Adsız Bölüm 3

69 12 16
                                    

'Bir süre aradan sonra yeni bölüm geldi. Herkesin yorumu ve beğenisi benim için çok önemli. İyi okumalar :)

İçimde iki ayrı kişi vardı sanki. Aralarında uçurumlar olan... Biri 'Buradan kurtulmanın bir yolunu bulacak ve sıcacık yatağından çıkmayacaksın. Evine geri dön ve eski hayatını yaşa' derken; bir diğeri 'Artık sana yapılanlara karşı dik durmalı, kimseye boyun eğmeden, kimseden korkmadan yaşamalısın!' diyordu. Bense yerimde susmuş o gözlere bakarak içimdeki savaşa tanıklık ediyordum. Benden gözlerini ayıran ilk o oldu. Adıyla bahsetmek gerekirse de Evren.

'Kim getirdi bunu buraya?' diye sordu ortaya. Herkesin ondan çekindiği belli oluyordu.

'Tek başına yürüyordu sokakta, durdurup sadece kim olduğuna bakacaktık ki kaçmaya başladı. Durdurup baktığımızda da bir kız olduğunu görüp buraya getirdik.'

'Yani siz yolda yürüyen herhangi birini hiçbir neden olmadan sadece sizden kaçtı diye buraya mı getirdiniz' Yavaş adımlarla, konuşan çocuğa yaklaşıyordu. Çocuk ise hareketsiz öylece duruyordu ama gözlerindeki korku herkes tarafından görülebilecek bir şekilde belirgindi. Önünde durdu... Nefes aldı... Ve yüzüne bir tane geçirmişti. İçimin yağları eridi ne yalan söyleyeyim. Arkadaşına dönerek:

-Buğra bu saçmalığı açıkla hemen. Bizim mekanımız böyle bir kızın öğrenebileceği kadar sıradan mı?

-Kardeşim, mevzu senin sandığın kadar basit değil.

-Ne o zaman?!

-Etrafta bizi takip eden biri olduğu hakkında duyum aldık. Arkasında Serhat'ın olduğunu tahmin etmek zor değil.

-Ve siz de bu kızdan mı şüphelendiniz?

Oluşan sessizlikten sonra Evren'in kahkahaları yankılanmaya başlamıştı boş duvarların arasında. Ben de dahil olmak üzere hepimiz ona bakıyorduk. Gülmesi bittiğinde yanıma geldi. Arkama geçip kulağıma doğru eğildi. İstemsizce ürpermiş, tüylerim diken diken olmuştu. Ben ne yapacak diye beklerken bir anda saçımı eline doladığı gibi çekti ve ağzımdan küçük bir çığlık kaçtı. Acıdan gözlerimi kapatmış öylece bekliyordum. Doğruldu ve çetesine dönerek:

-Bu kız bizi takip etmek değil bizimle aynı ortamda bile bulunamaz. Şimdi yaptığınız işi temizleyin ve kızı buradan yollayın. Bir daha geri gelmemek üzere...

Çıkışa doğru adım atmaya başlamıştı ki bir anlık cesaretle 'Bir teklifim var' diye bağırdım. Bana döndüğünde:

-Eğer beni aranıza alırsanız tüm işlerinizi yapar, kimseye bir söylemem, dedim.

-Peki ya almazsak?

-İşte o zaman gizli bir yeriniz kalmaz, deyiverdim. Bu cesaret bana nereden geliyordu acaba!

Hiç bir şey demedi ve odadan çıktı. 'Duysana beni!' ve 'Niye cevap vermiyorsun!' gibi yakarışlarımı sadece ben duydum çünkü odayı herkes terk etmiş ve o buz gibi duvarla yalnız kalmıştım. Bir süre etrafta kaçabileceğim yer yada ellerimi çözebileceğim bir şey var mı diye aradım ancak burada lanet olsun ki toz, toprak, masa ve bir kaç sandalye dışında hiçbir şey yoktu. Derin bir iç çektikten sonra yorulan gözlerim istemsizce kapandı.
...
Ellerimin çözülmesiyle uyandım ve karşımda Evreni gördüm. Tüm dikkatiyle elimin çözülmesini izliyor, biran olsun gözüme bakmıyordu. Hiç bir şey olmamış gibi yapamazdı! Ben onun için buraya gelmiştim ve bana yardımcı olmak yerine umursamadan gitmişti. Öfkemi kusmam gerekiyordu. Ellerimin ve ayaklarımın çözüldüğü an yerimden kalktım ve Evren'in üzerine atıldım. Kollarına, göğsüne vurmama rağmen hıncımı alamıyordum ve odada tek başımıza kalana dek devam ettim. Çocuk odadan çıkar çıkmaz beni kollarımdan tuttu ve arkamızdaki duvara yasladı. Duvara çarpmasıyla ağzımdan boğuk bir inilti çıktı:

-Senin amacın ne?

-Söyledim ya! Buranın bir parçası olmak istiyorum, size kat-, derken sözümü kesti.

-Sana bir daha buralara gelmemen gerektiğini söyledim. Sense sanki bunu hiç dememişim gibi bir sonraki gün geri geliyorsun.

-Gelmem gerekiyordu. Anlamıyorsun!

-Hiç bir şey anlamak istemiyorum! Şimdi buradan gidiyorsun ve bir daha geri gelmiyorsun, derken iyice kolumu sıkmaya başlamıştı. Fark etmiş olacak ki aniden bıraktı.

-Gitsem de bir şey değişmeyecek. Ben buraya aitim, biliyorum.

-Sen buraya ait olamayacak kadar masumsun.

Söyleyecek bir şey bulamamış sadece birbirimize bakıyorduk. İşaret parmağımla göğsünü iterek:

-Öyle yada böyle buraya geri döneceğim. Ya sizinle yada başka birileriyle bu sokaklarda olacağım. Ani bir kararla:

-Madem öyle artık bizdensin! dedi.











Gece FısıltısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin