Hayatta hiç acı çekmemiştim.hatta en fazla üç kere ağlamışımdır.on yedi yaşındaydım ama hiç kimseyle çıkmamıştım.serttim ve bunu değiştiremezdim.sevimli bir kız olamazdım ve inanmıyordum.din ile alakam yoktu ve şu an tanrıya olan birazcık inancımda uçup gitmişti.Belkide tanrı hayatım boyunca çekmem gerekirken umursamadığım acıyı şimdi bana ceza olarak kullanıyordu? merdivenlerden yukarı koştum ve odama yöneldim.Lanet olsun! Kapının anahtarı yoktu.tüm eşyalarım eski odamla aynı şekilde dizayn edilmişti.odanın duvarları gül kurusu rengindeydi ve geniş bir balkonu vardı.yine kocaman camlar vardı ama aşağıdakilerine göre perdeler daha modern ve pudra pembesiydi.gözlerim piyanomu arıyordu.ah onu getirmemişlerdi.İki kişilik yatağın üzerine lise forması bırakılmıştı.bunu da eminim babam ayarlamıştı.beyaz gömlek,bordo kurdele,lacivert etek ve ceket.miğdem guruldadı ve akşam olduğunu farkettim.bu gün pazardı bu yüzden kıyafetleri dolabıma astım ve nereden yemek bulabilirim diye düşündüm.cidden ben nereden yemek bulucaktım? Her şeyi görmemezlikten gelecektim çünkü korkumu ancak bu şekilde yatıştırabilirdim.Daha demin ağlarken şimdi yemek salonunu bulmaya çalışıyordum.En iyisi bir süre bu imkansız ama gerçek olanı unutmak.Unutmakta imkanız olsa bile.Yeni odamdan çıktım fakat koca malikânede yemek salonunu nasıl bulacaktım? İçeriden ışık gelen ve yine kapısı olmayan büyük bir oda buldum.büyük bir masada hepside oturmuş yemek yiyordu.vampirler yemek yiyebilirlermiydi? En garibi de hepsi farklı yemekler yiyordu ve çok sessizlerdi.Korkuyorum.Onları gördüğüm her an.Gözlüklü oğlan beni fark etmişti ve ne olur ne olmaz bir kaç adım geriledim."buraya gelmen büyük bir nezaket ama salondan öylece kaçıp gitmen terbiyesizlikti" tırbiyesızlıkti.ne yani fotoğraf mı çekilseydim sizinle.şey umarım akıl okuma gücü yoktur(: ."otur" dedi.kızıl kafanın yanına geçtim ve önümde duran yemeğe baktım.pirinç,et ve miso çorbası.yemeye başladım ama yanımdakinin beni izlediğini farkettim ve kafamı ona çevirdim.gülümsedi ve ayağa kalkıp sandalyemin arkasına geçti ve kulağıma eğildi "istersen yemene yardım edebilirim küçük cadıcık" cevabım tabikide hazırdı "kör değilsin herhalde kendim yiyebiliyorum" bu seferde ben gülümsedim.suratı ciddileşti ve odadan çıktı.bende yemeğime devam ettim ama elime çarpan bir kurabiye parçasıyla durdum.ayıcıklı çocuk çatalıyla tabaktaki kurabiyeleri eziyordu.yanında o sarışın çocuğu fakettim.ve gözleri çok hoş bir mavi tonundaydı.onu incelediğimi anladı ve gözgöze geldik.utandım ve fazlasıyla açık sarı olan saçlarımla kızaran yanaklarımı kapatmaya çalıştım.saçlarım omzumun yukarısına ancak geliyordu ve tabii bir işe de yaramadı.yemeğimi bitirdim ve kalktım.odama hızlı adımlarla geçerken sırtıma değen soğuklu terli olduğumu fark etmemi sağladı.baya koşup terlemiştim ve duş almam gerekiyordu.odamda ayrı bir banyo yoktu ve bu yerde 6 erkek yaşıyordu (!)En azından ben böyle biliyorum.sıkıntıyla nefes verdim ve dolabımı açtım.siyah vans,kısa kot şort, omuzları düşük yarım gri bir bluz ve iç çamaşırlarımı kapıp koridora çıktım.şanslıyım ki banyo hemen karşıdaydı.içeri girdim.bir an duraksadım çünkü o sarışın çocuk küvetteydi.garip olan tarafı kıyafetleriyle su dolu küvette durmasıydı.aslında biraz düşününce neyse ki çıplak değilmiş.o zaman utançtan yerin dibine girerdim.kıyafetlerimi aynanın önüne bıraktım ve yanına gittim.tereddütle omzuna dokundum.gözlerini açtı.Gerçektende masmavi gözleri vardı."şey işin uzun sürer mi?" Elimi omzundan çektim ve cevabını bekledim.öylesine bakıp yeniden gözlerini kapattı.boş gözlerle ona baktım."birlikte mi duş almak istiyorsun?" Yanaklarım sinirden mi utançtan mı bilmiyorum ama fena kızardığına eminim."neden böyle bir şey düşündün ki?" Soruma bildiğin 'piç smile' atarken aklıma yemekte ona nasıl baktığım geldi ve utancım iki katına çıktı.eminim o da bunu kastediyordu.Birden omzuna dokunduğum elimi kavradı ve beni küvetin içine çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diabolik Lovers
VampireBelkide tanrı hayatım boyunca çekmem gerekirken umursamadığım acıyı şimdi bana ceza olarak kullanıyordu?