Sonunda okul bitmişti. Eve gider gitmez şu önlüklerden kurtuldum. Altıma kısa bir şort siyah üstüme ise uzun salaş bir gömlek giydim. Böyle daha rahat edebiliyordum:D kendime coco pops hazırladım. Jessica unni daha gelmemişti. Saat 15:00 olmuştu. Daha fazla dayanamayıp whatsapptan mesaj attım.
Ben: unni nerdesin? Okuldan çıktım sen yoksun. Hani beni almaya gelicektin.
Jessica: üzgünüm tatlım trafik daha yeni açılmaya başladı 5 dakikaya ordayım.
Ben: tamam bekliyorum
Telefonu kapattım. Televizyonu açtım OMG! weekly idol O.o hayrett bu saatte başlamazdı. Biraz sesini açıp izlemeye başladım. Coco pops'um bitmişti. Mutfağa bırakmak için kalktığımda zil çaldı. Jessica unnidir diğe aceleyle tabağı tezgaha bırakıp kapıyı açtım karşımda çiçekçi vardı. Elindede büyük bir çiçek. Ben şaşkınca ona bakarken " *******" sizmisiniz diye sordu.
Ben: evet benim, buyrun?
Çiçekçi: bu size hanımefendi. Lütfen şurayı imzalarmısınız?
Dedi. Ben hala şaşkındım. Neydi bu çiçek? Dayanamayıp sordum
Ben: buda neyin nesi? Kim göndermiş?
Çiçekçi: üzgünüm isim vermek istemedi.
Dedi. İmzaladıktan sonra çiçeği bana verdi ve iyi günler deyip gitti. Kapıyı kapattıktan sonra hemen içeriye koşup çiçeği incelemeye başladım. Çok büyük bir çiçekti, rengarenk , neredeyse tüm çiçekler vardı. Çiçeği incelerken papatyaların arasında bir mektup buldum ve açıp okumaya başladım.
Mektup;
Merhaba *****! Eminim çiçekçi çocuğa benim kim olduğumu sordun. Benim hakkımda şuan tek bilmen gereken şey seni çok sevdiğim. Zaten kim olduğumu yakında öğreneceksin. Sana bunu yolluyorum çünkü seni sevdiğimi bir türlü itiraf edemiyorum. Karşına çıkmaya cesaret edemiyorum çünkü o güzelliğinden, parlak içi gülen yanaklarından, kırmızı ince dudaklarından konuşucağımı sanmıyorum. Sen beni yaptığın her şeyinle büyülüyorsun. İnan bana,bunları yüzüne söylemem o kadar zor ki. Ama seni gülerken görmek en zorunu aşmama yardımcı oluyor. En kötüsüde ne biliyormusun? Hergün seni izlerken söyleyememek, sana sarılamamak o kadar acıtıyor ki beni. Ama bir kez güldüğünde tüm acımı dindirmeye yetiyor. Sanki bir kez daha hiç acıtmicakmış gibi. Sakın yanlış anlama seni sevmekten bir şikayetim yok. Her nekadar canımı acıtsada harika hissetmemi sağlıyor. Neyse çok uzattım galiba. Bu cümleleri her okuduğunda üzülmeni istemem beni daha da öldürür bu. Beni sorucak olursan.... Ben sensiz yaşayamayan, sensiz nefes alamayan gizli bir aşık. Seni seviyorum.
OMG! Bu bir aşk mektubu. Acaba kimden. Ağağa çok merak ettim... Nyse daha fazla beklemeden hemen güzel bir vazo buldum, içine su doldurdum ve masanın üstüne koydum. Cidden çok güzel görünüyolardı. Tam yerime oturacakken kapı çaldı. Bu sefer jessica'nın gelmesini umut ederek kapıyı açtım. Evett jessicaydı, elinde poşetlerle gelmişti. Dayanamayıp sordum;
Ben: bunlar ne unni?
Jessica: sanada meraba *****! Hadi yardım et ellerim koptu taşımaktan 7 merdiven cıktım tamı tamına 7 tane!!!
Ben: neden asansore binmedin?
Jessica: bozulmuş
Ben: yhaa yinemi, neden bozulmuş?
Jessica: bilmiyorum
Ben: şimdi 1 hafta boyunca tamir edilmez.
Jessica: yöneticiyi aradım. Bir an önce yapıcağını söyledi.
"hmm" diyerek başımla onayladım. Sonra jessica poşetleri tezgahın üstüne bırakıp direk içeri geçti ve benim yerime yattı. EN NEFRET ETTİĞİM!!
Ben: yaa unni git diğer koltuğa yatt. Benim yerim burası!!
Jessica: 10 dk yaa cok yoruldum ablasının gülü sadece 10 dk.
Ben: olmaz!! İzin vermiyorum. Kalk hadi
Derken elime gelen ilk yastıkla kafasına bir tane patlattım. O da hemen karsılık verdi. Birkaç süre yastık savaşı yaptıktan sonra kalkıp diğer yere geçti. Tabi kazanmanın verdiği mutlulukla direk geçip yerime oturdum.
Ben: Unni yoruldum diyodun ama maşallah her tarafımı kırdın
Dedim o ise karşımda sırıtıyordu. 1 kaç dakika sonra gözlerini pörtletip masanın üzerindeki çiçeğe baktı
Jessica: Omg!! Ne güzel bir çiçek. Bana mı geldi?
Ben: üzgünüm tatlım, o çiçekler bana
Jessica: "Ne SANAMI!? haksızlık buu. Bence yanlış gönderilmiş"
dedi ve kalkıp çiçeğin yanına gitti. Biraz inceledikten sonra masanın üstündeki notu gördü
Jessica: Buda ne?
Ben: not
Jessica hemen kağıdı açıp okumaya başladı. 3dk sonra şaşkın bir yüz ifadesiyle
Jessica: OMG!! Bu cidden sanaymış. Kim bu?? Neden isim yazmamış?
Ben: bilmiyorum, gizli hayranım galiba
Deyip özgüvenli bir şekilde kalkıp elinden notu aldım
Ben: biliyorsun unni, güzel kızım hayranlarım benimle olmak istiyor
*Kafama birtane patlattıktan sonra konuşmaya başladı*
Jessica: aman güzelmiş. Ben senden daha güzelim bikere.
Dedi bende itiraz edince yine kavga başladı. En sonunda uzatmamak için "tamam be tamam sen güzelsin" deyip sustum. Ve ardından bir tekme. Morarmıs bir bacak, ağlayan bir kız = Ben... Tabikide jessica'ya kızıyordum. O ise hiç aldırış etmiyordu, içeri geçti ve tam karşısına oturdum.
Sen: Unni sana birşey söylicem uzun zamandır söyleyemiyorum. İşlerin yüzünden doğru dürüst oturup konuşamıyoruz. Bi-
Jessica: Ne var söyle.
Sen: Unni sınıfımıza yeni bir çocuk geldi. Çok tatlı, yakışıklı bir çocuk. Bangtan boys adında bir grupları varmış, ismi*******
Merhaba çingularım uzuun bir zaman oldu biliyorum ama ben sizi unutmadım bu bölüm özle bir bölüm 2 part yakında gelicek hazırda biraz heycanlandırıyım sizi ismini vermiyoruum sizce bu kişi kiimm!?? Tahmin ediin;) sizi seviyorum ilknur_calisir27 ♡♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[BTS İle Hayal Et]
RandomGerçek olmak dileğiyle... *********** Tek bölümlük hikayelerr *********** Bangtan Boys ile ilgili kısa hikayeler:D ♡ ************