1→Kayıp ★

17 1 0
                                    

Ahsen'in anlatımından:

Ayaklarım titriyordu. Nefes alamıyordum. Kardeşim, Esen'im kaybolmuştu. Hiç kimseye haber vermeden ortadan aniden yok olmuştu. Yorgundum. Yorgun bedenim kendimi taşımaktan aciz hâle gelmişti. Kaç saatttir arıyordum onu? Kaç saattir? Kaç dakikadır? Nefes alamamak bu olsa gerekti. İnsanın saatlerce koşması ardından ciğerlerinin cayır cayır yanması bu olsa gerekti.
Telefonumun titremesiyle birlikte kafamı kaldırdım ve telefonun ekranını açtım. Gelen mesaj Berkant'dandı. Berkant, Esen'in bir buçuk yıldır beraber olduğu erkek arkadaşıydı. En başta bu ilişkiye sıcak bakmamış olsam da, Berkant'ın ne kadar iyi birisi olduğunu, kardeşimi gerçekten sevdiğini ve onu üzmeyeceğini onun gözlerinden, Esen'e bakışlarından görmüştüm. Derslerinde başarılı biriydi, terbiyeliydi ve bu güne kadar ondan yana bir saygısızlık görmemiştim. Esen'e çok korumacı davranırdı. Bu davranış Esen'in pek hoşuna gitmese de, beni mutlu ediyordu. En azından gözüm arkada kalmıyordu. Yirmi yaşındaydı ve Mimarlık Fakültesi'ne gidiyordu. Evet Esen'den büyüktü ama ondan daha olgun olduğu için birçok konuda onun ergen tavırlarını bastırıyordu. Şimdi köşe bucak Esen'i arıyorduk. Aniden çekip gitmesine anlam veremiyorduk. Ne olmuştu? Berkant'a bile söyleyemeyecek kadar ne olmuştu? Berkant'dan hiçbir şey saklamazdı. Berkant'ın ağzını çok aradım, eğer birşey biliyorsa benden saklamaması gerektiğini çünkü bu meselenin ciddi bir mesele olduğunu söyledim. Ama o da birşey bilmediğini söyledi. Esen'in iki tane görüştüğü arkadaşı vardı. Çok çevresi yoktu benim gibi. Asya ve Sıla görüştüğü arkadaşlarıydı. Ikisini de aradık hatta yalan soylememeleri konusunda onları tehdit bile ettim fakat onlar da birşey bilmediklerini ve eğer bir haber alırsak aramamızı söylediler.

Berkant'tan gelen bir mesaj vardı. Acaba bulunmuş muydu? Heyecanla mesajı okumaya başladım. "Onu ilk defa bu kadar özledim Ahsen. Boğazıma taş koymuşlar da eziliyor gibi geliyor. Ahsen ben nefes alamıyorum. Onu çok özledim. Ben bittim."
Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Eğer. ağlarsam, bu ıssız sokak da benimle birlikte ağlardı. Berkant bitmişti. Peki ya ben? Bana ne olmuştu? Ben yaşıyor muydum? Ya da yaşar bir ölüden farkım var mıydı?

Berkant'a bir mesaj yazdım.
"Bitmek yok. Anladın mı? Pes etmek yok! Neredesin sen?"
Anında telefon titredi.
"Bilmiyorum. Şuan nerede olduğumu bilmiyorum. Sadece karşımda bir park var. Etraf sokak lambalarıyla dolu. Ama benim içimdeki tüm ışıklar söndü. Bak ben kendimden umudu kestim. Oturdum bir banka. Kalkacak gücü kendimde bulamıyorum. Sana güveniyorum Ahsen. Bul onu. Lütfen..."
Bu cümleleri okudukça gözlerime baskı uygulayan göz yaşlarım, daha fazla yerlerinde duramayarak, bir bir yanaklarımdan süzüldüler. Annem evde küçük kardeşim Ali ile birlikte bizden haber bekliyordu. Tansiyonu vardı ve evden çıkmasını istemiyorduk. Babam ise evde bekleyemeyeceği için karakolda bekliyordu. Daha fazla dayanamadım ve tüm cesaretimi toplayıp Esen'i aramak için ayağa kalktım. Daha on sekiz yaşındaydı ve başına her şey gelebilirdi. Korkuyordum, onun için endiseleniyordum. Onun bu zamana kadar her anında yanında olmuştum ve onun her acısına, her üzüntüsüne, her sevincine bir bir şahit olmuştum. Üzülünce ilk bana gelirdi. Küçükken bir arkadaşıyla kavga edince soluğu benim yanımda alırdı. Gece korksa ilk benim yanıma gelirdi. O bana kardeşten çok, herşeyim olmuştu. Ama şimdi, şimdi çok başkaydı. Bu zamana kadar her derdi olduğu zaman yanıma gelen biricik kardeşim, bu defa benden bile kaçmayı, uzaklaşmayı tercih etmişti. En çokta bu üzmüştü beni. Ilk defa ben her seyimin benden kaçtığına şahit olmuştum. işte beni yıkan da bu olmuştu. Dün sabah evden ruhsuz bir şekilde ayrılmıştı. Ben ona ne olduğunu dahi soramamıştım. Canım yanıyordu. Belki bana ihtiyacı ama ben onu bu defa görememiştim. Ilk defa kardeşimi fark edememiştim. Yirmi iki yaşındaydım ve üniversiteden mezun olmak üzereydim. Derslerin ağırlığı altında ben çevremi silmişim meğer. Canımdan bir parçayı görememişim. Daha fazla kendimi suçlarsam aklımı yitireceğimden, sokak sokak yeniden aramaya koyuldum. Elimi saçlarıma daldırmış bir şekilde aramaya devam ediyordum. Ilerideki sokak tabelasına gözüm takıldı. ''Menekşe Sokak''. Bu sokak ismi bana tanıdık geliyordu ama nereden olduğunu bir türlü çıkaramıştım.

VİRANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin