*Multimedya:Ceylan'ın elbisesi ve ayakkabısı
Şaşkın gözlerle karşımdakine bakıyordum.Cihan'a sarıldığımı,bana atkıyı verişini görmüş müydü?Olamaz ben ne yaptım böyle."Oktay?"dedim korku dolu sesimle."Kimdi o çocuk,benim verdiğim atkı niye ondaydı?"dedi.Hiçbir şey diyemeden kaldım öyle.Yanıma gelip kollarımdan kavradı.Üzerimde öyle bir kuvvet uyguluyordu ki kollarımı yok etmiş gibi hissediyorum daha doğrusu hissedemiyorum.Neden bu kadar sinirlenmişti ki şimdi?
''Oktay canımı yakıyorsun.Bunu sonra konuşalım istersen.Saat geç oldu.''dedim."Sana kimdi o çocuk dedim."dedi kollarımı bırakmak yerine daha çok sıkarak."Arkadaşım anladın mı aptal?"dedim."Anlamadım gerizekalı.Sana verdiğim atkı nasıl olur da onda olur?Evine mi gittin onun?Yoksa onun yatağına mı aşk tomurcuklarını döktünüz?"dedi.
Elimi hızla kaldırıp ani bir tokat attım.Attığım tokatı beklemediği için hafifçe afalladı."Senden tiksiniyorum.Nasıl olur da bana hayat kadınlığını sıfatlandırırsın.Sen beni tanıyamamışsın ve lanet olsun ki bende seni tanıyamamamışım.Şimdi bir daha karşıma çıkma."dedim bağırarak.
Apartmana girdim merdivenlere doğru yöneldim."Ceylan ben öyle demek istemedim bak senden çok özür dilerim beni affet.Söz sana bir daha böyle davranmayacağım.Beni bırakma olur mu?"dedi git gide çatallaşan sesiyle.
İlk defa birisini sevdim,ondan hoşlandım onun bana yakıştırdığına bakar mısınız?Aslında beş dakika önceyi silip boynuna sarılabilirdim.Ama kendimi tutmasaydım.
"Ben seninle görüşmek isteyinceye kadar karşıma çıkma.Bana selam verme beni gördüğünde yüzünü çevir.Eğer bana bakarsan beş dakika önceki olayı ve bana yakıştırdığın sıfatı asla unutmam.Ve bu senin için daha kötü olur.Bu arada o çocuk arkadaşım.Ben onunla yatağa aşk tomurcuklarımı dökmek yerine sahildeki büfede kelimelerimi döktüm.Umrunda değildir belki ama ben o sıfatla hatırlanmak istemiyorum."dedim ve merdivenleri ikişer ikişer çıktım.
Hala yaşadığım olayın şokundayım.Nasıl olurda bana öyle bir şey söyler?Bu yaşıma kadar hiçbir erkekle çıkmayan bana.İnanamıyorum.Ben onun atkısından kokusunu içime çekerken onun dediğine bak.Uyumam lazım gerçi bu kafayla nasıl uyuyabilirim bilmiyorum.
++++
Sabah klasik rutinimi yaptım.Kahvaltımı güzelce yapıp atkımı,montumu ve çantamı alıp evden çıktım.Otobüs durağına gittim.Çok fazla beklemeden otobüs geldi.Gene üç şarkılık yol bitmişti.Allahtan çok uzak değil okul.Otobüsten inip,sınıfa doğru yol aldım.Sınıfta çok kişi yoktu.Ya dışarıdalar ya da daha gelmediler.
Ders saati yaklaşmıştı.Tabi sınıf arkadaşlarım da gelmişlerdi.Sınıf arkadaşlarım demişken yeni tanışıp,kaynaştıklarımdan bahsedeyim.Öncelikle isimleri Ceyda,Ceren,Yüsra,Türker,Utku ve Emirhan.Bu altı arkadaşım daha kafa dengim olanlar.Hepsi çok değişikler.Gerçi bende fazla iyi sayılmam ama onlar daha da beterler.
Dersler gene yoğundu.Uykum geldi,kafam artık ders götürmüyor,kusmuk ve sıçmık olmuştum iyice.Gerçi bugün hızlı geçmişti.Hızlı yaşayıp genç mi öleceğim nedir.Uf başladım gene saçmalamaya.Öğle arasında akıllı tahtadan müzik açıp o güzel coşku seline kapıldık.Bu sene son olduğumuz için hocalar karışmıyorlar ama alt sınıflara kapattırıyorlar müziği.
Ve nihayet beklenen zaman geldi.Evet son zilimizde çaldı.Yedili grup okuldan çıktık.İlk başlarda fark etmemiştim Türker de benimle aynı durağa gidiyormuş bugün ve bundan sonra beraber durağa gidecekmişiz.Yedili grup olarak aşağı doğru indik.Yol dörde ayrılıyor.Aslında hepimiz karşıya geçeceğiz ama Utku ve Türker yol ortasında bakın hangi çılgınlığı yapıyorlar.''Görüşürüz aga.''dedi Türker Utkuyla tokalaşırken.Tabi bizde yol ortasında kahkalarla gülüyoruz.Sonra ne olduysa birisiyle beraber yolun sol tarafına yuvarlandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limon Reçeli
Novela JuvenilHer şeyi geride bırakıp okumak için İstanbul'a gelen genç kız ve geçmişinde yaşadığı bir olay yüzünden aşka küsen ama ilk görüşte aşık olan genç bir adamın hikayesi.