ZAMAN İLERLİYOR..(5.Bölüm)

152 21 3
                                    

Veli toplantısı sırasında bir veli söz aldı ve anlatmaya başladı,kasabaya birkaç yıl önce bir baba kız taşındı,Çocuk sağır ve dilsiz,Babası alkolik çoğu geceler evine uğramıyor,biz kızlarımızın eskilerini ona veriyoruz elimizden geldiği kadarda karnını doyurmaya çalışıyoruz.Bir başkası söze karıştı hoca hanım bizim çocuklar gibi oda büyüyor gelişiyor,başında onu koruyup kollayacak biri yok,sağır dilsiz olmasa Allah için kasabada onun güzelliğinde kız yok,başına bir şey geleceğinden korkuyoruz.Devir kötü diye devam etti.Sema öğretmen bütün herkese tek tek söz verdi kimdi bu kız birkaç kez babasının sarhoş eve gelirken bağırmasından,küfürlerinden adının Türkan olduğunu öğrendiklerini hakkında hiç kimsenin başka bir şey bilmediğini anladı, Sema öğretmen 6 kardeşin en küçüğü idi o da Türkan gibi yarı aç yarı tok geçirmişti hayatını artık kazandığı birkaç kuruşu paylaşacağı biri çıkmıştı karşısına.Gidip babası ile konuşacaktı,Kabul etmese sosyal yardımlaşma derneğine gidip zorla da olsa o kızı o sefaletten kurtaracaktı.Bütün bunlar kafasında dönerken tarif ettikleri evin önüne varmıştı.

Tek katlı sıvası dökülmüş kümesten bozma bir evdi yaşadığı yer.Babası iş bulunca çalışıyor,aldığı birkaç lirayı da alkole harcıyordu.Bazı geceler,günler eve uğramıyordu bile.Türkan komşu kadınların acıyarak verdiği birkaç parça yemek artığı,eski elbiselerle,sefilliğe inat büyüyor,değişiyordu.Hiç konuşmadığı için çevresindekiler onun sağır dilsiz olduğuna kanaat getirmişlerdi.Buna kendisi de uyum sağlamıştı,cevap verme gereği hissetmeden etraftan gelen yardımları alıyor,işine yarayanları kullanıyor,yaramayanları bir kenara atıyordu. 3 gün 2 gecedir babası yok olmuştu rutin yok oluşları gibi,Türkan için babasının iğrenç kokusunu çekmektense yokluğu daha iyi oluyordu.Akşam ezanına kadar sokaklarda gezip akşam bir komşu kadının pencereden bakıp acımasını sağlayana kadar, bahçe kapısında dikiliyordu.Kadın biraz yemek,ekmek hatta bazen bir poşet şekerle gelip başını okşuyor,gözleri acıma ile ağlamaklı Türkan'a veriyordu.Her akşam bir komşu kadının duygularının sömürüp o akşamı karnı tok geçirebiliyordu.Yaz bitmişti,Sonbahar kendini iyiden iyiye hissettirirken karın yağacağını bir sene önceki gibi soğuktan ve açlıktan korkarak nasıl yaşayacağını düşünmeye başladı.Annesinin öldüğü günden sonra bir damla yaş akmamıştı Türkan'ın gözünden,Babası içtiği şey yüzünden kendini kaybettiği zamanlarda Türkan'a yaptığı işkenceler bile ağlatamamıştı. Annesi ile gömülmüştü Türkan'ın insani bütün duyguları.Etrafındaki herkesi kullanıp atabilecek birer pet bardak gibi görüyordu.Suyu doldur iç ve çöpe at.Sonra ne olduğunu sorgulama.Hayat onu bu şekilde yeni bir elbise ile donatmıştı.Karı soğuğu düşünürken yerde iki tahta üzerine kurulmuş şilteden yatağında uzandı. Kapı çalınır gibi oldu.Akşamki yemeğinde vermişlerdi,onun ne yapıp yapmadığını kimse sormazdı.zaten anlatamayacağını düşündüklerinden işaretle birkaç komik hareket yapar,konuştuklarını zanneder giderlerdi.Şilte yatağından kalktı,kapının arkasından tahta kilidi çekti kapıyı ardına kadar açtı ve bekledi.Karşısında bugüne kadar görmediği güzellikte,daha sonra hayatındaki tek güzel anı olarak hatırlayıp kendini dizginlediği birisi olacaktı.Masmavi gözlerini karşısındaki kadına temkinli bir şekilde dikti.İlk defa birisi ona acımadan bakıyordu.İlk defa Türkan'ın içinde bilmediği tatmadığı bir duygu oluşmuştu.Merhaba ben Sema dedi,senin adın nedir genç bayan? .Sustu Türkan konuşmayı istese de sustu,eğer konuşabildiğini,duyabildiğini bilseler kimse ona acıyarak yardım etmezdi.Kimse yemek vermezdi bu sırrı saklamak zorunda idi.Kendi sırrını, kendini korumak için sakladı ve sustu.Beni içeri almayacak mısın diyerek dalıverdi evden içeriye melek görümlü kadın.Türkan da sessizce arkasından geçip oturdu şiltenin üzerine kadında yanına.Konuşmaya devam ediyordu tıpkı bir ninni gibi idi sesi,Ben öğretmenim yeni geldim bu kasabaya senin dışında herkes okula geliyor,seninde okula gelmen gerekiyor dedi.Konuşmaya devam eden kadının sesi aşırı melodik aşırı güzeldi.Türkan olduğu yerde uyuyakaldı huzur dolu bir yürekle.O gece annesini gördü rüyasında,çok gerçek görünüyordu,Birlikte banyo yaptılar annesi Türkan'ın saçlarını şarkı söyleyerek taradı. O kadar gerçekti ki Türkan uyandığında şilte üzerinde olduğunu görünce gözlerini açtığı için pişman oldu.Keşke hiç uyanmasaydım,dedi içinden ama karnı acıkmıştı,bir şeyler yiyebilmek için doğruldu dün akşam eline tutuşturulan poşetleri kurcalarken,kapı gıcırdayarak açıldı,Sema öğretmen gelmişti elinde kokusundan harika olduğunu düşündüğü birkaç yiyecek poşeti ile beraber. Türkan avına koşan aslan gibi bir hamlede kaptı poşetleri ve yere hızla oturarak yemeğe başladı.Sema öğretmende yanına oturdu.Ben konuşurken uyuyakaldın. Beni duyduğunu ve anladığını biliyorum diye söze başladı.Okula gelmeni istiyorum,hatta benimle beraber okulun lojmanında kalmanı istiyorum.Burası senin yaşında bir çocuk için güvenli değil.İtiraz eder gibi gördüğü Türkan'a eğer babanı özlersen gelir onu görürüz konuşurum senin iyiliğin için dedi.Türkan içten içe gülümsedi.Babasının umursamadığını olağan gücü ile bağırmak istiyordu. Bunun yerine yemek poşetlerini işaret ederek karnına götürdü elini.Öğretmen sevinçle her gün ne kadar yemek istersen yiyebileceksin.Yeter ki okula gelmeye karar ver dedi.Türkan ayağa kalktı elini Sema öğretmene uzattı. İki kadın kümes görünümlü evden çıkıp uzaklaştılar. Türkan'ın hayat suyu başka bir yönde akmaya başladı...


HİÇBİR ŞEY TESADÜF DEĞİLDİR...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin