Okuyan ve destek olan herkese teşekkür ederim. Vote ve yorum sayısı artarsa çok sevinirim. *Resimdeki Derin :)
Kaçıp gitmeyi istememin, amaçsızca koşmamın arkasında yaşanmışlıklar vardı. Sanki suyun altında nefessiz kalmış gibi debelenme hissinin de... Ailem ben küçükken ayrılmış, daha sonrasında benim uğraşlarım sayesinde tekrar bir araya gelmişlerdi. Ben bir çocuğun başına gelebilecek en kötü şeyi yaşamış; okulumdan, arkadaşlarımdan sevdiğim bütün şeylerden koparılarak annemin ailesinin yanına İzmir'e gitmiştim. Geçmişe dönüp baktığımda hiç güzel anılarımı anımsamıyorum. Sanki çocukluğum uyanmak istediğim bir kabusmuş gibi geliyor. O gün evden öylesine kaçmamın nedeni ise tam olarak bu. Tekrar o kabusun içine girmek istemem.
O dönemde kendimden nefret etmiş, mutlu olmayı kendimde hak olarak görmemeye başlamıştım. Annemin tüm çabalarına rağmen her geçen gün sanki daha çok içime kapanıyor, mutlu aile tablosu görmek canımı yakıyordu. Babam... Aslında bu uğraş onun için değildi. Bana hiçbir zaman iyi bir baba olamamıştı. Hep işine odaklanan, kendinden başkasını sevmeyen bencil bir adamdı. Benim istediğim babamı tekrar geri kazanmak değil, herkes gibi bir ailenin parçası olmaktı.
Bugün okul yoktu, gerçi olsa da gitmeyecektim ama en azından annem beni kaldırmak için erken gelmeyecek ve telaşa biraz daha geç kapılacaktı. Çünkü ben hiç ayit olmadım bir dünyaya, tehlikeli sokaklara gidiyordum. Gözlerinde diğer yanımı bulduğum çocuğun yanına. Tabi nerede bulacağımı ben de tam olarak bilmiyordum ama bir şekilde bulmalıydım ne pahasına olursa olsun...
'Nereden geçmiştim?'
'Sağdan mıydı, soldan mı?'
'Lanet olsun!'
Üstümde kapüşonlu bir hırka, ellerim cebimde, kız olduğumu gizleyecek bir kot ve at kuyruğu saçlarımla dün geldiğim sokağı bulmaya çalışıyordum. Bu samanlıkta iğne aramak gibi bir şeydi. Arkamdan gelen gülüşmelerle adımlarımı olabildiğince hızlandırdım. Zaten biraz daha hızlı yürürsem koşacaktım.
'Şşşt sen, bir baksana!' dedi içlerinden bir tanesi. Durursam başıma gelecekleri bildiğimden tek çarem koşmaktı. Hay ben böyle işin! Arkamdan 'dur, koşma' sesleri geldi. Kalbim sanki kulaklarımda atıyordu. Hala peşimi bırakmamışlardı ve benim de koşacak gücüm kalmamıştı. Bir tanesi kolumdan tuttu ve boynuma kollunu sararak hareket etmemi engelledi.
'Kimmiş bu cesur yürek?' diye sordu sert ve kendine güvenen tavırlarıyla gruptan birisi. Beni adama doğru çevirdi ve:
-Abi, bu kız! Burnumdan sinirli bir şekilde nefes alırken gözlerinin içine bakmak istemedim abi dedikleri kişiye. Demek başları buydu. Kim bilir benden önce kaç insana neler yaptılar, hem de bu adamın talimatlarıyla. Tüylerim ürperdi.
Bana doğru yaklaşırken kimseden ses çıkmıyordu. Sanki etrafa ölüm sessizliği çökmüştü. Belki de gerçekten beni öldürecekti, tabi işini gördükte sonra...
Yüzümü eliyle tutup kaldırdığında gözlerindeki kötülüğü gördüm ve son bir kez daha kaçma girişiminde bulundum ancak yapılabileceğim bir şey yoktu.
'Götürün' diye emir verdi. Bağırmaya başlayınca ağzımı eliyle kapatmak zorunda kaldı beni tutan. Beni eski bir binaya götürdüler. Camları kırık, duvarlarında bir şeyleri anlatan yazılar ve grafitiler vardı. Birilerinin dünyası da burasıydı. Bu kişilerin yaşları işin içine girebileceğini düşündüğüm kadar büyük değildi. 18-20 arasındaydı.
-Bırakın beni! diye söylendim durdum beni oturttukları sandalyeden. Cevap veren olmayınca sinirlerim iyice bozuldu ve:
-Bana hiçbir şey yapamazsınız. Buradan kurtulduğumda hepinize gününüzü göstereceğim! diye bağırdım.
Ben bunları söylerken bir de üstüne gülüyorlardı. Buraya gelme amacım aklıma geldi. İçine girmediğim bir dünyanın parçası olmak istiyordum. Eğer 'O' çocuğu bulsaydım ondan bunu isteyecektim. Bana sokakları öğretmesini ve hiç sahip olamadığım ailemi sokaklarda bulmayı. Gerçi şuanda istemediğim bir şekilde dahil olmuştum hem de en savunmasız halimle. İstemsizce gözümden yaşlar dökülmeye başlamıştı.
-Gençler Evren abi patronu ziyarete gelmiş, toparlanın diye uyarıda bulundu. Herkes kendine çeki düzen vermişti. Bir şerefsiz daha diye düşündüm ve etrafı yarım yamalak gören buğulanmış gözlerimle gelen kişiyi seçmeye çalıştım. Patronları aynı sert ve soğuk sesiyle:
-Kardeşim, bugünden bize kalan da işte bu cesur kızımız, dediğinde birbirimize kitlenmis bir şekilde bakıyorduk. Bu gözlerinde değiştiğim adamdı. Bu O'ydu!
![](https://img.wattpad.com/cover/52845082-288-k34245.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Fısıltısı
ChickLitHayatın sıradanlığından yakınan bir genç kız. Her şeyin bir anda değişmesiyle kendini bile bulamazken ruhunu hapseden bir aşk hikayesi. Bu Derin'in hikayesi!