Adsız Bölüm 4

19 3 2
                                    

Arkadaşlar uzun bir aradan sonra yazdığım için uzun bir bölüm oldu. Umarım beğenirsiniz. Beğenmeniz ve yorum yapmanız bana yazma isteği veriyor. Gelişmeler hakkında ne düşündüğünzü yazın lütfen. Sizi seviyorum :) 

Gözlerim kendilerini kapatıp bir daha açmamam için yalvarıyorlardı sanki. Rüyayla gerçeklik arasında yatağımdayken kesik kesik anlar belirdi gözümün önünde. Daha sonra heyecanla yatakta doğrulduğumda hafif bir baş dönmesi hissettim. Bu yaşadıklarımın bana hissettirdikleri gibi sarsıcıydı. Daha beteri midem ağzımda kendimi lavaboya zor attım. Dün akşamın üstüne bir de bunu açıklamam gerekecekti. Artık bir şeyler açıklama zorunluluğu hissetmekten yılmıştım. Artık kendime dair bir şeyleri bile sorgulamak gelmiyordu içimden, sadece anlamsızca cevapsız bırakıyordum soruları...

İlk öğürtü geçtikten sonra kapıyı kilitledim. Ancak dışarıdan gelen kapıya vurma sesleri beni daha çok geriyor daha da midem bulanıyordu. Ancak içimde hissettiğim güçlü olan tarafla karşılaştım tuvalette ki aynada. ' Bu kadar kolay mı pes edeceksin yalnız duruşundan. Güçsüzsün kızım sen' deyip gülüyordu adeta. Derin bir nefes aldım, yüzümü yıkadım ve kapıyı açtığımda sürekli bağırarak bir şeyler söyleyip, soran annemle karşılaştım. Tabi azarlamaktan da geri kalmıyordu.

Odama doğru hızlıca koştum. Kolumdan çekip beni durdurmaya çalışıyordu. Hızlıca üstümdekileri çıkarttım. Bu sırada konuşmama daha çok çıldırıyor ancak bağırmaları sadece kulağıma birer uğultu olarak geliyordu. Aslında bu anneme karşı olan değil, bütün geçmişime karşı olan bir öfkeydi. Belki de geleceğe karşı olan korkum...

En son evden çıkarken ' Her şeyi konuşabiliriz.' dediğini duydum. Bir an durdum arkamı döndüm ' Benim duyacaklarıma değil, senden duyamadıklarıma ihtiyacım var ama sende bunları söyleyecek cesaret yok.' dedim. Benden daha fazlasını beklememeliydi.

Yüzüme vuran soğuk esinti bana her zaman muhteşem bir his vermiştir.Bu durumumda da daha iyi gelecek bir şey olacağını sanmıyorum. Bir gün çocuğum olursa adını hep Rüzgar koymak istemişimdir. Bir gün bu kadar güzel yüzünü okşayabileceği bir kadın olsun diye...

Ve olmak istediğim sokaklar... Çoğu kişinin bilmediği, bilse de uğramak istemediği, iç karatıcı sokaklar. Tabi benim içinse durum çok farklı. Nefes alabildiğimi hissettiğim tek yer. Bir gün bu sokaklara aidiyet duygusuyla gireceğim hiç aklıma gelmezdi. Hayatımın dönüm noktasının beni buralara getireceği...

Otların arasından geçip binaya girecekken gözüm birine takıldı. Yaklaştıkça iki kişi olduğunu ve bunlardan birinin Evren diğerinin de en yakın arkadaşı yani başımızdaki çocuk olduğunu fark ettim. Hararetli bir şekilde bir şey konuşuyorlardı, merakıma yenik düşüp duvarın arkasına onları görebileceğim bir yere saklandım:

-Bak olum ben daha fazla dayanamıyorum. Sevdiğim insanlara teker teker zarar veriyor bu şerefsiz. Artık daha fazla plan için beklemeyeceğim. Kendi ellerimle vereceğim onun hesabını, diyordu Evren. Kimdi zarar verdiği sevdiği insan, biran sevgilisi olabileceğini düşündüm.

-Evren, sakin ol kardeşim. Ne senin başın belaya girsin ne de onun acısı bir anda geçsin.

-Tankut, ne yap ne et hallet şu işi. Yoksa elimden bir kaza çıkacak, diyerek duvara vurduğunda istemsizce ağzımdan küçük bir çığlık çıktı. Ağzımı kapatsam da duyulmasına engel olamadım ve ikisi birden  benim tarafıma döndü. Birazdan kim olduğuna bakmak için buraya geleceklerini biliyordum. Adeta kanım çekildi. Resmen paratoner gibi belaları üstüme çekyordum. Ne olurdu dinlemesen be Derin, bir yerlerin eksik mi kalırdı!

Camı kırık olan pencereden kendimi içeri attım ve nefesimi tutarak beni görmemelerini diledim. Pencerenin önünden geçtiler ve devam ettiler. OHH! Atlatmasaydım olacakları dy76üşünmek bile istemedim. Gittiklerine emin olmak için bir iki dakika daha bekleyip yavaşça kafamı kaldırdım. Adımımı pencereden dışarı doğru atacakken karşı koyamayacağım şiddette bir güç beni geriye doğru çekip yere yapıştırdı. Belime inanılmaz şiddetli bir ağrı saplandığını hissettim ve istemsizce gözlerimi sımsıkı kapadım. Üstümde bana vurmaya hazır, gözlerinden ateş çıkan bir Evren ve yanında da Tankut duruyordu.  Benim olduğumu anlayınca bırakacağını düşünürken tam tersi hızlıca beni havaya kaldırdı ve boynumdan tutarak duvara yapıştırdı. Ağrı daha da kuvvetlendi ve kendimi yerde buldum. Bağırarak küfürler ediyor, Tankut ise onu durdurmaya çalışıyordu ancak ben belimdeki ağrıdan dolayı hiçbir şeye odaklanamıyordum. Boğazımı sıkıyordu, nefes almaya çalışırken gözlerimden yaşlar süzülüyor beni bırakması için adeta gözlerimle yalvarıyordum. Belki de her şeyin şuan bitmesi beni hayatım için gayet makul bir son olacaktı, daha iyisini hak etmiyordum çünkü.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 27, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gece FısıltısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin