Yeni Komşucuklar

102 6 1
                                    

Tünediğim koltuktan uyanmış.Etrafta dolanıyordum ki annemin notunu gördüm notta"Benim işim çıktı buraya para koydum,bavulların kapının önünde,biletin de burada." yazıyordu notta.Küçük bir zarfın içindeydi her şeyim.Alıp onları cüzdanıma koydum.Çantamda hazır olduğuna göre nö problemo'ydu.Kıyafetlerim hazırdı.Kısa fakat aşırı kısa olmayan bir kot şort ve bana biraz büyükmüş gibi gözüken-alında tam oturan-Bir siyah kazak giydim.Havalimanına gelene kadar 100tl ödedim.İçimden'bu haksızlık' diye geçirdim.Annemin özel jetiyle gidiyorduk.Bu lafı kullanmayı sevmiyordum.Çünkü annem zengin olsa bile bunu insanların yüzüne vurmayı sevmiyorduk.Ama John ve herif -biyoljik babam- severdi.Ne demek miş?Herkes zengin değilmiş.Bu ne ya!Bilgin olmaz fikrin olur derler ya!Aynı kazaz ekolü.Cahil olalım bi de.Cahillik mutlulukmuş kazma human lafı .Her şeyden haberim var. GEBERİYOM MUTSUZLUKTAN.Yemiyo herhalde.Derken... Uçak iniş yapmış.Biz de arabayla yeni evimize doğru gidiyorduk.Kapıda annemi karşılayan bir kaç arkadaşı vardı-bir kaçtan fazla-.Gelip anneme sarıldılar.Teker teker! Aha bakıp bakıp ben bayılacağım herhalde.Annem bana çocukluğumdan beri odan nerede olsun? diye saçma bir soru sorardı.Ben hep bodrum veya zemin istiyorum derdim.Şu yaşıma kadar her yıl başı sorardı.Saçma ama çok saçma bir soru bu.Her neyse derken kendi kendime söyleniyordum.I'm on that late night come get.I'm on that ripped jeans cigarette diye söylenirken odamda 5 adet epic mübarek taş metor çocuk gördüm.Merdivenlerden inerken ruh görmüş gibi yere tutkallanmıştım.Herkesi uzaylı gibi süzerken,bir ıslık sesi geldi.Saçlarım da bayağı akmıştı.Morluktan sadece mor uçlara dönmüştü.Bu da beni farklı biraz farklı kılıyordu.Daha kız gibi yapıyordu.Moruk değil.O ara bunu düşünmekten vazgeçip odam denen yere geçtim.Tam hayalimdeki gibi bir odaydı. Tonlamarı siyah-gri olan bu oda benimdi.Moruk's world.Bavullarımı odanın en dip köşesine koydum.Sonra dönüp epic's metorlara baktım.Hepsi bir şey incelemeye çalışıyordu.Hiç biriyle göz teması kurmadan yukarı çıktım.Anneme doğru yaklaşıp türkçe gıcıklığına konuştum "Anne?!Aşağıda 5 adet metor var."deyince.Annem diger kadınlarda ingilizce bir şeyler dedi.Tam anlamadım çünkü umurasadığım tek şey o metorların kim olduğuydu.Şaka değil
,gerçekten.Aralarından bir kadın ingilizce "Çocuklar gelir misiniz?" diye bağırdı.Hepsi koşarak geldi.Hmmm...
Demek bunlar biribirini tanıyormuş.Ki birisi bana gözlerini kenetlediğinde yumruk atti yanındaki.Ama bir tanesi hariç hiç biri umrunda diil.Hıh'Soryy guuys'.Tavırına girdim ve teker benimle tanışma basladılar."James","Lucas","David","Adam" ve o çocuk yüzüme bakmadan"Edward"dedi.Demek adı Edward'mış.Ağzından bal damlıyor anam.Bakışı attım ama görmedi.Hmmmm...Neden acaba?
Ben de asi gözükmeye çalışarak ingilzce "Benim adım Veronica Nil"dediğimde küçük bir sırtıma atrak.'Moruk's world'e geri döndüm.Bir adet kişisel banyo.Zeminde olduğum için garaj ve boş bir oda vardı. Burası bana ait olduğu için benim "özel alanım"alanım olacaktı.Bunu şimdi de yapabilirim.Garajda alet-hırdavat şeylerinden olabileceğini düşündüm.Tombala!Artık tahtalar oradaydı.İşin asli tahtalarin hepsi eşitti.
Acaba benim için kesilmiş olabilir mi derken düşüncelerimi dağıtıp işime odaklandım.Alet kullanmayı biliyordum.Herifin teki-babam-bana öğretmişti.Üstüme yırtık ,göbeğimi hayli açıkta bırakan beyaz bir eski tişört giydim.Altıma yüksek bel siyah bir şort giydim.Arkadaşlarımla çekindiğim fotoğrafları teker teker duvara astım.Kimilerini de iple.Derken matkaplı işe sıra geldi.Çerçevelerin çoğu hazırdı ama raflar  vardı.Dikkatim iyice dağılmışken matkabın çalıştığını unutmuşum.'Bu his nedir?Parmaklarım uyuştu'acıyla inlememek için matkabı yere attım.Yavaşca parmağıma baktım.Yok artık...çüş..oha..oha...

Parmağım delinmişti. 





Bir Yalan Uydur... [ ASKIYA ALINDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin