Yeni Başlangıç

245 53 12
                                    

Toprak kokusunu içime çekerken gözyaşlarım damla damla toprağına düşüyordu. Sen yokken hiç dinmemişti gözyaşlarım. Şimdi senin toprağının üstünde küçük bir gölcük oluşmuştu. Sende benimle ağlıyordun. Kardeşim özlem can acıtır mıydı? Kardeşim böyle olmak zorunda mıydı?

"Özledim" dedim toprağını okşarken. "çok özledim." Gülümsedin. Sadece benim görebildiğim gözlerinden bir damla yaş süzüldü. Biliyordum; seni görmemin tek sebebi beynimin bana oynadığı bir oyundu. O kadar gerçek bir oyundu ki gözlerinden düşen yaşlara inandım. Sen hayal değildin. Sen benim kardeşimdin. Sen ablasının bir tanesiydin. Karşımda duruyordun. O kadar gerçektin ki yanağıma dokunan ellerini hissettim.

"ablacığım" dedin özlem dolu bir sesle.

"efendim" parmaklarım boncuk boncuk dökülen su damlarının üstüne gitti. Hissettim kardeşim. gerçekten hissettim. Parmaklarımdaki ıslaklık gerçekti. Hayal görmüyordum. Bu beynimin bana oynadığı bir oyun değildi. O, sendin. Ablana gelmiştin. Senden korkmam gerekirdi ama korkmuyordum. Sarıldım sana. Bir daha hiç bırakmak istemiyordum seni. Bir daha gitmeni beni yalnız bırakmanı istemiyordum. Sanki kollarımı senden ayırırsam bırakıp gidecekmişsin gibiydi.

"Ben senden gidemem ki abla" dedin. Tam gitmeyeceğini bildiğimi söylemek için ağzımı açtığımda sen söze girdin "korktum abla gerçekten çok korktum." Korkmuş muydun? Korkmamalıydın. Orası huzurlu bir yer değil miydi? "Gelmeyeceksin diye çok korktum."

"Geç kaldığım için özür dilerim. Daha erken gelmeliydim sana" parmaklarını dudaklarıma götürdün ve beni susturdun. Acımı anlıyordun. Seni özlediğimi biliyordun. Benim küçük, minik, savunmasız kardeşim büyümüş olgun bir erkek olmuştu.

"Hayır abla geç gelmedin." Gülümsedin. O kadar güzel gülümsedin ki bana sol yanağında minik bir gamze göründü. Oysa senin gamzen yoktu ki. "Melekler öptü" dedin. Sanki ne düşündüğümü duymuş gibiydin.

"Çok güzel"

Kısa bir kahkaha attın. "orası gerçekten güzel" dedin.

"Gelebilir miyim?" Gelmek istiyordum kardeşim senin olduğun her yere gelirdim ben. Ölmek sorun değildi kardeşim. birkaç saat önceki kararım değişmişti ama konu sen olunca hiçbir şey düşüncelerimi değiştiremezdi. Ben. Ben sadece sana gelmeyi biraz ertelemiştim.

"Evet. Gelebilirsin" saçlarımı okşadı ellerin. "ama şimdi değil. Daha vaktin var."

"Seninde vaktin vardı." sesim yüksek ve öfkeli çıktı. Lanet olası caniler yüzünden erkenden gittin benden.

Huzur dolu gülümsemen kalbimin derinlerine işlerken "Hayal kurduğun geleceği yaşamalısın"

Benim hayal kuruduğum gelecekte sen vardın. Sen büyüyecek başarılı bir iş adamı olacaktın. Her başarılı bir erkeğin arkadasın da akıllı bir kadın var derler ya. Ben senin arkadan ki akıllı kadın olacaktım. Sonra ikimizde evlenecektik. Yeğenlerimiz olacaktı. Sen asla amca olmayacak ben asla teyze olmayacaktım. Geleceğimi bunlar üzerine kurmuştum ben. "Sensiz bir gelecek hayal etmedim ki" sesim hüzün doluydu.

"Canım ablam" dedin kollarını boynuma dolarken. Boyun benden uzundu.

"canım kardeşim" dedim sarılmana karşılık verirken. Biz hiç birbirimize Yelda veya Yekta diye seslenmemişti. Birbirimize hitap ederken abla veya kardeşim diyorduk.

"Seni çok özledim"

"Bende seni çok özledim" dedim gözlerimden yaşlar tekrar süzüldü. Ölmemiştin değil mi? İnanmıyordum öldüğüne. İnanmak istemiyordum.

Elveda KardeşimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin