*Dün geceden
Ben arabanın yanına giderken bir konuşmaya şahit oldum.Konuşma Tuğberk ve Oktay arasında geçiyordu.
Oktay şöyle diyordu:
"Keşke o da burada olsaydı.Onu o kadar çok özlüyorum ki.Şimdi burada eski günlerdeki gibi hep beraber olurduk."dedi.Tuğberk belli bir süre bir şey demedi ama sessizliğini bozdu."Bizde çok özlüyoruz onu.Ama kaderin önüne geçemezsin.Ceylan da iyi bir kız.Ürkek bir ceylan adeta.Aranızda bir şey mi var?"dedi.İşte konuşmanın en önemli kısmı."Evet iyi bir kız.Bazen kendisinin ürkek ceylan olduğunu unutuyor ama güzel bir kız.Ve bizim aramızda bir şey yok."dedi.Yüreğim,yerinden sökülüp atılmış gibiyim şuan.Bedenim değil ruhum acıyor resmen."Bence pek öyle durmuyor."dedi Tuğberk."Hadi gel şu mutlu çiftimizin yanına gidelim.Hem Ceylanı yalnız bırakmak olmaz."dedi Oktay kaçmak istercesine.Başka bir şey konuşmadılar ve gittiler.Bense yıkıldım,harap oldum ama kimsenin haberi olmadı.Çığlık attım ama duymadılar.Elimi uzattım görmediler.Kısacası içten içe yok oldum ama onlar bilmediler..*Günümüz
Sahilden sonra arabalara bindik.Kendimi çabucak toparladım.Gözyaşlarımı sonraya sakladım.Zehra ve Kayraya tekrar mutluluklar dileyip Oktayın yanına gittim.Arabaya bindik.Radyodan hafif bir müzik açıp yolumuza devam ettik.Hem bedensel hem de ruhsal anlamda çok yoruldum bugün.O beni sevmiyorsa neden üzerime düşüyor?Su ve Cihan da bana Oktay sana aşık dediler.Bu işte kesin bir şey var.
Oktay apartmanın önüne arabayı park edip kapımı açtı.''Her şey için teşekkürler.Bugün çok güzeldi.''dedim."Asıl ben teşekkür ederim,Beni geri çevirmediğin için.''dedi.Sonra gülümsedik ve beni kolları arasına aldı.Ben buna hazır değilim.Gönderdiğim gözyaşlarım davetsiz misafir gibi geri geldiler ama ben onlardan önce davranarak kapımı kapattım.
Ayrılıkdık birbirimizden.İyi geceler dileyip evlerimize gittik.Saat geceyarısını geçmişti.Kızlar çoktan yatmışlardı.Bende üzerimi değiştirdim.Yatağıma girip ağladım.Madem beni sevmiyor neden bana bu kadar yakın.Bana olan yakınlığı dikkat çekiliyor.Anlamadım.Şuan düşüncelerim bana o kadar ağır geliyor ki pes edeceğim.Hayır,ben savaşacağım çünkü ben eski Ceylan değilim.
++++
Sabah göz kapaklarım ağrıyarak uyandım.Saat yediydi.Bugün hem Tuğberkle buluşacaktım hem de kendimi iyi hissetmiyordum bunun için okula gitmemeye karar verdim.Uyanmışken bizim kızlara kahvaltı hazırlayıp geri yattım.
Saat öğlen on iki olmuştu.Evde bir ben vardım.Evi biraz toparladıktan sonra televizyon karşısına geçtim.Kanallarda dolaştım ama düzgün bir şey yoktu.Bende televizyonu kapatıp kitap okumaya karar verdim.Ne kadar kitap okudum bilmiyorum ama telefona gelen mesajla kitap okumamı bıraktım.Tuğberk mesaj atmış."Akşam 18.30 da Gültekin parkında ol."diye.
O kadar çok merak ediyorum ki neler konuşacağımızı şimdiden gidesim var.Ama beklemem lazım.Vakit bir türlü geçmek bilmiyordu.Bende evin tüm temizliğini yaptım.Yerler,camlar,banyo-tuvalet,mutfak derken saat öğlen dörde geliyordu.Bende bir duş alıp,üzerimi değiştirip işe gitmek için hazırlandım.Saçlarımı kurutup açık bıraktım.Normalde aşırı -hatta hiç- yapmadığım makyaja özendim bugün.Gözüme bir eyeliner çekip dudağıma hafif bir ruj sürdüm.Evin anahtarını,çantamı ve montumu alıp evden çıktım.
Otobüs durağına geldiğim gibi otobüsün gelmesi bir oldu.Bugün nedense güzel bir şey olacakmış gibi hissediyorum.Hadi hayırlısı bakalım.Durakta inip lokantaya doğru ilerledim.Üzerimdekileri çıkartıp önlüğümü giyindim.Artık alıştığım manzara beni şaşırmamıştı.Gene tezgahta dağ gibi bir bulaşık vardı.İşime koyuldum bende.Ne kadar iş yaparsam o kadar vakit geçer.Hem kafamda dağılır.Bende hızlı hızlı ama temiz bir şekilde bulaşıklarımı yıkadım.Bulaşıklar bittikçe servise başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limon Reçeli
Teen FictionHer şeyi geride bırakıp okumak için İstanbul'a gelen genç kız ve geçmişinde yaşadığı bir olay yüzünden aşka küsen ama ilk görüşte aşık olan genç bir adamın hikayesi.