıma tatlı minyon bir kadın yaklaştı
"Merhaba ben Vanessa seni gördüğüme çok sevindim Selin." Dedi gülümseyerek bende
"Tanıştığımıza sevindim Vanessa." Arabayı gösterdi ve arabaya doğru yürüdük araba gerçekten çok güzeldi arabayı bir adam sürüyordu, onun kim olduğunu merak etmiştim. Kadın konuşma başlattı.
"Selin merak ediyorsundur kesin ondan anlatayım, şimdi benim nasıl bu kadar iyi Türkçe konuştuğum hakkında benim babam Türk'tü bu yüzden senin gibi Türk'üm. "
Bende
"Hmmm anladım yani senin Türkçe biliyo olman gerçekten iyi yoksa bu kadar fazla konuşmazdık, ve merak ettim senin dışında Türkçe bilen var mı?"
Vanessa başıyla onaylayarak
"Evet 2 tane oğlum var ve ikiside benim gibi Türkçe konuşabiliyor ama Eşim Edward Türkçe bilmiyor Edward'da öndeki adam da benim eşim."
"Anladım." Diyerek Vanessa'yla konuşmayı bitirdim, ingilizce konuşmayı bildiğimden Edward'la da tanıştım. Vanessa şaşırmış gözlerle
"Ingilizce konuşabildiğini bilmiyordum ve doğru söylemek gerekirse çok güzel bir kızsın ve benim bir kızım yok ama olmasını çok isterdim ama sen benim kızım sayılırsın." Dedi
Bende gülümseyerek sessizce dışarıyı seyretmeye başladım, arabanın kapısının açıldığını anlayınca geldiğimizi anladım, ve arabadan indim. Eve baktım ve gerçekten fazlasıyla büyük bir evdi yanımdan serseri tipli çocuklar yani Türkiye tabiriyle (TEŞKO) tipli gibi olan ama tabi (TEŞKO)'lardan daha yakışıklılardı. Biri bana seslendi.
"Hey güzel kız!"
ama ben cevap vermeden tam girecekken kolumdan tuttu ve
"Öyle duyupta selam vermeden gitmek yok güzellik." Bende sinirilerimi kontrol altına alarak
"Lütfen kolumu bırakır mısın? ve sana sormıycam ne yapacağımı ." Diyip kolumu çektikten sonra Vanessa ve Edward'ın yanına gittim. Vanessa
"Bir sorun mu var?"
"Yok sadece tanışmak istedi galiba." Aslında tanışmak değil yavşamakta söylemem kesin o.
"Tamam sorun olmadığına sevindim, seni oğullarımla tanıştırayım." Dedi içeri geçerek ama ortada kimse yoktu ve
"Justinn ve Cameronn buraya gelir misiniz? Sizi misafirimizle tanıştırayım." Diye bağırdı. İki tane birbirinden yakışıklı oğlan aşağıya inince nerdeyse ağzımın suyu akıcaktı.
Vanessa
"Bu Justin, Justin kendini tanıtır mısın tatlım?"
Justin adlı çocuk, çocuk dediğimde 16 veya 17 yaşındadır.
Vanessa'ya biraz somurtarak baktı ve cool konuşmasıyla
"Merhaba ben Justin seninle aynı okula gidicez ve seni baya yakından tanımak isterim."
Cameron Vanessa'ya sinirli sinirli bakarken ben
"Tanıştığımıza sevindim Justin ben Selin ama beni çok yakından tanıyacağını sanmıyorum." Vanessa bana gülümsedi ve Cameron'a konuş der gibi baktı ama Cameron'da biraz hoşuma gitmişti.
"Merhaba cici kız ben Cameron." Dedi soğuk bir tavırla
Bende onun gibi cool ve soğuk davranmaya çalışarak
"Bende Selin ve bana cici kız diyemessin." Dedim.
Vanessa da
"Tamam Selincim odanı göstereyeyim ben sana." Bende olumlu bir şekilde başımı salladım
Odaya çıktığımız da gerçekten tatlı pembeler ve beyazla renklendirilmiş oda tam zevkime göreydi bu beni çok mutlu etmişti ve Vanessa
"Nasıl beğendin mi?"
"Bayıldımmmm." Diyerek sevindiğimi belli ettim.
"Beğendiğine çok sevindim Selincim seni ben rahat bırakayım yol yorgunusun dinlenmeye ihtiyacın var, bir sorunun veya bir ihtiyacın varss söylemekten çekinme." Dedi ve bende kafamı olumlu bir şekilde salladım ve sonunda yanlız kalabilmiştim. Eşyalarımı yerine yerleştirdikten sonra bir pufun üstünde uyuya kaldım.

Ah HayellerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin