Ölsek De Yan Yanayız

29 6 0
                                    

Kapıda içeri girmek için bekleyen bir adet damat ve bir adet içeri girdirmemeye çalışan bir adet Burcu var. Ben de son hazırlıklarımı yapıp çıkacaktım ama kavgalarını dinlemek daha cazip geldi.

"Ulan gelin benim gelinim nasıl giremem? Zaten görmeyecek miyim?" Diye bağırdı Fatih.

"Ya düğünden önce damat gelini göremez uğursuzluk getirir" diye Burcu da bağırdı.

"Hadi bak baldız. Hadi benim biricik kız kardeşim. Aç şu kapıyı." Diye suyuna gitmeye başladığında gülmeye başladım.

"Olmaaaz" diye diklendi Burcu da.

"Çekil bakayım kenara zor kullanmak zorunda bırakma beni" diye bi polis edasıyla konuştu Fatih.

"Ama-" derken kapı açılıp geri kapandı. Ve kilit sesi. Veeee Burcunun bağırma sesleri.

Fatih "Oh be sonunda girdim" derken yüzümü ona dönünce şok oldu kaldı.

"Çakırım" dediğinde kıkırdayıp "Mavişim" dedim.

Yanıma gelip ellerimden tuttu.

"Sen" dedi ve durdu. Ama yüzünde mutluluktan eser yoktu. Kesin kötü oldum. Halbuki kokoş Ayçaya dedim makyajı bu kadar abartmayalım diye.

"Ben" dedim umutsuzca.

"Bugüne kadar gördüğüm en mükemmel en güzel enlerin de eninde bir gelinsin" diyip kucağına alıp gelinlikle döndürmeye başladı.

Kahkahalarımın arasında "Dur artık bak düşüp bir taraflarımızı kırcaz" derken daha da hızlanıp bir anda durdu. Dengesiz yaa.

Seni seviyorum Çakırım" dediğinde "Ben de seni Mavişim"dedim.

Yavaşça yaklaşıp dudağımdan öpeceği sırada kapı açıldı ve ardından Burcunun kulaklara zarar sesi duyuldu.

"Bak bak bir de öpüyor. Çık dışarı hemen Fatih" derken bir yandan da itekliyordu. Ben de gülmeye başlayınca Fatih pes edip Burcuyu zorlamadan çıkıp kapıyı kapattı. Sonra kapıyı açıp öpücük attı. Burcu tekrardan "Fatihhh" diye bağrınca baya anıra anıra güldüm.

"Hadi artık sende gülme makyajın akacak. Kalk hadi." Baktı ben hala oturuyorum "hadisene kızım gören de ben evleniyorum sanacak" dedi.

"Doğru ya. Siz neden evlenmiyorsunuz artık? "

"Ege bey evlenme teklifi etme zahmetinde bulunsa evleneceğiz de yok. Bak 25 yaşına geldik hala teklif almadım." Diyip suratını astı. O üzülünce benim de suratım düştü.

"Ay hadi kalk. Bugün benim düğünüm. Hem seninki de bu yaz olsaydı düğünler hemen bitmiş olurdu." Dediğimde başını sallayarak onayladı beni.

Ayağa kalkarken "offf yaa nasıl unuturum" diye bağırdı. Bu da iyice alıştı haa.

" Gene neyi unuttun?" Dediğimde gözlerini devirdi.

"Ayakkabının altına isimlerimizi yazmadık. Hadi çıkar hemen yazalım" dediğinde geri oturup ayakkabımı çıkardım.

Ilk başa kendi ismini nerdeyse görünmeyecek şekilde yazdıktan sonra Fulya ve Ayça'nın ismini de yazdı.

"Artık gidebiliriz" diyip ayakkabımı giydirdi.

Kapıyı açıp çıktığımda Fatih beni bekliyordu. Beni tekrar baştan aşağı süzüp Burcuya dil çıkardı. Gülerek koluna girdiğimde merdivenlerin başına kadar hiç konuşmadık.

Merdivenin orda bizi görünce şarkı -gelin ve damat girerken çalan şeyin adını bilmiyorum da- çalmaya başladı. Fatihe baktığımda heyecandan eser yoktu ama ben tir tir titriyordum. Yavaş yavaş indik.

Senden SonraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin