°~2~°

39 7 1
                                    

"Ne var Sevgi?"diye soğukkanlılıkla arkamı döndüm. Sürtük sırıtışıyla yanıma daha çok yaklaştı.

"Ablanla doğru konuş, istediklerimi yapmazsan o umursamadığım boktan işten çıkacağımı biliyorsun. Değil mi şekerim?"dedi ve sinir bozucu kahkahasını attı.

Ona muhtaç olmasaydım götüne tekmeyi basar bu ülkeden atardım.

"Ne istiyorsun?"diye tısladığımda bu hallerim hoşuna gitmiş olacak ki gülümsemesi yüzünden silinmedi.

"Hayır bir şey istemiyorum, sadece bir şey söylemeye geldim. Bu akşam yokum."

Söylediklerine hiç şaşırmamıştım, yine barlarda sürüneceğini adım gibi biliyordum.

"Tamam."

Sert tonumu koruyarak söylediğim bu cümleden sonra arkamı dönerek okula girdim.

Telefonumun klasik sesini duyunca duraksıyarak cebimden çıkardım.

"Efendim?"

Sesim beklediğimden daha az sinirli çıkmıştı.

"Kanka, dolaşacağız grupla gelmek ister misin?"

Kafamı dağıtmaya ihtiyacım var.

"Geleceğim."

"Okul kapısının orada bizi b- Ver şunu mal! Hemen geliy-"

Telefon kapanınca kıkırdadım. Arkadan Buğra bağırmıştı ve Rüya'yla tartışmışlardı.

Okulun dış kapısına varınca telefonumu açıp sosyal medyadan bildirimlerin olup olmadığına baktım.

Whatsapp'ta toplu gruplardan çok mesaj gelmişti. Umursamadan Instagram'a girdim. Çok takipçim vardı ama fotoğraflarıma az beğeni geliyordu, kıskanç köpekler!

Snapchat'e girdiğimde yeni fotoğrafların paylaşıldığını gördüm. Bizimkilerden Rüya'nın yeni paylaşımda bulunduğunu görünce açtım.

"Evet, okuldan kaçıyoruz. (Bunu söylerken bizim gruptan kişilere kamerayı çeviriyordu.) "

"Hass- Çabuk ol! (Sessizce fısıldayan Buğra'ydı.)

"Abdullah geldii! (Diye bağıran Derin'di.)"

"Off! (Kıvanç uyuşukluklarına söylenince video bitti.)

Bu hallerine kahkaha atmadan duramadım.

Arkamdan gelen ayak sesleri bizimkilerin geldiğini belli ediyordu.

"Göt eritmeye hazırsanız gidelim millet!"dedi Buğra...

°|~|°

Zaman çok hızlı ilerliyordu, fazlasıyla.

İlk önce biraz kafede oturup sohbet etmiştik, sonra dolaşmıştık, şu anda kumsaldayız.

Erkekler kendi aleminde oturup, koyu bir sohbete dalmışlarken sıkıldığım gerçeği yüzüme kahkahalarla vuruyordu.

Kısaca etrafı süzdüğümde Rüya'nın bile sohbete dahil olduğunu görünce artık kalkmam gerektiğini düşündüm.

"Ooo saatte bayağı geç olmuş, benden bu kadar. İyi akşamlar."hızlı cümlelerimin arasından el sallayıp kararlı adımlarla oradan ayrılıyordum, kolumdan çekilene kadar. 

"Tek başına mı!"tek kaşını kaldırıp bana sinirle bakan Batuhan'a şirince gülümsemeye çalıştım. Sadece çalıştım.

Batuhan, tanıdığım en müthiş insanlardan biridir. Güçlü kalmama en çok yardımı dokunan sayılı kişilerdendi. Batuhan benim abim gibiydi. Aile sevgisiyle donatılmış, belasız ve çalışkan yakışıklı. İşte bu Batuhan Özkök.

Kahverengi gözleri ve kumralımsı saçlarını net olarak göremiyordum.

Tek başıma gitmeme izin vermeyeceğini tabikide biliyordum.

"Bende tam seni çağırıyordum."deyip şirince gülümsemeye çalıştım. Sadece çalıştım.

"Düş önüme."diye Batuhan'a homurdanarak yürümeye başladım...

Evime bir sokak kala Batuhan'ı durdurum.

Cevap beklercesine baktığında konuştum.

"Şu market açık, bana çitos peynirli alır mısın? Lütfeeeen."

"Hmm. Peki baş belası. Bekle beni!"deyip marketin içine girdiğinde arkasından kıkırdamamı durduramadım.

Arkamdan çıtırtılar geldiğinde korkmadan döndüm ama kimse yoktu.

Muhtemelen kedidir ahh doğru bir kedi olabilir. Amaaa peki ya kelebekse?

Çığlık atıp marketten dönen ve bana kafasını kaşıyarak bakan Batuhan'ın üzerine atladım.

"Ahh, hayır. Kelebek! Al şunu. Al şu lanet olasıca şeyi üstümden."diye bağırmaya devam ederken Batuhan ağzımı eliyle kapadı.

"Gece! Kendine gel. Akşam kelebeğin ne işi var. Hem uyuyanları rahatsız ediyoruz. Birisi balkondan çıkıp kafama terlik atarsa seni gebertirim cadaloz."dedikten sonra tehditkar bakışlarıyla beni ölüm sessizliğine sürükledi, Batuhan'ın kafasına terlik gelene kadar.

Terliğin nereden geldiğine bakmak için kafamı kaldırdığımda tonton bir teyzenin bize bakıp cıkladığını gördüm. Alışılmadık bir şey değildi aslında, bizim grupta hep böyle psikopatça şeyler olurdu.

Kendimi zorlayıp kahkaha atmamı bastırdım.

Batuhan 'Seni öldüreceğim Geceee.' bakışını attıktan sonra saçını turuncuya boyatmış tontoncuğuma döndü.

Ohaaa. Bir dakika b-bu. Benim yaşlarımda, ismi Pelin olan komşumun anneannesi Naciye Teyze! Ahahaha gerçekten süper.

Naciye Teyze, Batuhan'ı çok iyi tanımıyordu ve beni böyle -Batuhan'ın kucağında- görürse yanlış anlayabilirdi.

Saçlarımı önüme çekip Batuhan'ın üstünden indim.

"Aaa. Zamane gençlerine bak! Sokakta yiyişiyorlar. Oğlum sen utanmıyor musun cık cık cık. Terbiyesizler. Anne babanız nerede sizin? Bilmiyorlar tabi, gizli aşk yaşıyorsunuzdur şimdi siz. Kızı gizlice götürüyorsun yani. Kızım sene ne safsın, yakışır mı bayanlara! Ahh nerede kaldı bizim eski zamanlar..."

Hızlı hızlı kurulan cümlelere şaşırdım. Motora bağladı mübarek.

"Teyzecim, ayıp oluyor ama kardeşimdir o benim. Ne götürmesi ne yiyiyişmesi?"

Bir kere düştük mü kurtulamazdık Batu. Nafile.

Naciye Teyze konuşmaya devam ederken Batuhan bu sefer sinirle olayı izah etmeye çalışıyordu.

Fırsat bu fırsat, şimdi ev zaten yakın. Koşsam yakalayamaz. Hmmm.

1
2
3
Koş...

Duygular Bizi Bitirirken Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin