Doktor

19 5 0
                                    

Gözümü açarken beraber geri kapandı. Bu perdeleri kim açtı acaba? Kendimi vampir gibi hissettim.

Yataktan ayaklarımı sarkıtıp etrafa baktım. Fatih görünürde yoktu. Bu benim de işime geldiği için banyoya gidip elimi yüzümü yıkayıp saçımı yukardan sıkıca topladım.

Salona geçtiğimde Fatih uyuyordu. Neden yanımda uyumadı ki? Mutfağa geçip kahvaltı için bir şey var mı diye baktım ama dolap boştu.

Odadan hırkamı alıp evin yakınındaki -en az 1km- markete gittim. E tabii biraz yoruldum ama hem yürüyüş oldu hemde bişiler almış oldum.

Evin önüne gelince anahtar almadığımı fark edip kapıyı tıkladım. Içeriden koşma sesleri gelince kaşlarım ister istemez çatıldı. Kapı açıldığı an Fatih bana öyle bi sarıldı ki kemiklerim kırıldı sandım. Hayır yani sadece iki saat görmedin bu ne özlem.

"Fatih tamam." Dedim ama bırakmadı. Elimdekileri Fatihin izin verdiği kadar yere bıraktım. Bi kaç dakika daha böyle kaldık ama Fatih bırakacak gibi değildi. Elimle hafifçe itip yüzüne baktım.

"Sen. Iyi misin?" Dedim ama buna ben bile inanmam. Çok kötü görünüyordu.

"Nerdeydin?" Biraz önce kemiklerimi kıracak gibi sarılan o değilmiş gibi soğuk bi sesle sormuştu bunu.

Poşetleri gösterip "Markette" dedim. Yüzü rahatlamış gibi oldu. "Senin neyin var?" diyebildim.

"Ben... sen gittin sandım. Aradım açmadın dün akşam da..."diyip sustu. "Dün akşam da benden bi anda uzaklaşınca korktum" diyip tekrar sarıldı.

Bana mesaj atandan bi kez daha nefret ettim. Hayır yani madem beni o kadar iyi tanıyorsun çık karşıma dimi. Gerçi sırtımdaki bene kadar bilen biriyle karşılaşmak ister miydim bilemicem.

"Hadi girelim. Seni önümüzdeki yıllar boyunca bırakmak gibi bi düşüncem yok. Ama senin varsa" diyip sustum.

"Saçmalama tabii ki yok"dedi şakadan kızarak.

Içeri geçip kahvaltımızı yaptık. Bir hafta sonra okullar açılacaktı ve benim alışveriş yapmam gerekiyordu.

"Mavişim alışverişe çıkalım mı birlikte? " diye sordum tatlı tatlı.

"Ne için" dedi gözünü televizyon ekranından çekmeden.

"Okul için" dedim ama hala televizyon izliyor yahu. Kalkıp televizyonu kapattım sonra geri yerime oturdum. Uslu kızlar gibi.

"Tamam güzelim çıkarız da erken değil mi daha?"

"Ya şimdi forma falan da almam gerek biraz daha beklersem mağazalar kalabalık oluyo. Şimdi rahat rahat alırız diye düşündüm"

"Tamam o zaman hazırlan çıkalım" dedi.

Odaya geçip üzerimi giyinip saçlarımı düzeltip aşağı indim. Hala maç bakıyordu.

"Hazırım" dedim neşeli bi halde. Fatihte arabanın anahtarını alınca çıktık.

Mağaza çok fazla kalabalık değildi. Hemen okul forması satanın birine girdim. Gömlek ve etek almam gerekiyordu. Görevli bedenime göre gömlek ve eteği verince kabine girip denedim.

Normal okullarda kısa giyersen direk uyarı yapılır ama bizim okulun kurallarından birisi de asla uzun etek giymememiz yönünde.

Eteğin beli tam olmuştu ama uzunluğu diz kapağımdaydı. Görevli ölçüsünü alıp terziye gönderdi.

"Neden bu kadar kısa giymenizi istiyorlar hala anlamış değilim" diye söyleniyordu Fatih de.

Bizde kafeye geçip birşeyler içmeye karar verdik. O sıra bizimkiler de kafeye girdi. Hep beraber büyük bi masanın etrafına oturduk.

Senden SonraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin