Sen: Unni sınıfımıza yeni bir çocuk geldi. Çok tatlı, yakışıklı bir çocuk. Bangtan boys adında bir grupları varmış, ismi jungkook. Okulumuza 3 hafta önce geldi ve sınıfta birkaç kızın yanı boş olmasına rağmen gelio en arka sıraya benim yanıma oturdu.
Ben bunları heycanla anlatıyordum. Jessica, elinde telefonuyla birisiyle mesajlaşıyordu galiba "yani?" Diyerek cevap verdi.
Ben: "Yani onu seviyorum galiba" der demez jessica bana baktı. Ama o beni seviyormu bilmiyorum. Dedim. Jessica yanıma sırıtarak ve bir yandan da bağırarak geldi.
Jessica: Oooo benim kardeşim aşık mı olmuuşş?? Diyor bana sarılıp duruyordu. Bense sadece gülüyordum.
JUNGKOOK AĞZINDAN
Bütün üyeleri topladım. Off çok gürültülü herkes bi ağızdan konuşuyor. Daha fazla dayanamayıp konuştum.
Jungkook: Ahh kahretsin. Kapayın artık şu çenenizi. Diye bağırdığımda herkes susup bana döndü. Hiç bozuntuya vermeden ciddi bir şekilde konuşmama devam ettim.
Jungkook: Evet, sizi buraya önemli birşey konuşmak için çağırdım. Şimdi kapayın çenenizi de beni dinleyin. Yeni transfer olduğum okulda bir kız var. İsmi ******. Aynı sınıftayız ve sıra arkadaşım. Kız gerçekten çok tatlı ve sevimli birisi. Sınıfa ilk girdiğimde gözüm ondan başkasını görmedi, daha okula geleli 3 hafta olmasına rağmen. İlk günler gelip geçicidir diye pek fazla önem vermedim. Ama sonra cidden onsuz yapamayacağımı anladım. Artık platonik aşk yaşamaktanda sıkıldığım için ona bir çiçek alıp mektup yazıp yolladım. Tabi ismimi vermedim. Yarın sabah müdüre gidip konuşucam. Basketboll sahasını mum ve güllerle süslicem sonra onu çağırıp aşkımı ilan edicem.
Dedim. Herkes garip garip bana bakiyorlardı. Ilk bi 5 dakika kimse bişey demedi, sinirlenmiştim.
Jungkook: Heyy! Yaşam belirtisi verin.
Suga: 1 dk sen ******'a çiçek mi yolladın?
Jungkook: Evet.
J-hope: Sen ona mektup mu yazdın?
Jungkook: Evet.
V: O mektupta aşkını ilan mı ettin?
Jungkook: Evet.
Jin: Şimdi sen ona bi süpriz mi yapmayı düşünüyorsun?
Jungkook: Evet.
Jimin: Ve bizden yardım mi istiyorsun?
Jungkook: Evet.
Rap monster: Sen o kızı gerçekten seviyormusun?
Jungkook:Evet.
Ve yine derin bir sessizlik. Birkaç dakika sonra hepsi gelip bana sarıldı ve hep bir ağızdan "Ooo, bizim maeknemiz aşık olmuş" gibi sözler söylediler. Hiçbirşey söylemedim. Sadece güldüm.
~~~ Sen~~~~~
Sabahın köründe lanet alarmın sesiyle uyandım. Hemen sıcak bir duşa girdim. Çıkar çıkmaz saçımı kuruladım. Saat tam 8. Yarım saatim var daha deyip rahatçana okul kıyafetlerimi giyip saçımı hafif dalga yaptım ve çok az bir makyaj yaptıktan sonra aşağı indim. Jessica unni gittmiş heralde deyip telefonumu şarja taktım, televizyondan number 1'i açtım. Şansıma GOT7" İf you do" şarkısı çalıyordu. Sesini biraz açıp söylemeye başladım aynı zamanda kendime sandwich yaptım, taze sıkılmış portakal suyumuda alıp televizyonun karşısına oturdum. Tabağımı masaya koyduğumda masada bir not vardı. Notta" Aşkım benim şirkete gitmem lazım, üzgünüm kahvaltı hazırlayamadım sen birşeyler yaparsın artık, seni çook seviyorum." Yazıyordu. Notu buruşturup masaya attım, saat 08:15. Daha 15 dakikam vardı. Sonunda sadwichimi bitirdim, mutafağa gidip tezgahın üstüne bıraktım. Aklıma birden jungkook geldi. Acaba şuan ne yapıyordu? Artık nasıl düsüncelere dalmışsam saat 08:30 olmuştu. Hemen saçıma bakıp çantamı ve telefonumu alıp çıktım.
~~~~~Jungkook ağzından~~~~~
Jungkook: "Müdürüm lütfen, sadece bir kere. Bu benim için çok önemli." Diye izin vermesi için yalvarıyordum. Artık dayanamayıp izin verdi.
Müdür: Jungkook, sen iyi bir çocuksun, bilirsin seni severim. Bu seferliğine izin veriyorum ama çok fazla abartma olur mu?
Jungkook: "Çok teşekkürler, merak etmeyin çok fazla bişey olmicak zaten" dedim ve selamlayıp odadan çıktım. Karşımda duran üyelere basketboll odasının anahtarını gösterip " benim tatlılığıma daha fazla fayanamayıp izin verdi" dedim. Hepsi sevinmişti. Hemen odaya inip aldığımız mumları ve çiçekleri yerleştirmeye başladık. Bir buçuk saat sonra herşey bitmişti. Herkes yere yatıp dinleniyordu, ben ise son dokunuşları yapıyordum. Planım tam olarak şuydu. Bizim çocuklar ******'ı acil birşey oldu deyip buraya yani basketboll sahasına getiriceklerdi. İçeri girdiğinde ise mumdan bir yol oluşacaktı, tam ortaya kadar sadece mumlardan bir yol. Tam ortada ise güllerle yapılmış büsbüyük bir kalp. ****** tam ortaya geldikten sonra ışık sadece bana vuracaktı, ben elimde güllerle ******'ın karşısına geçip aşkımı ilan edicektim ve aldığım kalp şeklindeki kolyeyi ona takacaktım. Ama içim biraz rahat değil. Ya o beni seğmiyorsa, ya benimle olmak istemezse. Off jungkook iyi düşün, öyle şeyler olmicak diye kendi kendimi teselli ediyordum. Sonra camdan dışarı baktığımda ******'ın arabayla geldiğini gördüm. Saat 08:40 olmuştu bile. Çok heycanlanmıştım, hemen bizim çocukları kaldırıp herşeyi tekrar anlattım.
~~~~~Sen~~~~
Arabamı park ettim ve indim. Okula doğru ilerledim. Çoktan gelen arkadaşlarım vardı. Onlarla birlikte sınıfa çıktım, çantamı bıraktım ve tekrar aşağı indim. Bir kaç dakika gezdikten sonra zil çaldı. Sınıfa çıktık. Tam girecekken şu jungkook'un grubundaki arkadaşları geldi. Birşeyler diyorlardı, ne dediklerini anlamadım. Jungkook dedikleri kesinde. Sonra zaten kolumdan tutup basketboll odasına götürdüler. Kapıyı açmalarıyla gitmeleri bir oldu. OMG! bunlar neydi böyle, mumlar vardı. Çok güzel, ama etraf karanlıktı. Ben mumların ortasından yavaşça yürüyerek kalbin tam ortasına geldim, sonra bir ışık çıktı. Jungkook geliyordu, elinde bir gül ve küçük bir kutuyla. Ne olduğunu anlamamışım. Jungkook tam önüme geldi ve konuşmaya başladı.
Jungkook" E-evet ******. Şuan şaşkın olabilirsin, heyecanlıda. İnan şuan ben senden daha heycanlıyım. Çok fazla uzatmicam. Dün sana bir çiçek geldimi diye sordu. Ben ise sadece başımı salladım, o güldü ve devam etti.
"-birde not olması gerekiyordu. Evet o çiçekleri ve notu ben yolladım"dedi. Benim ise gözlerim kocaman açıldı. Küçük çapta bir şaşkınlık yaşadım. Sonra devam etti. Sana en kısa zamanda karşına çıkacağımı söyledim. Daha fazla senden uzak kalamadım. ****** , sen benim hep kalbimdesin, hemde tam ortasında. Kazıdım seni bikere oraya, kolay kolay çıkamazsın. Prensesim seni seviyorum. Benim olurmusun? Sadece benim.
Ne diyeceğimi bilemedim. Resmen donup kaldım. Sonra nasıl oldu bilmiyorum ama evet dedim. Hemen gözleri parıldadı. Çok mutlu oldu. Hani küçük bir çocuğa şeker alırsın çok sevinir ya oda öyleydi. Kutusundan kolyeyi çıkardı ve boynuma taktı. İki tane birbirine bağlı kalp vardı. Cidden çok güzeldi. Kolyeyi taktıktan sonra kolumdan tutup kendisine döndürdü ve gülleri bana uzattı, bende aldım. Sonra sımsıkı sarıldı. Sarılır sarılmaz ışıklar açıldı. Gruptaki bütün üyeler alkışlıyordu, jessica unni de. Hepsi tebrikler diye bağırıyorlardı. Jungkook kulağıma eğilip seni seviyorum dedi, bende kulağına eğilip fısıltıyla bende seni seviyorum dedim. Sonra dayanamayıp güldük. O günde okulu ekip parti verdik. Bu gün enn mutlu günlerimdendii. Bundan sonraki her günüm mutlulukla bittii.Çingularııım öncelikle sizden yine çoook çoook özür dileriiim. Teog sınavı olduğumuz için hiçç giremedim. Ama telafi edicem sözz. Bu arada jungkook diye yazanlar bingoooo:) doğru cevappp. Umarımm bu bölümü çooook ama çoook beğenmişsinizdiiirrr. Siziii çoook ama çook ama çooooooook seviyorum. Kendinize iyi bakınnnn:)❤❤❤ Sevimli_Okuyucu3 Larissa4400 ilknur_calisir27 exokpopexo gizemli4797
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[BTS İle Hayal Et]
RandomGerçek olmak dileğiyle... *********** Tek bölümlük hikayelerr *********** Bangtan Boys ile ilgili kısa hikayeler:D ♡ ************