Tüm hepsini Tom a anlattım ve bana annemin iyi olacağını ve iyilişeceğini söyledi."Fazla kafana takma iyişelir" dedi. Tom haklıydı. Kafama takmasam iyi olurdu. Ama öyle de olmuyordu işte. Kafama takmadan duraramıyordum. Ne olursa olsun o benim annemdi. Merak etmeden de duramıyorum.Calaway da bu durumu fark etmişti. Durmadan bana ne olduğunu soruyordu. Ona ne olduğunu anlattığımda o da aynı şeyi sölemişti. Biraz da beni teselli etmişti. Evet ikiside haklıydı. Kafama fazla takmamalıydım. Bende bu sözler üzerine onların dediğini yaptım. Düşünmeye karar verdim. Sayılı gün çabuk geçer sözünun de yalan olduğunu öğrendim. Bu gün hapishaeye yeni biri gelmişti. Sarışın,uzun boylu,mavi gözlü,benden bir -iki yaş büyük bir çocuktu. Ama bizimkiler benim kadar sıcak yaklaşmadı. Geceydi benim de uykum yoktu. Uyuyor gibi yapıp yorganın altından bir gün gerçekleşecek olan hayallerimi düşünüyordum. Herkes yatmıştı yani ben dışında herkes. Takır takır sesler duydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gençliğin Rengi(Düzenleniyor)
SonstigesHayat onu çok zorlamıştı. Çok gençti fakat yaşadıkları omzuna f?azla yük değil miydi? Ama o asla pes etmedi. İmkansız denen birşey olmadığını kanıtladı. Hayallerindende,aşkındanda vazgeçmedi. Hayat onu hiç geçemeyeceği karmaşık bir labirent de bir b...
