Anka Timi 2:Vatan Yolunda

Yeni Bir Şehit

Tim Generalin çağrısından sonra hemen karargaha döndü General Yavuz oturmalarını işaret etti

Metehan:komutanım ciddi olan ne ?

General Yavuz:bugün Andre denilen bombacının mahkemesi var

Mert:komutanım Andre şu 6 yıl önce yakaladığımız Rus bombacı değil mi ?

General Yavuz:evet o diğerleri bilmez ama Mert ve Metehan  olayın ciddiyetinin farkındalar 

Emre:yav bırakın gelsin General 

General Yavuz:hafife alınacak biri değil bu Emre uzun zamandır bu anı bekliyorlardır kesinlikle saldıracaklar sizin göreviniz özel bir zırhlı araçla takip mesafesini koruyarak Andre'yi taşıyan jandarmaları takip etmek ve güvenliğini sağlamak hemen hazırlanın 1 saat sonra ceza evinde olmalısınız  anlaşıldı mı ?

Anka timi:anlaşıldı komutanım !

General Yavuz:ha unutmadan İsmail size şoför olarak yardımcı olacak

Yağmur:Komutanım İsmail'in karısı bugün doğum yapacaktı ?

General Yavuz:çok uyardım ama dinlemedi siz dikkat edin İsmail'e

Damla:tamam komutanım

Tim hazırlanıp zırhlı araca bindi aracın üstünde bir insanın sığacağı büyüklükte yuvarlak bir delik vardı Noyan tüfeği ile orada idi ileride park halinde duran eski marka bir otomobil yolu kapatmıştı arabada yaşlı bir adam ve yaşlı bir kadın vardı öndeki askerler arabadan inip yardım etmek istediler aniden sol taraftan bir grup terörist çıkıp askerleri arkasından vurdu Anka timi hemen araçtan indi çatışma başladı Alfa yine yukarıdan destek veriyordu ve Noyan'a ateş ettirmiyordu tim sıkışmıştı hemen bir terörist öndeki askeri araca bindi Andre ile kaçmaya başladı İsmail siperinden çıkıp peşinden koşmaya çalıştı timin diğer üyeleri dur diye bağırdı ama o dinlemedi daha sonra tam kalbinden bir kurşun yedi olduğu yere yığıldı jandarmalardan bir tanesi elindeki roketi Alfa'ya doğru attı Alfa'nın tam önüne düşen roket Alfa'nın kaçmasını sağladı tim hemen İsmail ile ilgilenmeye başladı

Emre:la oğlum sana demedik mi dur diye ?

İsmail:ne yapayım komutanım kaçmalarına izin mi verseydim ?

Metehan:Emre durumu ne ?

Emre (fısıldayarak):durumu kötü kurşunu çıkarmazsam kan kaybından ölür hemen yakınlarda bir yere sığınalım akşam yola çıkarız

Mert olur anlamında başını salladı arabaya binip yola çıktılar 

Metehan:ismin ne bakayım senin ?

Baran:Baran komutanım 

Metehan:sağlam bir çocuğa benziyorsun geri dönünce Anka timine katılman için izin isteyeceğim ona göre artık sende bir Anka'sın

Baran:Çok sağ olun komutanım size yakışır bir asker olacam

Mert:İnşallah aslanım...bu bölgeyi iyi bilen var mı aranızda ?

Baran:komutanım 800 metre solda bir köy var geceyi orada geçirebiliriz sabahta erkenden yola çıkarız

tim denilen köye gitti köye girerken onları eski bir tanıdık gördü hemen Sedat'a haber verdi akşam Sedat köyde belirdi timin saklandığı evi elleriyle koymuş gibi buldular ve roket atılar ev iki roket yemişti yıkılacaktı adam üçüncü roketi yerleştirdi atmaya hazırlanıyordu

Noyan: Bismillah 

Noyan ateş etti adamı tam kafasından vurdu kurşunu yeyince sağa dönen adam kendi arkadaşlarına doğru roket attı tim Sedat ve adamlarını geri püskürttü Emre'nin yardım seslerini duydular ve Emre ile İsmail'in olduğu odaya girdiler oda yıkılmıştı Emre bir dolabın altında kalmıştı Methan Emre'ye yardım etti  ama maalesef İsmail şehit olmuştu İsmail'i bulduklarında telefonu çalıyordu arayan eşiydi

İsmail'in eşi:Alo İsmail'im oğlumuz oldu adını istediğin gibi Mert koyacağız değil mi ?

Mert:şey ben İsmail'in komutanı Yüzbaşı Mert Yüce 

İsmail'in eşi:komutanım ne oldu kötü bir şey yok değil mi ?

Mert:bugün çıkan çatışmada maalesef İsmail'i kaybettik...kocanızla gurur duyun ve oğluna benim adımı değilde babasının adını verin ismi İsmail olsun ileride babası gibi asker olsun Vatan Uğruna !