"Çok güzel gözleri vardı içinde kaybolacağım türden ve kayboldum."
***
Bugün nedensiz erken uyanmış ve yatağımda ne kadar her yatış pozisyonunu denesem de, uyuyamamıştım. Başarısızlığımı iyi bir fırsata çevirmek içinde duş alımış ve mısır gevreği yerine güzel bir kahvaltı hazırlamıştım. İşlerimi bitirdikten sonra saate bakarak Kim'i kaldırmam gerektiği kararını verdim.
Elime bir bardak su alıp sessiz adımlarla merdivenleri çıkarak odasına ulaştığım ve hala uyumakta olan arkadaşıma baktım. Şuan bu evin sessizliği biraz sonra bir kasırgaya dönüşecekti. Bunu düşünerek kıkırdadım.
Tekrar yavaşca yanına ilerleyerek son kez kuru yüzüne baktım."Sakın deneme bile"
Kim'in uyanık olmasını beklemiyordum ve birden konuşması ile yerimde zıplamama ve suyun dökülmesine sebep olmuştu bu davranışı.
Sonuç; benim istediğim olmuştu.
Ama şuan bir boğa gibi bana bakan bir Kim pek iyi değildi açıkcası.
" Lanet olsun Kendall! "
Tekrar bağırması ile kahkalarla odayı terk etmiş ve arkamdan bağırışlarını duyarak uzaklaşmıştım oradan.
"Seni elime geçirmeyim Kendall! "
"Çabuk ol geç kalmak istemeyiz. "
Merdivenlerden inen Kim'e kısa bir bakış atarak omlet yapmaya başladım. Oda tabureye oturmuş uykulu gözlerle beni izliyordu.
"Uykunu alamadın mı?"
"Ah evet...biraz geç... yattım." esneyerek konuşması kıkırdamama sebep oldu.
"Neden ki?" merakla sordum. Ve önüne omleti koyarak ona bakmaya başladım.
"Sen yemiyor musun?" sorumu yanıtlamayıp gözlerime baktı.
"Sabah erken kalktım ve duş aldıktan sonra atıştırdım ben." istediği cevabı alarak önüne döndü ve yaptığım omleti iştahla yedi. Yemek yapmayı severdim ve çok iyi olmasalar bile çokta kötü değillerdi. Hatta yemeklerime bayılanlar bile oluyordu.
"Erken kalkman beni şaşırttı açıkcası" diye söylenirken tek kaşını da kaldırmayı ihmal etmemişti.
"Bende kendimden beklemezdim" diyerek kıkırdadım. Oda ağzındakini bitirdikten sonra kıkırdamış ve çayından bir yudum almıştı.
***
"Keşke bir arabamız olsa ve şu yolu yürümek zorunda kalmasak."
Somurtan yüzüne bakarak kıkırdadım. Kim hanım hanımcık, yediğini içtiğine dikkat eden biriydi. Biraz fazla titiz olması dışında harika biriydi ve gözü hep yükseklerdeydi. Ama melek gibi bir kalbi olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.
Okulu bitirdikten sonra çocuk doktoru olup onlara yardım etmek istiyordu.
Ben ise hayallerimi bir sene önce mezara gömmüştüm.
"Hey bu Justin"
Tam elini kaldırıp seslenecekken onu durdurdum. Bana garip gatip bakışlar atarak ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
"Onu pek sevmedim Kim."
" Neden gayet iyi birine benziyor." kaşlarını kaldırarak yüzüme baktı. Verecek bir cevabım olmadığından önüme dönerek okula ilerlemeye başladım.
"Ken bak o çok benziyor diye ondan nefret etmen-"
Hızla arkamı dönerek lafını kestim.
"Kim tabiki ona benziyor diye nefret etmiyorum! O biraz gevşek gibi ve bu sinirimi bozuyor. Ölen sevgilime benzemesi umrumda değil."
Sinirle ona bakmaya devam ettim. Ama o birşey demeyip sustuğunda tekrar arkamı döndüm.
Ve kim karşımda dersiniz?
Arkasından konuştuğum çocuk? Ah beni duyduysa tabi arkasından konuşmuş sayılmazdım değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Similar || Jdb -DÜZENLENİYOR-
Fiksi Remaja"Peki sen benim neyimi seviyorsun?"diyerek merakla sordum. Uzun süre bekledi. Düşündü, Düşündü, Uzun süre olduğu yerde düşündü... "Gözlerini seviyorum mesela, ama bana baktığı zaman.." Eğik olan kafamı kaldırıp gözleri ile gözlerimi buluşturdu. "Son...