ACI; bu kelime sadece tek hecelidir.Yükü ise çok ağırdır.Buna dayanan insan da vardır dayanamayam da.Ben sanırım dayananlardanım.İnsan hep birileri tarafından sevilmek ister.Bende isterdim.Birilerinin beni gerçekten sevmesini isterdim.Benimle sadece çıkarları için değilde beni sadece gerçekten seven dostlarımın ve ailemin olmasını isterdim.Evet bir ailem var ama yok.Sevgi de yok sadece çıkar.Ben alışmıştım bu duruma önceleri acı verirdi.Ama insan acıya zamanla alışıyo ve bu ona sadece zevk veriyo.Hani bi laf vardır ya tecavüze uğruyorsan ve kurtulamıyorsan eğer zevk almaya bakacaksın işte bu söz tam bana göreydi.Bende acıdan kurtulmak istedim çabaladım.Ama olmadı ve bende zevk almaya baktım.Artık acı beni etkilemiyordu.Aksine sadece zevk veriyordu.Şuan oturmuş sahte olan hayatımı düşünüyordum ben daha küçükken acının ne olduğunu öğrenmiştim.Sevgi nedir mutluluk nedir bilmezdim.Kapım tıklatılınca o tarafa doğru baktım.
"Asel hanım Irmak Hanım ve Cem Bey sizi yemeğe bekliyorlar"
"Tamam geliyorum" dedim ve yatağımdan kalktım.Merdivemlerden aşağıya inip hemen yerime geçtim.Yine sessiz geçen bir yemeğin ardından tekrardan odamdaydım.Çalışma masamın başına oturdum ve biraz ders çalıştım.Lise 3 deydim.Okulin bitmesine sadece 3 ay kalmıştı ve sınavlar yaklaşıyordu.Biraz ders çalıştıktan sonra yatağımın içine girdim ve en sevdiğim romanımı alıp okumaya başladım.
"Onunla görüşmeyeceksin Jack"
dedi.Aiden"Başka yasaklar da var mı anne? "dedi alaycı bir tavırla.
"Bildiğini okuyacaksın"
"Bildiğim bir şey varsa ,o da hiçbir şey bilmediğimdendir Noah "dedi.Aiden bir sigara yaktı ve oradan uzaklaşmaya başladı.
Aslında Jack'in söylediği söz doğruydu.Bildiğim bir şey varsa ,o da hiçbir şey bilmediğimdendir. Sokrates'in lafını söylemişti.Romanı kaldığım yerde bırakarak uyumaya başladım.
♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠
Sabah alarmı sesiyle uyanmıştım.Hemen kalktım ve banyoya gittim.İşlerimi hallettikten sonra forma giydim.Şortlu bir etekti.Krem renkti ve dizimin birazcık üstündeydi.Üstüne de beyaz bir tişört hazırlandıktan sonra sporlarımı giyip çantamı alıp çıktım.Kahvaltıya oturmadım ve otobüsü kaçırmamak için hemen evden çıktım.Evden çıkarken annem bana sinirle bakıyordu.Bana kızıyordu.Zaten her zaman kızardı.Özel okula otobüsle gidilir mi sen bizi rezil mi ediceksin cemiyete vesaire vesaire.Anneme baktım ve otobüs durağına doğru yürümeye başladım.Otobüs durağına geldiğim zaman otobüs gelmişti.Hemen bindim ve en arkaya oturdum.Kulaklığımı telefonuma takıp Sagopa Kajmer'in Bilmiyorum şarkısını açtım ve dinlemeye başladım.Şarkı bittiğinde okula gelmiştim.Otobüs'den inip okula doğru yürümeye başladım.Okulun içine girdiğimde herkes otopark tarafına bakıyordu.Yeni biri gelmişti heralde.Kimseye gözükmeden sınıfa girdim ve en arka sıranın bi önünde ki sıranın cam kenarına oturdum.Ben hep tek otururdum.Zaten kimse yanıma gelip oturmazdı.Kafamı sıraya koydum ve sınıfın dolması bekledim.Hocanın sesini duyduğumda kafamı kaldırdım. Ders Edebiyattı.Herkes oturduğu zaman hoca hemen derse başladı bende dersi dikkatle dinlemeye başladım.Dersin yarısında müdür sınıfa yanında bir çocukla girdi.
"Merhaba çocuklar fazla uzatmayacağım.Bu yeni arkadaşınız Ares bu dönem bizimle Ares Asel in yanına geçebilirsin "dedi.Bişey demedim.Ne diyebilirdim ki Ares yanıma geldi ve sıraya oturdu.Sonra müdür çıktı ve ders devam etmeye başladı.Zil çaldığında hemen sıradan kalktım.Çünkü bizim sınıfın sürtükleri hemen buraya damlarlardı.Ares e doğru dönerek
"Çekilir misin?"dedim.İlk önce bana baktı sonra dudaklarıma
"Senin adın ney?"dedi.
"Asel şimdi lütfen çekilir misin?"dedim.Ares yana kaydı ve bende hemen sıradan çıktım.Kantine indim ve bir tost ve bir çay alıp masalarında birine oturdum.Tostumu bitirdikten sonra yanıma Sena'nın geldiğini gördüm.
"Naber Aselcim"dedi yapmacık bir şekilde.
"İyi Sena sen?"
"Bend öyle işte sana birşey diyecektim de "
"Evet"dedim.Bu kız yine bir şey isteyecekti ve ben yine onu yapacaktım.
"Şey bu ders ben otursam Ares'in yanına "
"Tamam otur "
"Çok teşekkürler "
"Bir şey değil"dedim ve masadan kalkarak sınıfa gittim.Çantamı aldım ve en arka sıraya oturdum.Zil çaldığında herkes yerine oturmuştu. Ama Ares ders boyunca bu tarafa doğru dönmüştü ve sinirli gibiydi.Anlamamıştım.
♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠♠
Son derste bittikten sonra okuldan çıktım.Eve gitmek istemiyordum.
Ne yapabilirim diye düşünmeye başladım.Sanırım yerime gidecektim.Hemen bir taksiye bindim ve bira satan yerden 5 tane bira aldım.Sonra tekrar taksiye bindim ve benim yerime gitmeye başladık.
Geldiğim de içimi bir huzur kapladı.Hemen taksiden indim ve uçurumun ucuna geldim.Ayaklarımı aşağıdan sarkıtarak oturdum ve bira şişelerini açtım ve içmeye başladım.İlk defa bira içiyordum.Bazen kafama ne eserse onu yapıyordum.Biranın yarısına gelmeden sarhoş olmuştum zaten.Ama durmadım ve 2 tane daha içtim.Kör kütük sarhoş olmuştum.İlk önce kahkaha attım.Sonra uçuruma doğru bağırmaya başladım."Ben neden böyleyim neden ben. Ben sevilmeyi hak etmiyor muyum"dedim.Söyleyecek şeylerim bu kadardı.Sonra yere çöktüm ve hıçkırarak ağlamaya başladım.Sessizce değil sesli ağladım.Kafamı kaldırdığımda hava kararmadan yaklaşmıştı.Bir bira daha açtım ve içmeye başladım.Sonra kafamı gökyüzüne kaldırdım ve gözlerimi kapattım.Sadece sesleri dinledim.Ne kadar öyle kaldım bilmiyorum.Gözlerimi açtığımda hava karamıştı.Sonra uçuruma baktım.Artık ölmeliydim.Ayağa kalktım.Son kez beni hiç sevmeyen insanların olduğu şehre baktım.Kollarımı açtım ve artık huzura kavuşacaktım.Kendimi boşluğa bırakmıştım.Ama düşmüyordum.Çünkü belimi tutan eller vardı ve şunları söyledi.
"Ben daha senin dudaklarının tadına bakmamışken nereye gidiyorsun Asel" Bu ses o neden buradaydı ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUDAKLARIN ESARETİ
RandomHer insan sevilir değil mi?Herkes bunu böyle bilir herkes kendini elbet beni seven biri vardır diye düşünür ve avutur.Ama Asel öyle değildi.Onu kimse sevmezdi.O da bu duruma alışmıştı.Artık acı çekmeyi seven biriydi o.Herkes Asel i sadece çıkarları...